Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması
Alanya avukat olarak hizmet veren Aşıkoğlu Hukuk Bürosu, Eski Alanya Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aşıkoğlu tarafından Alanya'da kuruldu.
alanya,hukuk,bürosu,avukat,dava,danışma,mehmet,aşıkoğlu,mehmet aşıkoğlu,savcı,eski,ceza,ticaret,haciz,alacak,borçlar,Mehemet,Aşıkoğlu,alanya,avukat,hukuk,bürosu,alanya avukat, mehmet aşıkoğlu, alanya hukuk bürosu
25716
post-template-default,single,single-post,postid-25716,single-format-standard,bridge-core-2.5,ajax_fade,page_not_loaded,,side_area_uncovered_from_content,vss_responsive_adv,vss_width_768,qode-theme-ver-14.2,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
 

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Yasal Mal Rejiminin Tasfiyesi

Teslim Edilen Malın Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da, ya eserin sözleşmeye kararlaştırılan niteliklere sahip olmaması ya da bu hususta özel bir anlaşma bulunmasa dahi, sözleşmenin içeriği dikkate alındığında, eserde dürüstlük kuralına göre var olması gereken niteliklerin eksikliği şeklinde ortaya çıkar. Teslim edilen eserin ayıplı olması, eserin sözleşmede kararlaştırılmış olan ya da dürüstlük kuralı gereğince taşıması gereken vasıfları taşımaması anlamına gelmektedir.

Öncelikle, taraflar eser sözleşmesini yaparken sözleşmede meydana getirilmesi kararlaştırılmış olan eserin taşıyacağı vasıflar hakkında da açık ya da örtülü şekilde anlaşma yaparlar. Bu anlaşmalar, eserin ya genel vasıflarına ya da özel vasıflarına ilişkin olabilir. Genel vasıflar, eserin şekli, ölçüsü, rengi, işin görülüş tarzı gibi eseri somut olarak belirleyen vasıflardır. Özel vasıflar ise, hemeş vasıfları itibariyle belirlenen eseri daha yakından tanımlayan özelliklerdir.

Tarafların eserin belirli bir genel veya özel vasfı hususunda anlaşıp anlaşmadıkları ya da hangi vasıflar üzerinde anlaştıkları, somut olayda sözleşmenin dürüstlük kuralı çerçevesinde yorumlanması suretiyle belirlenir. Sözleşmenin yorumunda belirleyici olan sadece sözleşmede kullanılan sözler değildir; iş çevrelerinde hakim olan görüşler de sözleşmenin yorumunda belirleyici role sahiptir.

Sözleşmede özel olarak kararlaştırılmış vasıfların eksikliği durumunda, bu eser tekniğin genel kabul görmüş kurallarına uygun şekilde meydana getirmiş olsa dahi ayıplıdır. Sözleşmeye göre bulunması gereken bir vasfın bulunmaması halinde, bu eser kararlaştırılan eserle aynı derecede kullanıma elverişli olsa dahi ayıplıdır. Eserin bu haliyle daha değerli ve kullanıma daha elverişli olması da bu durumu değiştirmez. Ancak böyle durumlarda, eserin ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılması veya ayıbın giderilmesi haklarının şartları bulunmayabilir ve dolayısıyla iş sahibi meydana getirilen eserle yetinmek zorunda kalabilir. Ayrıca, bu tip durumlarda, bu seçimlik hakların kullanılması hakkın kötüye kullanılmasına da sebebiyet verebilir.

Tarafların sözleşmede meydana getirilmesini kararlaştırmış oldukları inşaat eserinin bir vasfı, tekniğin genel kabul görmüş kurallarının öngördüğü standardın altında kaldığı; sözleşme konusu inşaat eseri, tarafların açık anlaşmasına uygun olarak inşa edilmiş olmakla birlikte, tekniğin genel kabul görmüş kurallarının öngördüğü standarda sahip olmadığı takdirde, sözleşmeye uygun olarak meydana getirilmiş olan eserin ayıplı sayılıp sayılmayacağı hususuna gelince; böyle bir durumda, sözleşmede kararlaştırılan vasıf, eserin sözleşmede öngörülen amacı doğrultusunda kullanılması engel oluşturmuyor ise bir ayıbın varlığından bahsedilemez. Ne var ki, sözlesmede kararlaştırılan ve fakat tekniğin genel kabul görmüş kurallanna aykırı bir vasıf, eserin tahsis amacı doğrultusunda kullanımına elverişliliğini azaltyorsa ya da ortadan kaldırıyorsa, eserin ayıplı sayılıp sayılmayacagı sorunu ortaya çıkar. Kural olarak yüklenici, eseri meydana getirirken, bu eserin vasıfları ile ilgili olarak sözleşmede kararlaştırılmış olan hükümlere uymasından dolayı sorumlu olmaz. Ne var ki, tekniğin genel kabul görmüş kurallarına aykırı veya bu kuralların standardının altında olan vasıf eserin tahsis amacı doğrultusunda kullanımına elverişliliğini azaltacak ya da tamamen ortadan kaldıracaksa, bu durumda yüklenicinin TBK md. 472/f.3 hükmü gereği is sahibini uyarma yükümlülüğü doğar.
Yüklenici bu yükümlülüğünü yerine getirmediği takdirde, eserin tahsis amac1 doğrultusunda kullanımına elverişsizliğinden TBK md. 474 ve devamında düzenlenmiş olan ayıplı ifadan sorumluluk hükümleri uyarınca sorumlu olur. (TBK md. 472/£.3 ve TBK md. 476). Ancak iş sahibi yüklenicinin uyarısına rağmen, inşaat masraflarının daha az tutması veya buna benzer bir düşünceyle, eserin sözleşmede kararlaştırılan vasıfta yapılmasında star ederse, yüklenicinin ortaya çıkan ayıptan dolay1 sorumluluğu bulunmaz.

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.

EnglishGermanSwedishRussiaFinlandIran Hemen Arayın