SÖZLEŞE İPTALİ DAVASINA İLİŞKİN KARAR
Alanya avukat olarak hizmet veren Aşıkoğlu Hukuk Bürosu, Eski Alanya Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aşıkoğlu tarafından Alanya'da kuruldu.
alanya,hukuk,bürosu,avukat,dava,danışma,mehmet,aşıkoğlu,mehmet aşıkoğlu,savcı,eski,ceza,ticaret,haciz,alacak,borçlar,Mehemet,Aşıkoğlu,alanya,avukat,hukuk,bürosu,alanya avukat, mehmet aşıkoğlu, alanya hukuk bürosu
19321
post-template-default,single,single-post,postid-19321,single-format-standard,bridge-core-2.5,ajax_fade,page_not_loaded,,side_area_uncovered_from_content,vss_responsive_adv,vss_width_768,qode-theme-ver-14.2,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
 

SÖZLEŞE İPTALİ DAVASINA İLİŞKİN KARAR

SÖZLEŞE İPTALİ DAVASINA İLİŞKİN KARAR

T.C. YARGITAY

19.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/10736
Karar: 2004/7671
Karar Tarihi: 25.06.2004

SÖZLEŞE İPTALİ DAVASI – İNTİFA HAKKININ KALDIRILMASI İSTEMİ – SÖZLEŞMENİN KONUSUNUN BAŞTAN İTİBAREN İMKANSIZ OLMASI HALİNDE SÖZLEŞMENİN HÜKÜMSÜZ OLACAĞI – BATIL SÖZLEŞMEYE DAYANILARAK KURULAN İNTİFA HAKKININ GEÇERSİZ OLMASI – HÜKMÜN ONANDIĞI

ÖZET: Mahkemece sözleşmenin konusunun baştan itibaren imkansız olması halinde sözleşmenin hükümsüz olacağı, sözleşmeye konu taşınmaz üzerinde akaryakıt ve servis istasyonu yapılmasının imar mevzuatına uygun olmadığı, batıl sözleşmeye dayanılarak kurulan intifa hakkının temeldeki sözleşme batıl olduğundan geçersiz olduğu gerekçesiyle esas ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

(818 S. K. m. 20)

Dava: Taraflar arasındaki birleştirilen sözleşme iptali ve taşınmaz üzerindeki intifa hakkının kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı her iki davanın da kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı vekili, taraflar arasında 5.10.1992 tarihli sözleşme ile mülkiyeti müvekkiline ait taşınmaz üzerinde akaryakıt servis ve satış istasyonu yapılmasının kararlaştırıldığını ve gerekli ruhsat ve izinlerin alınmasının üstlenildiğini, ruhsat alınmasıyla birlikte davalı ile bir işletme sözleşmesi ve ariyet sözleşmesi yapılması için anılan ön protokolün hazırlanıp, imzalandığını, ruhsat ve izinlerin alınması için gerekli müracaatı yaptıklarını ancak taşınmazın bulunduğu mevkii, imar yasasına göre petrol istasyonu yapmaya elverişli olmadığını bu nedenle sözleşmenin ifasının hukuken ve fiilen imkansız olduğunu, davalının ortada bir şey yokken taşınmaz üzerine kendi lehine ipotek tesis ettirip ayrıca intifa hakkı tesis ettirdiğini ve intifa bedelini dahi davacıya ödettiğini, sözleşme gereği davacı şirketin sadece 200.000.000.TL kredi verdiğini ve aynı kredinin 600.000.000.TL olarak tahsil edildiğini iddia ederek sözleşmenin yerine getirilmesinden baştan beri hukuki imkansızlık bulunduğundan sözleşmenin feshine ve intifa hakkının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında, davanın derdest olduğunu, dava konusu gayrimenkulün bulunduğu yer itibariyle Bakırköy mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu ihtilafın Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girmediğini dava konusu intifa hakkının 16.12.1992 tarih 11611 yevmiye numarası ile müvekkili şirket lehine tapuda kanuna uygun olarak kurulduğunu, davacının noterden verdiği 16.12.1992 tarihli taahhütname ile sözleşme konusu arsada inşa edeceği akaryakıt istasyonunun tüm ruhsat ve müsaadelerini en geç 1.4.1993 tarihine kadar alacağını aksi takdirde almış olduğu kredinin verildiği gündeki TCMB Amerikan Doları Alış Kuru baz alınarak Amerikan Doları cinsinden ödemeyi kabul ettiğini, davalı şirketin keşide ettiği ihtarnamelere rağmen davacının edimini yerine getirmediğini, ödünç olarak verilen 200.000.000.TL’nın ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığını, davacının 3.4.1996 tarihinde yaptığı 600.000.000.TL’nın alacağın çok altında olduğunu davacının taahhütnamesindeki edimini ifa etmediğini, takip konusu ipoteğin diğer haklara halel gelmemek kaydı ile fekkedildiğini, müvekkili şirketin gerçek zararlarının karşılanmadığını, intifa hakkı bedeli olarak davacının bir ödemesi olmadığını, ipoteğin fekki ile müvekkili şirket lehine tesis edilmiş 25 yıl müddetli intifa hakkı arasında bir ilişki kurulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Birleştirilen davada davacı vekili, davalı şirketle akdolunan sözleşmeye göre, taşınmaz üzerinde petrol akaryakıt ve servis istasyonu kurulmasında imar yasası yönünden hukuki imkansızlık olduğu ve davalıya herhangi bir parasal borçları bulunmadığından davalı şirket lehine konmuş bulunan intifa hakkının tapudan silinmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre BK.nun 20/1. maddesi gereğince sözleşmenin konusu baştan itibaren imkansız olması halinde sözleşmenin hükümsüz olacağı, sözleşmeye konu taşınmaz üzerinde akaryakıt ve servis istasyonu yapılmasının imar mevzuatına uygun olmadığı, sözleşme tarihinden hüküm tarihine kadar da davacının sözleşme gereğince alması gereken izin ve ruhsatları alıp, akaryakıt satış istasyonu inşaa edemediği, yükümlülüklerini yerine getiremediği aradan geçen uzun süreye rağmen taraflar arasında sözleşme ile kararlaştırılan ilişkinin kurulamadığı ve her iki taraf içinde beklenen faydanın sağlanamadığı, sözleşme yapıldığı anda konusu imkansız olduğundan batıl olup, batıl sözleşmeye dayanılarak kurulan intifa hakkının temeldeki sözleşme batıl olduğundan geçersiz olduğu gerekçesiyle esas ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Sonuç: Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25.06.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.

EnglishGermanRussiaFinlandIran Hemen Arayın