İTİRAZIN İPTALİ DAVASI “ISLAH” EDİLEREK TAZMİNAT VEYA ALACAK DAVASINA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR
Alanya avukat olarak hizmet veren Aşıkoğlu Hukuk Bürosu, Eski Alanya Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aşıkoğlu tarafından Alanya'da kuruldu.
alanya,hukuk,bürosu,avukat,dava,danışma,mehmet,aşıkoğlu,mehmet aşıkoğlu,savcı,eski,ceza,ticaret,haciz,alacak,borçlar,Mehemet,Aşıkoğlu,alanya,avukat,hukuk,bürosu,alanya avukat, mehmet aşıkoğlu, alanya hukuk bürosu
24335
post-template-default,single,single-post,postid-24335,single-format-standard,bridge-core-2.5,ajax_fade,page_not_loaded,,side_area_uncovered_from_content,vss_responsive_adv,vss_width_768,qode-theme-ver-14.2,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
 

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI “ISLAH” EDİLEREK TAZMİNAT VEYA ALACAK DAVASINA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI “ISLAH” EDİLEREK TAZMİNAT VEYA ALACAK DAVASINA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR

HUKUKSAL GÖRÜŞ

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI “ISLAH” EDİLEREK TAZMİNAT VEYA ALACAK DAVASINA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR

Özet:

1) “İtirazın iptali”olarak açılan dava, “ıslah”yoluyla “alacak (tazminat) davasına” dönüştürülebilir.
2) İtirazın iptali davasının konusu, ilamsız icra takibine yapılan itirazın “iptali” olup, ayrıca (ıslah yapılmadan), yargılama sırasında saptanan tüm alacağın hüküm altına alınması istenemez.

3) İtirazın iptali davasında kısmi istek olmaz. Eğer icra takip tutarının tamamı için değil de, bir bölümü için harç yatırılmışsa, bu durum kısmi dava olarak nitelenemez. Mahkeme “itirazın iptaline” karar verecekse, eksik harcın tamamlatılması gerekir.

4) Eğer, itirazın iptaline karar verilmişse, takip konusu alacaktan fazlası için ayrı bir dava, “bakiye alacak (tazminat) davası” açılması gerekecektir.

5) Alacağın (tazminatın) likit olmayıp, belirsiz olduğu, yargılamayı gerektirdiği durumlarda (hesaplanan alacak, takip tutarını aşmış olsa dahi) “icra inkâr tzminatına” hükmedilemez.

6) Dava konusu somut olayda, bütün bu ayrıntılara girilmesi gerekmeyip, “itirazın iqtali” davasının “ıslah” yoluyla “alacak (tazminat) davasına” dönüştürülmesi yeterlidir.

7) İtirazın iptali davası “ıslah” yoluyla “tazminat davasına” dönüştürüldükten sonra, dava konusu “ölüm nedeniyle” tazminat olduğu için, 6100 sayılı HMK. 107.maddesi uyarınca “belirsiz alacak davası” olarak sürdürülmeli ve öyle sonuçlandırılmalıdır.

8) Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat isteği olduğu için, davalı işletenin sorumluluğu yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden faize hükmedilmesi istenmelidir.

I- DAVANIN İNCELENMESİ

Dava : İtirazın iptali.

1- Dava konusu:
26.02.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ölen C.D.’nin desteğinden yoksun kalan eşi ve oğlu için (tazminat isteğinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle) doğrudan maddi ve manevi tazminat davası açılması gerekirken,

Davacılar vekili, dava açmak yerine, olay tarihindeki Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası limiti olan 150.000 TL’nın tamamını tazminat olarak alabilecekleri sanısı ile, söz konusu miktar üzerinden “ilamsız icra” takibine girişmiş; itiraz üzerine “itirazın iptali davası” açmıştır.

2- Destekten yoksun kalma tazminatı, likit bir alacak olmayıp, yargılamayı gerektirir; doğrudan icra takibi yapılamaz.
a) Yukarda belirttiğimiz gibi, destekten yoksun kalma tazminatı, likit bir alacak olmayıp yargılamayı gerektirir. Likit bir alacak imiş gibi doğrudan icra takibi yapılamaz.

b) Öte yandan, trafik kazası nedeniyle sigortacının sorumluluğu, 2918 sayılı KTK’nun 91.vd.maddelerinde düzenlenmiş olup, yasa gereği işletenin yaptırmak zorunda olduğu “Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası”, ferdi kaza ve koltuk sigortalarında olduğu gibi bir kaza (meblâğ) sigortası olmayıp, bjr sorumluluk (zarar) sigortası türü olduğu için, sigorta poliçesindeki güvence tutarının tamamı (meblâğ sigortası gibi) alınamayıp, sigortacının ödemekle yükümlü olacağı miktar, ancak hesaplanan tazminat tutarı kadardır. Eğer, hesaplanan destek tazminatı toplamı, kaza tarihindeki limiti (güvence tutarını) aşıyorsa, o zaman limitin tamamı ödenir; bakiyesinden işleten ve sürücü veya sigortacı olmayan üçüncü kişiler sorumlu olur.

3- Hem itirazın iptali ve hem alacağın tahsili istenemez.
Davanın konusu “ilâmsız” icra takibine yapılan itirazın “iptali”iken, davacılar vekili, dava dilekçesinin başında ve “sonuç“ bölümünün 2.bendinde “Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere itirazın 20.000 TL. üzerinden iptaline” karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekilinin bu isteği bir çok bakımlardan yanlıştır: Şöyle ki:

a) İlamsız icra takibine itiraz üzerine açılan “îtirazın iptali” davasında, yalnızca “itirazın iptali” istenebilir. Ayrıca, kısmen veya tamamen “alacağın tahsili” istenemez.Bir başka anlatımla, aynı davada hem “itirazın iptali” ve hem “alacağın tahsili” bir arada olmaz ve mahkemece de istek gibi karar verilemez.
Bu konuda Yargıtay kararlarında şöyle denilmiştir:

İtirazın iptali ve alacak davası nitelikleri ve sonuçları itibarıyla birbirinden farklı dava türleridir. Dava dilekçesinde sadece itirazın iptali istendiği halde, hem alacağın tahsiline hem de itirazın iptaline karar verilemez.
11.HD.16.01.2006 E.2005/159 K.2006/87

İtirazın iptali ile alacağın tahsili birlikte istenemez. Böyle bir durumda; mahkemece davacı tarafa, davasının itirazın iptali mi, yoksa alacak davası mı olduğunun açıklattırılması; buna göre davanın itirazın iptali veya alacak davası olarak sonuçlandırılması gerekir. 9.HD.24.09.2001 E.2001/15124 K 2001/14417

İtirazın iptaliyle birlikte alacağın tahsili istenemez.İtirazın iptali davalarında yargıç, itirazın iptaliyle yetinecek; ayrıca alacağın tahsiline karar verilmeyecektir. Çünkü, İİY.67.maddesine göre açılan itirazın iptali davası, açılış biçim ve süresiyle doğurduğu sonuçlar bakımından alacak davasından farklıdır.
Ancak, mahkemece, davacı alacağı yönünden bilirkişi incelemesiyle alacağın miktarı saptanarak hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu durumda, mahkeme kararının gerekçesinin değiştirilerek ve hükmün düzeltilerek onanması gerektiği halde, her nasılsa Dairemizce bozulduğu anlaşıldığından, davacı yanın karar düzeltme isteminin kabulü uygun görülmüştür. 9.HD.01.07.1994 E.1994/5279 K.1994/7130

b) Yukardaki iki kararda, “davacı vekiline, davasının itirazın iptali mi, yoksa alacak davası mı olduğunun açıklattırılması; buna göre davanın itirazın iptali veya alacak davası olarak sonuçlandırılması” uygun görülmüş; sonuncu kararda da yerel mahkeme kararı “itirazın iptali” biçiminde iken, “alacak davası” olarak düzeltilip onanmış ise de, bu kararlar Yargıtay’ın başka dairelerinin aşağıda açıklayacağımız “itirazın iptali” davasının “ıslah” yoluyla “alacak davasına” dönüştürülebileceğine ilişkin kararlarıyla çelişmektedir.

c) Yukardaki Yargıtay kararlarında doğru olan hususlar:
“İtirazın iptali ve alacak davasının nitelikleri ve sonuçları itibarıyla birbirinden farklı dava türleri olması; bu nedenle, itirazın iptaliyle birlikte alacağın tahsilinin istenememesi; bu tür davalarda yargıcın itirazın iptaliyle yetinmesi, ayrıca alacağın tahsiline karar verememesidir.” .

4- İtirazın iptali davası “ıslah” yoluyla “alacak davasına” dönüştürülebilir.
Yargıtay’ın çeşitli daireleri, gerek “usul ekonomisi” yönünden ve gerekse İcra İflas Kanunu 67.maddesi ile HMUK 83.maddesi (6100/HMK.176) yönünden, “itirazın iptali” davasının “ıslah” yoluyla “alacak davasına” dönüştürülebileceğini kabul etmişlerdir.

Bu konuda Yargıtay kararlarından örrnekler aşağıdadır. Özetle:

İtirazın iptali davası olarak açılmış olan davanın, ıslah dilekçesi verilerek alacak davasına dönüştürülmesi mümkündür. (2004/m.67 1086/m.83)
19.HD.01.02.2006 E2005/10973 K2006/742

Dava, İİK.nun 67. maddesine dayanılarak icra takibine “itirazın iptaline” ilişkin iken, davacı vekili tarafından verilen “ıslah” dilekçesi ile davanın alacak davası olarak yürütülmesi istenmiş bulunmakla, mahkemece davanın alacak davası olarak incelenip sonuçlandırılması yerine davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
15.HD.23.01.2006 E.2005/7729 K.2006/173

Dava, davacının davalı şirketten olan alacağının tahsiline yönelik “itirazın iptali” istemi iken, yargılama sırasında verilen “ıslah” dilekçesi ile dava sebebi “alacak davası” olarak değiştirilmiş bulunmakla, sonucuna göre karar verilmelidir.
11.HD.16.06.2003 E.2003/797 K.2003/6447

Davacı, dava dilekçeside “itirazın iptalini” istemiş; daha sonra verdiği “ıslah” dilekçesi ile davanın “alacak davası” olarak görülmesini istemiştir. Bu durumda davanın alacak davacı olarak görülüp sonuçlandırılması zorunludur.
13.HD.09.02.2009 E.2008/9694 K.2009/1327

5- Dava dilekçesindeki “kısmi iptal” isteği hakkında görüşümüz
Davacılar vekili, dava dilekçesinin başında ve sonunda “Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere itirazın 20.000 TL. üzerinden iptaline” karar verilmesini istemiş” olup, eğer “ıslah” yoluyla itirazın iptalı davası “alacak davasına” dönüştürülecekse, bunun bir “kısmi istek” olarak kabul edilmesi; 6100 sayılı HMK.107.maddesi uyarınca (bilirkişi hesap raporu verilmiş ve tazminat tutarı belli olmuş bulunmakla) peşin harç tamamlatılıp, hesaplanan tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekir.

6- Davalıların sorumlu olacakları tazminat tutarları:
a) 23.06.2012 tarihli Bilirkişi Raporunda dul eş Ayten Dosdoğru için 178.675,09 TL. ve oğul Burak Dosdoğru için 12.945,03 TL. olmak üzere, toplam: 191.620,12 TL. destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmıştır.

b) Hesaplanan tazminat tutarı, olay tarihi itibariyle 150.000 TL. olan trafik sigortası limitini aşmaktadır. Bu nedenle davalı sigorta şirketi 150.000 TL. ile bunun temerrüt tarihinden işletilecek faizi ve tazminatın tamamına orantılı olarak yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumlu olacaktır.

c) Davalı işleten ise, hesaplanan tazminatın tamamından sorumlu olacak; sigorta şirketinin 150.000 TL ödemesi durumunda, bakiye alacağı işleten tamamlayacaktır.

SONUÇ VE ÖNERİMİZ:

1) Davacıların ilk vekili, yargılamayı gerektiren bir alacak türü olarak destekten yoksun kalma tazminatı için doğrudan tazminat davası açmak yerine, sigorta limiti üzerinden ilâmsız icra kovuşturması yapmış, itiraz üzerine işbu “itirazın iptalı” davasını açmış; dava dilekçesinde yalnızca “itirazın iptalini” istemek yerine, bir usul hatası yaparak 20.000 TL’lık “kısmi iptal” isteminde bulunmuştur. .

2) İtirazın iptali davasında takibe konu alacağın tespiti gerektiği için, yargılama, normal alacak (tazminat) davalarından farksız bir seyir izlemiş; bilirkişi hesap raporuyla da her bir davacının alacak (destekten yoksun kalma tazminat) tutarları belirlenmiş bulunmakla, son aşamaya (karar aşamasına) gelinmiştir.

3) Bu aşamada yapılması gereken en doğru iş, Yargıtay kararlarıyla da kabul edildiği üzere, “itirazın iptali” davasını “ıslah” yoluyla “tazminat davasına” dönüştürmek ve peşin harcı da yatırarak, bilirkişi raporunda hesaplanan miktarlar üzerinden tazminata hükmedilmesini istemektir.

 

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.

EnglishGermanSwedishRussiaFinlandIran Hemen Arayın