26 Oca İTİRAZIN İPTALİ DAVASININ “ISLAH” EDİLEREK ALACAK DAVASINA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLMESİ 6
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ
T. 09.02.2009 E. 2008/9694 K. 2009/1327
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI
ISLAHLA “ALACAK” DAVASINA ÇEVRİLEBİLİR
ÖZET : Davacı, dava dilekçeside “itirazın iptalini” istemiş; daha sonra verdiği “ıslah” dilekçesi ile davanın “alacak davası” olarak görülmesini istemiştir. Bu durumda davanın alacak davacı olarak görülüp sonuçlandırılması zorunludur.
KARAR: Davacı, davalıya ödünç para verdiğini, karşılığında bono aldığını, davalının kendisini oyalayıp senedin zamanaşımına uğramasına sebep olduğunu, borcun ödenmediği gibi icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir.Daha sonra talebini ıslah ederek davanın alacak davası olarak görülmesini istemiştir.
Davalı, davacıdan satın aldığı kavak ağaçlarının karşılığında verdiği bono bedelini ödediğini, ancak bononun iade edilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davanın reddine dair mahkemenin ilk kararının davacının temyizi üzerine dairemizce bozulması sonucu yapılan yargılamada davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın % 40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde itirazın iptalini istemiş ve ancak 12.05.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile davanın alacak davası olarak görülmesini istemiştir. Davacı ıslah dilekçesindeki talebi ile bağlı olup, bu nedenle davanın alacak davacı olarak görülüp sonuçlandırılması zorunludur. Mahkemece davaya alacak davası olarak bakılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde İtirazın iptali olarak karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA 09.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
T. 16.01.2006 E. 2005/159 K. 2006/87
HEM İTİRAZIN İPTALİNİN VE HEM ALACAĞIN TAHSİLİNİN
BİRARADA İSTENEMESİ VE BU YÖNDE KARAR VERİLEMEMESİ
ÖZET : İtirazın iptali ve alacak davası nitelikleri ve sonuçları itibarıyla birbirinden farklı dava türleridir. Dava dilekçesinde sadece itirazın iptali istendiği halde infazda tereddüde yol açacak şekilde hem alacağın tahsiline hem de itirazın iptaline karar verilemez.
KARAR: Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalının kooperatife borçlarını ödemediğini, alacağın faiziyle birlikte tahsili için başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davacının davalı kooperatife gecikme faizi borcu bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, hesaplanan alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili suretiyle takibin devamına, davalının itirazının bu miktar üzerinden iptaline, itiraza konu alacağın işlemiş faiz alacağı niteliğinde olması nedeniyle icra-inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı kooperatif icra takibinde, asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilini istemiş, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuyla davacı kooperatifin asıl alacağı bulunmadığı, sadece davalının kooperatife geçmiş dönem gecikme bedeli yani faiz borcunun olduğu tespit edilmiştir. Bu takibe devam edilerek faiz alacağı tahsil edilemeyeceği için devanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Kabul şekline göre de;
İtirazın iptali ve alacak davası nitelikleri ve sonuçları itibarıyla birbirinden farklı dava türleridir. Dava dilekçesinde sadece itirazın iptali istendiği halde infazda tereddüde yol açacak şekilde hem alacağın tahsiline hem de itirazın iptaline karar verilmesi ve BK.nun 104. maddesine aykırı şekilde faize faiz yürütülecek şekilde hüküm kurulması da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA 16.01.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ
T.06.04.2012, E.2012/1156 K.2012/2677
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ALACAK DAVASI OLARAK
ISLAH EDİLEBİLİR
ÖZET : Davacının itirazın iptali olarak açtığı davasını alacak davası olarak ıslah ettiği ve yerel mahkeme kararı yerinde olduğundan kararın onanması gerekir.
(6100/m.176, 2004/m.67)
KARAR: Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife üye iken, 01.07.2003 tarihinde üyelikten ayrıldığını, 6.443,00 TL aidat ödemesi bulunduğunu, davalının çıkma payına mahsuben 4.100,00 TL ödemesinin bulunduğunu, kalan 2.333,00 TL’nin sonra ödeneceğinin kararlaştırıldığını, buna rağmen ödenmeyen alacakları için yaptıkları takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın kaldırılmasını ve % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, ıslah dilekçesi ile bu alacağın tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili kooperatifin genel kurul kararına göre, davacıya olan borcun üç yıl içinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, alacağın muaccel olmadığını, davacıdan alacakları için açtıkları dava ile iş bu davanın birleştirilerek takas mahsup yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, alacak davasının kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 30.11.2011 tarih ve 2011/4045-2011/2197 E-K sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Davacının itirazın iptali olarak açtığı davasını alacak davası olarak ıslah ettiği ve yerel mahkeme kararı yerinde olduğundan kararın onanması gerekirken maddi hata sonucu bozulmakla, bu kez yapılan incelemede davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne dairemizin 30.11.2011 tarih ve 2011/4045 Esas 2011/2197 Karar sayılı bozma kararımızın kaldırılarak yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan gerekçeyle ONANMASINA 06.04.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sorry, the comment form is closed at this time.