Acenteye Yapılan Ödemeden Dolayı Sigorta Şirketinin Sorumluluğu-Yargıtay Kararı
Alanya avukat olarak hizmet veren Aşıkoğlu Hukuk Bürosu, Eski Alanya Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aşıkoğlu tarafından Alanya'da kuruldu.
alanya,hukuk,bürosu,avukat,dava,danışma,mehmet,aşıkoğlu,mehmet aşıkoğlu,savcı,eski,ceza,ticaret,haciz,alacak,borçlar,Mehemet,Aşıkoğlu,alanya,avukat,hukuk,bürosu,alanya avukat, mehmet aşıkoğlu, alanya hukuk bürosu
18391
post-template-default,single,single-post,postid-18391,single-format-standard,bridge-core-2.5,ajax_fade,page_not_loaded,,side_area_uncovered_from_content,vss_responsive_adv,vss_width_768,qode-theme-ver-14.2,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
 

Acenteye Yapılan Ödemeden Dolayı Sigorta Şirketinin Sorumluluğu-Yargıtay Kararı

Acenteye Yapılan Ödemeden Dolayı Sigorta Şirketinin Sorumluluğu-Yargıtay Kararı

T.C.
Yargıtay
11. Hukuk Dairesi

Esas No:2012/10984   Karar No:2014/2469   K. Tarihi:13.2.2014

Taraflar arasında görülen davada Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/12/2011 tarih ve 2007/4-2011/481 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 11.02.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. M. Ö. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalı ile davaya konu sigorta priminin yatırıldığı acente arasında tanzim edilen acentelik sözleşmesinin 9. maddesi gereği emeklilik poliçeleri ve kar payına tabi diğer hayat branşı sigortalarında sigortalılardan tahsil edilen pey akçelerinin tahsilatın yapıldığı günden sonraki ilk iş günü nakden şirket veya A. Emeklilik A.Ş. adına kayıtlı banka hesaplarından birine on-line havale yolu ile yatırmak zorunda olduğunu, müvekkilinin edimini yerine getirmiş olmasına rağmen davalının edimini yerine getirmeyerek acentesini denetlemediğini, poliçe düzenleyip göndermediği gibi yatırılan prim tutarını da ödemediğini, yapılan icra takibine karşı da haksız olarak itirazda bulunduğunu ileri sürerek, davalının takibe vaki itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında yapılmış bir sözleşme olmadığı gibi davacı tarafından sigorta poliçesi yapılması amacıyla müvekkili şirkete ödenmiş bir para ve sigorta yapılması talebini havi hiçbir başvuru formunun da olmadığını, davacının acente E. B. hesabına yatırdığı paranın müvekkili şirket ile bir ilgisinin bulunmadığını, acenteye ödendiği iddia edilen paraların sigorta poliçesine istinaden ödendiğinin de ispat edilemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davaya konu ödemenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 24681 sayılı Bireysel Emeklilik Aracıları Hakkındaki Yönetmeliğin 19. maddesinde ve bu Yönetmeliği yürürlükten kaldıran 25391 sayılı Bireysel Emeklilik Aracılığı Hakkında Yönetmeliğin 23. maddesinde bireysel emeklilik aracısının hiçbir suretle giriş aidatı, katkı payı veya benzeri adlar altında tahsilat yapamayacağının düzenlendiği, ayrıca davalı ile acentesi arasında yapılan acente sözleşmesinde de acentenin böyle bir yetkisinin bulunmadığının belirtildiği, davaya konu olayda acente hesabına yatırılan paranın davalı sigorta şirketi hesabına aktarılmadığı için söz konusu sözleşmenin kurulamadığı, bu nedenle acentenin yetkisiz olarak aldığı paranın iadesi hususunda davalının sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna varılarak, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, acenteye yapılan prim ödemesinin davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.Davacı, davalının yetkili acentesi hesabına sigorta poliçesi tanzim etmesi amacıyla prim ödemesinde bulunmuş olmasına rağmen davalının poliçe düzenleyip göndermediği gibi parasını da iade etmediğini ileri sürerek, yatırdığı paranın istirdadını istemiştir.

Davaya konu ödemelerin yapıldığı tarihte davalının acentesi olarak faaliyette bulunan dava dışı Emrullah Bayır’ın acentelik hesabına gönderilen paraların prim ödemesi amacı dışında başka bir amaçla gönderildiğine ilişkin dosyada bir kanıt bulunmadığı gibi acenteye yapılan ödeme hayatın olağan akışına göre bir sigorta ilişkisinin tesisi amacıyla yapılacak olup, bunun dışında bir amaçla yapıldığının bunu ileri süren tarafından ispatlanması gerekmektedir.Somut olayda davacı, dava dışı acente hesabına toplam 30.079,65 TL ödemede bulunmuştur.Davalı ile dava dışı acente arasındaki Acentelik Sözleşmesinin “Acentenin Yetki ve Sorumlulukları”na ilişkin 1. maddesinde acentenin, şirketin iştigal konusu olan Hayat ve Ferdi Kaza Sigortası branşlarında acentelik vekaletnamesiyle çalışmaya, sigorta teklifleri almaya, söz konusu teklifnamelerle ilgili olarak prim avansı tahsiline yetkili olduğu belirtilmiş, 9. maddesinde ise acentenin, sigorta primi tahsiline yetkili olmadığı, emeklilik poliçeleri ve kar payına tabi diğer hayat branşı sigortalarında sigortalılardan tahsil edilen prim avanslarını (pey akçesini) tahsilatın yapıldığı günden sonraki ilk iş günü en geç öğlen saat 12.00’ye kadar nakden şirkete veya A. Emeklilik A.Ş. adına kayıtlı banka hesaplarından birine on-line havale ile yatırmak zorunda olduğu düzenlenmiştir. Bu durumda, dava dışı acentenin prim avansı tahsiline yetkili olduğu, davacı tarafından yapılan ödemenin sigorta ilişkisinin tesisi amacıyla yapılan prim ödemesi dışında bir amaçla yapıldığının kanıtlanamadığı, tahsil edilen paranın davalı şirkete aktarılmamasının acente ile davalı şirket arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirip, bu hususun davalı sigorta şirketinin yetkili acentesine güvenerek işlemde bulunan davacıya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmamasına göre acenteye yapılan ödemeden dolayı davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.

EnglishGermanRussiaFinlandIran Hemen Arayın