Meslek Hastalığı Tazminat Davası 2
Alanya avukat olarak hizmet veren Aşıkoğlu Hukuk Bürosu, Eski Alanya Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aşıkoğlu tarafından Alanya'da kuruldu.
alanya,hukuk,bürosu,avukat,dava,danışma,mehmet,aşıkoğlu,mehmet aşıkoğlu,savcı,eski,ceza,ticaret,haciz,alacak,borçlar,Mehemet,Aşıkoğlu,alanya,avukat,hukuk,bürosu,alanya avukat, mehmet aşıkoğlu, alanya hukuk bürosu
24355
post-template-default,single,single-post,postid-24355,single-format-standard,bridge-core-2.5,ajax_fade,page_not_loaded,,side_area_uncovered_from_content,vss_responsive_adv,vss_width_768,qode-theme-ver-14.2,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
 

Meslek Hastalığı Tazminat Davası 2

Meslek Hastalığı Tazminat Davası 2

Meslek Hastalığı Tazminat Davasında Zamanaşımı

Meslek hastalığı tazminat davası zamanaşımı süresi 10 yıldır (6098 sayılı Borçlar Kanunu m.146).

Tazminat davası zamanaşımı süresi failin ve zararın öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Meslek hastalığı tazminat davasında zararın öğrenilmesi kavramı zamanaşımının başlangıcı açısından oldukça önemlidir. Zararın öğrenilmesinden kastedilen; bütün hal ve şartları ile (kapsamı, mahiyeti, etkisi vs.) zararın öğrenilmiş olması demektir. Özellikle bedensel zararlarda ancak bakım ve tedavi neticesinde düzenlenen doktor raporuyla zarar belirli bir netliğe ulaşır. Bedensel zararın gelişim gösterdiği hallerde zamanaşımı başlangıcı olarak “gelişimin tamamlandığı” tarih dikkate alınır. Değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı meslek hastalıklarında zamanaşımı meslek hastalığının tespit tarihinde başlar.

İşverenin Kaçınılmazlık Nedeniyle Sorumluluğu

5510 sayılı Kanun’un 21/1 maddesine göre “İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.” hükmünü taşımaktadır. Meslek hastalığın kaçınılmazlık indirimi, işverenin tüm yükümlülüklerini mevzuata uygun yerine getirmesi halinde sözkonusu olur. İşveren, her türlü önlemi almasına rağmen meslek hastalığının ortaya çıkması halinde maddi tazminattan kaçınılmazlık indirimi yapılmalıdır.

Öğretide, yargısal kararlarda ve yasalarda kötü tesadüf, fevkalade hâl, umulmayan durum, tesadüfi olay olarak da adlandırılan kaçınılmazlık, hukuksal ve teknik anlamda “fennen önlenmesi olanaksız”, başka bir anlatımla işverence mevzuatın öngördüğü tüm önlemler alınmış olunsa bile önlenemeyecek olan durumları ifade eder.

Kaçınılmazlığın unsurları; 1-İrade dışında meydana gelen olay, 2-Davranış kuralının veya sözleşme borcunun ihlali, 3-İlliyet bağının bulunması, 4-Önlenemezliktir.

Bu unsurlardan özellikle sonuncusu olan olayın önlenemezliği hususunu biraz açmak gerekirse; buradaki önlenemezliğin olayla ilgisi yoktur. Önlenemezlik unsuru, tamamen davranış normu ve borca aykırılıkla ilgili olup, alınabilinecek tüm tedbirler alınmış olunsa dahi bir davranış normunun veya sözleşmeden doğan bir borcun ihlalinin ifadesidir. Yani olay önlenemez olmasına rağmen bir davranış kuralına ya da sözleşmeden doğan borca aykırılık önlenebiliyorsa artık kaçınılmazlıktan söz etme imkanı yoktur. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler önlenemez olaylara karşın bir davranış kuralını ve borca aykırılığı önleme olanağını sağlamaktadır. Örneğin; bir inşaat işçisinin üzerinde çalışacağı tabiyeyi hazırlamak için duvara beton çivisi çakarken çivinin başının kırılıp gözüne kaçması olayında çivinin kırılması irade dışı ve önlenemez bir olay olmakla birlikte kırılan bu çivinin işçinin gözüne kaçması önlenemez bir olay değildir. Zira çalışma esnasında gözlük kullanılarak bu neticenin önüne geçilebilinir. O halde böylesi bir durumda olayın önlenemezliğinden bahisle kaçınılmazlıktan bahsetme imkanı yoktur. Kaçınılmazlık beklenmeyen hâl olarak nitelendirilir. Kaçınılmazlığın bir başka adı da aksi tesadüftür. Kaçınılmazlık öngörülebilir fakat engellenemeyen hadiseleri ifade eder. Bazen her türlü önlemin alınması durumunda dahi iş kazası ya da meslek hastalığı meydana gelebilir. Kaçınılmazlık durumunda zararın tümüne işçinin katlanması hakkaniyete uygun düşmez Yargıtay uygulamalarında kaçınılmazlık durumunda sorumluluğun paylaştırılması kural olarak %60 işveren, %40 kazalı kusuru olarak sorumluluğun paylaştırılması şeklindedir (YHGK-K.2018/215).

Meslek Hastalığı Maddi ve Manevi Tazminat Davasının Kapsamı

Meslek hastalığına yakalanan işçi işverene karşı her türlü maddi ve manevi zararlarının karşılanması amacıyla tazminat davası açabilir.

Manevi tazminat, kişilik değerleri saldırıya uğrayan kişinin isteyebileceği bir tazminat türüdür. Kişilik değerleri, bireyin kişilik haklarını meydana getirmekte olup kanunda tanımlanmamış olmakla birlikte Yargıtay kararlarına göre kişinin yaşamı, sağlığı, ruh ve vücut bütünlüğü bozulan herkes manevi tazminat isteyebilir.

Maddi tazminat davası, işçinin meslek hastalığı nedeniyle uğradığı meslekte güç kaybı ve diğer zararlarını karşılamak üzere açılır. Maddi tazminatın kapsamınını belirleyen temel unsurlar şunlardır:

  • Tarafların kusur oranları,
  • Maluliyet varsa maluliyet oranı,
  • İşçinin en son geliri.

Meslek hastalığı sonucu ölüm halinde; ölen işçinin desteğinden yoksun kalan kişiler maddi tazminat davası açabilir. Ölüm nedeniyle açılan maddi tazminat davalarında hükmedilen tazminata, “destekten yoksun kalma tazminatı” denilmektedir. Ölen kişinin eşi, çocukları, anne-babası veya ölenin kendisine destekte bulunduğunu ispat edebilen herkes maddi ve manevi tazminat davası açabilir.

Ölenin herhangi bir desteği olmamasına rağmen ölümden üzüntü duyan birinci derece yakınlar da manevi tazminat davası açabilirler. (Borçlar Kanunu md. 56/2). Yaralanma halinde, yaralananın yakınlarının maddi tazminat isteme hakları yoktur. Ancak, yaralanma ağır bedensel zarar meydana getirmişse (örneğin, bir gözün gözün kör olması, bacak veya kolun kopması), özellikle uzuv kaybı meydana gelmişse yaralananın yakınları da manevi tazminat talep edebilir (BK md. 56/2).

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.

EnglishGermanRussiaFinlandIran Hemen Arayın