23 Tem ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU YARGITAY KARARI
T.C.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
E. 2019/3962
K. 2020/5421
T. 21.10.2020
* ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU ( Temel Şekli İtibarıyla Adlî Para Cezasını ya da Üst Sınırı Beş Yıldan Fazla Olmayan Hapis Cezasını Gerektiren Bir Suçtan Dolayı Soruşturma Evresinde Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesine Kovuşturma Evresinde Kovuşturmanın Ertelenmesine ve Kesinleşmiş Olan Mahkûmiyet Hükmünün İnfazının Ertelenmesine Karar Verileceği -Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçundan Dolayı Kovuşturmanın Ertelenmesine Karar Verilmesi Gerektiğinin Gözetilmemesinin Hatalı Olduğu )
* MAĞDURA AİT GÖRÜNTÜLERİN FACEBOOK HESABINDA YAYINLANMASI ( Olayda Mağdurun Görüntülerini Facebook Hesabı Üzerinden Belirsiz Sayıda Kişinin Görgüsüne Sunan Sanık Hakkında Hükmedilen Temel Cezada Suç Tarihi İtibariyle Yürürlükte Bulunan TCK’nın 134/2-2. Madde Fıkra ve Cümlesi Gereğince Yarı Oranında Artırım Yapılması Gerektiği – Anılan Maddenin Uygulanmaması Suretiyle Sanığa Eksik Ceza Tayininin Kanuna Aykırı Olduğu )
* TEHDİT SUÇU ( Uzlaşma Kapsamına Alındığı – 6763 Sayılı Kanunun 35. Maddesi ile Değişik CMK’nın 254. Maddesi Uyarınca Aynı Kanunun 253. Maddesinde Belirtilen Esas ve Usûle Göre Uzlaştırma İşlemleri Yerine Getirilip Sonucuna Göre TCK’nın 106/1-1. Madde Fıkra ve Cümlesindeki Tehdit Suçu Açısından Sanığın Hukuki Durumunun Yeniden Değerlendirilmesinde Zorunluluk Bulunmasının Bozmayı Gerektirdiği/Açıklanan Nedenlerle Kararın Bozulması Gerektiği )
5237/m. 106, 134
5271/m. 253, 254
ÖZET : Dava, hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarına ilişkindir. Temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; soruşturma evresinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine, Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir hükmü gereğince, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hatalıdır.
Olayda, mağdurun görüntülerini, facebook hesabı üzerinden belirsiz sayıda kişinin görgüsüne sunan sanık hakkında, hükmedilen temel cezada, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK’nın 134/2-2. madde, fıkra ve cümlesi gereğince, yarı oranında artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, anılan maddenin uygulanmaması suretiyle sanığa eksik ceza tayini kanuna aykırıdır.
Tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip, sonucuna göre TCK’nın 106/1-1. madde, fıkra ve cümlesindeki tehdit suçu açısından sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekir.
DAVA : Hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dairemizin 09.01.2019 tarihli tevdi kararı uyarınca; katılan …’a yokluğunda verilen 07.11.2013 tarihli kararın yöntemine uygun olarak tebliğ edildiği ve adı geçenin kararı temyiz etmediği belirlenerek yapılan incelemede:
A) Hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK’nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL’ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; sanık …’nin, mağdurlar … ve İrfan’a yönelik eylemlerinden dolayı 07.11.2013 tarihinde doğrudan ayrı ayrı hükmedilen 2240 TL’den ibaret mahkumiyet hükümlerine yönelik suç vasfına ilişkin herhangi bir temyiz istemi de bulunmadığından, sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
B) Özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sübuta, takdiri indirim maddesinin uygulanmamasına, hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmamasına, hükmedilen hapis cezalarının adli para cezasına ya da diğer seçenek tedbirlere çevrilmemiş ve ertelenmemiş olmasına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık …’nin, mağdur …’nin özel hayatına ilişkin görüntülerini, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan facebook adlı sosyal paylaşım sitesindeki hesabı üzerinden, 05.12.2011 tarihine kadar hukuka aykırı olarak yayımlamak suretiyle TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasında tanımlanan görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediği kabul edildiği halde, suç tarihinden sonra ve karar tarihinden önce 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabul ve uygulamaya göre de:
TCK’nın 6/1-g madde, fıkra ve bendinde, ceza kanunlarının uygulanmasında, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağının belirtilmesi karşısında, mağdur …’nin görüntülerini, facebook hesabı üzerinden belirsiz sayıda kişinin görgüsüne sunan sanık hakkında, hükmedilen temel cezada, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK’nın 134/2-2. madde, fıkra ve cümlesi gereğince, yarı oranında artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, anılan maddenin uygulanmaması suretiyle sanığa eksik ceza tayini,
2-Karar tarihinden sonra 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve TCK’nın 106/1-1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; TCK’nın 7/2. madde ve fıkrası uyarınca; “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip, sonucuna göre TCK’nın 106/1-1. madde, fıkra ve cümlesindeki tehdit suçu açısından sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ile ilgili olarak ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının infazda gözetilerek saklı tutulmasına, 21.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sorry, the comment form is closed at this time.