MENFİ TESPİT VE İSTİRDAT DAVALARI - İÇTİHATLAR
Alanya avukat olarak hizmet veren Aşıkoğlu Hukuk Bürosu, Eski Alanya Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aşıkoğlu tarafından Alanya'da kuruldu.
alanya,hukuk,bürosu,avukat,dava,danışma,mehmet,aşıkoğlu,mehmet aşıkoğlu,savcı,eski,ceza,ticaret,haciz,alacak,borçlar,Mehemet,Aşıkoğlu,alanya,avukat,hukuk,bürosu,alanya avukat, mehmet aşıkoğlu, alanya hukuk bürosu
23676
post-template-default,single,single-post,postid-23676,single-format-standard,bridge-core-2.5,ajax_fade,page_not_loaded,,side_area_uncovered_from_content,vss_responsive_adv,vss_width_768,qode-theme-ver-14.2,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
 

MENFİ TESPİT VE İSTİRDAT DAVALARI – İÇTİHATLAR

MENFİ TESPİT VE İSTİRDAT DAVALARI – İÇTİHATLAR

Davacı senetteki imzayı inkar etmişse de; Adli Tıp Kurumu raporuna göre senetteki
imzanın davacının eli ürünü olduğu belirlenmiş, her ne kadar belge tarihinden eski
imzalar getirtilerek inceleme yapılması gerekli bir husus ise de, senet tarihinden sonraki
imzaların dahi senetteki imza ile örtüştüğü belirlenmiş olmakla usuli eksikliğin sonuca
etki eder mahiyette olmadığı anlaşılmakla davacının bu yöne ilişkin istinaf istemlerinin
reddine, bedelsizlik iddiasına ilişkin olarak gerekçeli kararda mahkemenin hiçbir
tespitte bulunmadığı bu yöndeki delilleri tartışmadığı görülmekle, senet metninde
senedin ihdas kısmı boş bırakıldığında kural olarak “nakten” olduğunun kabulü
gerektiği, davacı bunu talil ederek “malen” olduğunu iddia etmekte ise aynı kuvvette
kesin delil sunmak zorunda olup, davacının senedin bedelsizliğine ilişkin yazılı delil
sunmadığı, davalı yanın mücerretlik savunmasının geçerliliğini koruduğu, bedelsizlik
iddiası aynı zamanda suç teşkil eden bir fiil olmakla yemin ve isticvapla da
kanıtlanmasının mümkün bulunmadığı;

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 18.04.2017 tarih ve
2015/1078 E. – 2017/297 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine,
istinaf isteminin kabulüne-reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk
Dairesi’nce verilen 16.03.2020 tarih ve 2017/4306 E. – 2020/686 K. sayılı kararın Yargıtay’ca
incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği
anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor
dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler
okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davacının davalı şirket ile 24.12.2014 tarihli Traktör Satış sözleşmesi
imzaladığını, sözleşmeye istinaden 185.000.- TL bedelli teminat senedinin davalılara
verildiğini, sözleşme gereği traktörün davacıya devredilmediğini dolayısıyla dava konusu
senedin konusuz kaldığını, davalının kötü niyetli olarak elinde bulunan bono ile icra işlemi
başlatarak paranın tahsiline giriştiğini, davacının sağlık problemlerinden dolayı icra takibine
itiraz edemediğini, davalının ticari defterleri incelendiğinde traktörün devredilemediğinin
görüleceğini, bononun dayanağı borçlandırıcı işlemin taraflar arasında yapılmadığını, icra
takibinin haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek, davacının davalılara borcu
olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili; senet üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunu, davalı Ata Traktör …
Şti.’nin takip konusu senet ve icra takibi ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, senedin davalı şirket
ile davacı arasında imzalanan 24.12.2015 tarihli sözleşmeye istinaden verildiği iddiasını kabul
etmediklerini, satış sözleşmesinde takip konusu senede ilişkin bir ibarenin bulunmadığını,
takip konusu senedin davalı … tarafından davacıya verilen borç para karşılığında
düzenlendiğini, bononun kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğinden aksinin ispatının davacı
tarafça yazılı delille yapılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep
etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; … İcra Dairesi’nin 2015/6450 Esas sayılı icra takip
dosyasında alacaklı … tarafından borçlu … hakkında 26/06/2015 tanzim tarihli 30/06/2015
vadeli 185.000.- TL bedelli senede istinaden kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı, ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin raporunda senet üzerindeki imzaların …’in eli ürünü
olduğu belirtildiği gerekçesiyle davanın reddine, tazminat koşulu oluşmadığından davalılar
lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karara karşı davacı vekili
istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde; davacı senetteki imzayı inkar
etmişse de; Adli Tıp Kurumu raporuna göre senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğu
belirlenmiş, her ne kadar belge tarihinden eski imzalar getirtilerek inceleme yapılması gerekli
bir husus ise de, senet tarihinden sonraki imzaların dahi senetteki imza ile örtüştüğü
belirlenmiş olmakla usuli eksikliğin sonuca etki eder mahiyette olmadığı anlaşılmakla
davacının bu yöne ilişkin istinaf istemlerinin reddine, bedelsizlik iddiasına ilişkin olarak
gerekçeli kararda mahkemenin hiç bir tespitte bulunmadığı bu yöndeki delilleri tartışmadığı
görülmekle, senet metninde senedin ihdas kısmı boş bırakıldığında kural olarak “nakten”
olduğunun kabulü gerektiği, davacı bunu talil ederek “malen” olduğunu iddia etmekte ise aynı
kuvvette kesin delil sunmak zorunda olup, davacının senedin bedelsizliğine ilişkin yazılı delil
sunmadığı, davalı yanın mücerretlik savunmasının geçerliliğini koruduğu, bedelsizlik iddiası
aynı zamanda suç teşkil eden bir fiil olmakla yemin ve isticvapla da kanıtlanmasının mümkün
bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddi sonuç olarak doğru ise de, yeterli gerekçe taşımadığı
anlaşılan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine
HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge
Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut
uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi
HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de
bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına
karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge
Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA,
HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece
Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda
yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21/06/2021
tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
11. HD. 21.06.2021 T. E:2020/6291 , K:5241

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.

EnglishGermanRussiaFinlandIran Hemen Arayın