Yol Genişletme Çalışmaları Nedeniyle Tam Yargı Tazminat Davası
Alanya avukat olarak hizmet veren Aşıkoğlu Hukuk Bürosu, Eski Alanya Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aşıkoğlu tarafından Alanya'da kuruldu.
alanya,hukuk,bürosu,avukat,dava,danışma,mehmet,aşıkoğlu,mehmet aşıkoğlu,savcı,eski,ceza,ticaret,haciz,alacak,borçlar,Mehemet,Aşıkoğlu,alanya,avukat,hukuk,bürosu,alanya avukat, mehmet aşıkoğlu, alanya hukuk bürosu
24607
post-template-default,single,single-post,postid-24607,single-format-standard,bridge-core-2.5,ajax_fade,page_not_loaded,,side_area_uncovered_from_content,vss_responsive_adv,vss_width_768,qode-theme-ver-14.2,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
 

Yol Genişletme Çalışmaları Nedeniyle Tam Yargı Tazminat Davası

Yol Genişletme Çalışmaları Nedeniyle Tam Yargı Tazminat Davası

Yol Genişletme Çalışmaları Nedeniyle Tam Yargı Tazminat Davası

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava; yol genişletme çalışmaları sırasında davacının taşınmazına verilen zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin taşınmazının bahçesinde bulunan çok sayıda meyve ağacı, süs bitkisi, demir parmaklık, beton duvar, demir çardaklar ve tuğla duvarların hiç bir bildirim yapılmaksızın davalı idarece yıkılıp tahrip edildiğini ileri sürerek, maddi zararının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle oyçokluğu ile bozulmuştur. Mahkemece, önceki kararda dayanılan gerekçelerle direnme kararı verilmiş, direnme kararını davalı vekili temyize getirmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı idarece davacının taşınmazına verilen zararın davalı idarenin kamu hizmeti kapsamındaki faaliyetleri nedeni ile mi yoksa haksız file dayalı olarak mı meydana geldiği, varılacak sonuca dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddedilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.

Somut olaydaki uyuşmazlığın çözümü bakımından hizmet kusuru kavramının açıklanmasında yarar bulunmaktadır.

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Yargı Yolu” başlıklı 125. maddesinin 1. fıkrası, “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” hükmünü, son fıkrası ise, “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür” düzenlemesini içermektedir.

İdare hukukunda idarenin iki tür sorumluluğu kabul edilmektedir. Biri, idarenin özel hukuk ilkeleri doğrultusunda yaptığı sözleşmelerden kaynaklanan özel hukuk sorumluluğu; diğeri ise, idarenin idare hukuku ilkeleri doğrultusunda yapmış olduğu sözleşmeler ve idarenin her türlü işlem ve eyleminden kaynaklanan kamu hukuku ilkeleri doğrultusunda oluşmuş idare hukukuna özgü sorumluluk türüdür. İdarenin kişilere verdiği zararları tazmin yükümlülüğü, idarenin “hizmet kusuruna (kusurlu sorumluluk)” ve “kusursuz sorumluluğuna” dayanmaktadır. İdarenin kusura dayanan sorumluluğu, uygulamada “hizmet kusuru” kavramı ile anlatılmaktadır. Hizmet kusurunun tam ve kapsamlı bir tanımını yapmak zor olmakla birlikte genel olarak doktrinde hizmet kusuru; idarenin ifa ile mükellef olduğu herhangi bir kamu hizmetinin kuruluşunda, düzenlenmesinde veya teşkilatında, bünyesinde, personelinde yahut işleyişinde bir takım aksaklık, hukuka aykırılık, bozukluk, düzensizlik, eksiklik, sakatlık veya ihmalin ortaya çıkması, şeklinde tanımlanmaktadır. Hizmet kusurunun üç durumda varlığı hem yargı içtihatları hem de öğreti tarafından kabul edilmiştir. Bu üç durum; hizmetin hiç işlememesi, hizmetin geç işlemesi ve hizmetin kötü işlemesidir.

Buna göre idare kural olarak yürüttüğü kamu hizmeti ile nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK)’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının “b” bendi gereğince; “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar” idari yargı yerinde tam yargı davası açabilecektir. Yine İYUK 15/I-a maddesinde ise, adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği de hükme bağlanmıştır. Nitekim Hukuk Genel Kurulu”nun 04.11.2015 gün ve 2014/17-731 Esas, 2015/2366 Karar; 04.11.2015 gün ve 2015/17-86 Esas, 2015/2364 Karar sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir. Bu genel açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında; davalı idarece yapılan yol genişletme çalışmaları sırasında davacının taşınmazına zarar verilmiş, verilen bu zarar ise davalı idarece sunulan hizmetin kötü işlemesi nedeniyle gerçekleşmiştir. (Yargıtay HGK – Karar:2016/426).

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.

EnglishGermanSwedishRussiaFinlandIran Hemen Arayın