11 Ara Borçlunun Temerrüdünün Sonuçları
TEMERRÜDÜN SONUÇLARI-Müspet ve Menfi Zarar Ayrımı
TBK’nın 117 ila 126. Maddeleri arasında genel olarak borçlu temerrüdün şartları, hükümleri ve sonuçları düzenlenmiştir. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde borçlunun temerrüdünün sonuçları ise TBK’nın 123 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, bu tip sözleşmelere ilişkin bir borçlu temerrüdü durumunda alacaklının bazı seçimlik hakları mevcuttur.
Alacaklının bu seçimlik haklarını kullanma şartları ile birlikte müspet ve menfi zarar kavramları açıklanmakta, bu zarar kalemlerine ilişkin olarak örnekler verilmek suretiyle bunların uygulamadaki yeri gösterilmektedir.
Karşılıklı Borç Yükleyen Sözleşmelerde Borçlu Temerrüdünün Sonuçları
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde borçlunun temerrüde düşmesi halinde doğan sonuçlar TBK’nın 125. ve 126. maddelerinde düzenlenmiştir.
Buna göre; borçlu temerrüde düşerse alacaklının seçimlik hakları söz konusu olmaktadır. Bu seçimlik haklar şöyle sıralanabilir:
- İlk olarak, alacaklı borcun aynen ifası ile birlikte gecikme zammı talep edebilir. Bu seçimlik hak, her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelere özgü değildir, borçlu temerrüdünün genel bir sonucudur.
- Alacaklının diğer bir seçimlik hakkı, borcun ifasından vazgeçerek uğramış olduğu müspet zararın tazminini istemektir.
- Son olarak alacaklı sözleşmeden dönerek uğramış olduğu menfi zararın tazminini talep edebilir.
Borcun aynen ifası ve gecikme tazminatı talep etmek dışındaki diğer iki seçimlik hakların kullanılması için, TBK m.124’te sayılan istisnalar hariç, borçluya son bir ifa şansı tanımak amacıyla uygun bir süre verilmeli ya da hakimden bu yönde bir istekte bulunulmalıdır. Ayrıca, gecikme tazminatı veya müspet ya da menfi zararların tazminine hükmedilebilmesi için borçlunun kusuru aranır. İfadan vazgeçerek müspet zararın tazmininin istenmesi ya da sözleşmenin feshedilerek menfi zararın tazmininin talep edilmesi durumlarında ise bu durum verilen süreler biter bitmez borçluya derhal bildirilmelidir.
TBK m.126’da ise sürekli edimli sözleşmelerde temerrüdün sonuçları düzenlenmiştir. Buna göre, ifasına başlanmış sürekli edimli sözleşmelerde borçlunun temerrüdü halinde alacaklı, ifa ve gecikme tazminatı isteyebileceği gibi, sözleşmeyi feshederek, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilmelidir.
Aynen İfa ve Gecikme Tazminatı
Borcun aynen ifasını ve gecikme tazminatı talep hakkı borçlu temerrüdünün genel sonuçlarındandır. Bu nedenle, alacaklı, temerrüde düşen borçludan her zaman borcun aynen ifasını ve gecikmeden doğan zararın tazminini talep edebilir.
Talebe konu gecikme tazminatı ise TBK m.118’de düzenlenmiştir. Söz konusu maddede, temerrüde düşen borçlunun, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat etmedikçe, borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlü olduğu belirtilmektedir. Mütemerrit borçlunun kusurlu olduğunun karine olarak kabul edildiği söylenir.
İfadan Vazgeçerek Müspet Zararın Tazminini Talep Etmek
TBK m.125’e göre alacaklı, borcun aynen ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir.
Bu seçimlik hakkın kullanılması durumunda sözleşme ayakta kalmaktadır. Bu nedenle alacaklının kendi edimini yerine getirme borcunun devam ettiği kabul edilmektedir.
Borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olması şartı, maruz kalınan müspet zararın tazmininde de gereklidir. Ayrıca kusur karinesi bu hususta da söz konusudur.
Alacaklı, bu seçimlik hakkı kullanacaksa borçluyu bu durumdan hemen haberdar etmelidir. Alacaklı verilen sürenin sonunda derhal bildirimde bulunmazsa seçimlik hakkını yitirir ev aynen ifa ile gecikme tazminatı talep etmek durumunda kalır.
Sözleşmeden Dönerek Menfi Zararın Tazminini Talep Etme
Borcun verilen mehil içinde ifa edilmemesi halinde alacaklı borçluya süre sonunda derhal bildirim yapmak şartıyla sözleşmeden dönebilir ve menfi zararın tazminini isteyebilir.
Sözleşmeden dönme geriye etkili olduğu için taraflardan biri daha önce kendi borcunu ifa etmişse bunun iadesi gerekir. İadenin sebepsiz zenginleşme kurumuna mı yoksa sözleşmeye mi aykırılık kurumuna mı dayandığı tartışmalı olmakla birlikte, Yargıtay ilkinden yana görüş benimsemiştir.
Sözleşmeden dönme hakkının kullanılabilmesi için borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olması gerekmez. Buna karşın, yukarıda bahsedilen diğer tazminat türlerinde olduğu gibi, menfi zararların tazmininde de borçlunun kusuru aranmakta, ancak kusurun varlığı karine olarak kabul edilmektedir.
Müspet Zarar İle Menfi Zarar Ayrımı
Temerrüde düşen borçlunun borcu aynen ifasını kabul etmek istemeyen alacaklı, bahsedilen şartlara uymak kaydıyla, ya ifadan vazgeçmek suretiyle müspet zararın tazminini talep edecek ya da sözleşmeyi feshederek uğradığı menfi zararların tazminini isteyecektir.
Menfi zarar , alacaklının sözleşmenin geçerliliğine güvenerek yaptığı masraflara ilişkindir. Alacaklının mal varlığının söz konusu sözleşme ilişkisine hiç girmeselerdi alacağı değer ile geçersiz kılınan bu sözleşme ilişkisi sonrasında aldığı değer farkı menfi zararı oluşturur. Menfi zararın tazmininde korunan hukuki yarar alacaklının sözleşmenin geçerliliğine olan güvenidir.
Menfi zarar kalemlerine ilişkin sözleşme ilişkisinin tesisine ilişkin her türlü masraf (harçlar ve damga vergisi ödemeleri, yol giderleri, noter masrafları gibi) geçersiz kılınan sözleşmesel ilişki kapsamında ayrıca, söz konusu sözleşmenin geçerli olduğuna güvenildiği için daha uygun sözleşme fırsatlarının kaçırılmasından kaynaklanan kayıplar da müspet zarar olarak görülmektedir.
Müspet zarar ise, borçlunun sözleşmeden kaynaklanan borcunu gereği gibi ifa etmemesi ya da hiç ifa etmemesi sebebiyle alacaklının uğradığı zarardır. Alacaklının mal varlığının borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle bulunduğu durum ile sözleşmede üzerinde anlaşılan şekilde ve sürede ifa edilmiş olması nedeniyle alacağı durum arasındaki fark bu zararı oluşturur. Bu nedenle, müspet zararın tazmininde korunan hukuki yarar alacaklının borcun ifasına olan menfaatidir.
Mahrum kalınan karın müspet zarar kalemlerinden biri olduğu Yargıtay kararlarında sabittir. Bununla kastedilen, genellikle alacaklının aynı mal veya hizmeti başka bir kaynaktan temin etmesi nedeniyle uğradığı kazanç kaybıdır. Ayrıca, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmediği için alacaklının noterden ihtar çekme, mehil verme ve benzeri nedenlerle yaptığı masraflar ile alacaklının ifa edilmeyen sözleşmeyi ikame etmek üzere başka bir sözleşme kurmak amacıyla yaptığı masraflar da bu kalemlere dahildir.
Sonuç
6098 sayılı TBK’ya göre, her iki tarafa da borç yükleyen akitlerde borçlunun temerrüde düşmesi durumunda alacaklının seçimlik hakları mevcuttur. Bu seçimlik haklar, temerrüdün genel bir sonucu olan borcun aynen ifası ve gecikme tazminat talep etmektir. Müspet zararın tazmini , borcun sözleşmeye uygun olarak ifasına dair alacaklının menfaatini koruma hedef alırken, menfi zararın tazmini ise alacaklının sözleşmenin geçerliliğine olan güvenini korur.
Buraya tıklayarak diğer makalelerimize göz atabilirsiniz.
Sorry, the comment form is closed at this time.