Mülkiyet Karinesi-Yargıtay Kararı
Alanya avukat olarak hizmet veren Aşıkoğlu Hukuk Bürosu, Eski Alanya Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aşıkoğlu tarafından Alanya'da kuruldu.
alanya,hukuk,bürosu,avukat,dava,danışma,mehmet,aşıkoğlu,mehmet aşıkoğlu,savcı,eski,ceza,ticaret,haciz,alacak,borçlar,Mehemet,Aşıkoğlu,alanya,avukat,hukuk,bürosu,alanya avukat, mehmet aşıkoğlu, alanya hukuk bürosu
18303
post-template-default,single,single-post,postid-18303,single-format-standard,bridge-core-2.5,ajax_fade,page_not_loaded,,side_area_uncovered_from_content,vss_responsive_adv,vss_width_768,qode-theme-ver-14.2,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
 

Mülkiyet Karinesi-Yargıtay Kararı

Mülkiyet Karinesi-Yargıtay Kararı

T.C.
Yargıtay
11. Hukuk Dairesi

Esas No:2013/16348
Karar No:2014/218
K. Tarihi:7.1.2014

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31.05.2012 gün ve 2011/61-2012/109 sayılı kararı onayan Daire’nin 24.06.2013 gün ve 2012/15941-2013/13075 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin müşterileri ile tüp kiralama ve tıbbi gaz satış sözleşmesi akdetmek suretiyle tahsis ettiği tüplere tıbbi gaz dolumu ile iştigal ettiğini, yurt çapında bayi ve müşterilerinde kira akdine dayalı mülkiyeti müvekkiline ait tüpler bulunduğunu, hurdacılıkla iştigal eden davalının müvekkili şirkete ait yirmi dört adet müvekkili logo ve unvanını taşıyan tüpün bulunduğunun tespit edildiğini, müvekkili ile davalı arasında tüplerin kullanılması, kiralanması yahut benzer hiçbir sözleşme ve ticari ilişkinin olmadığını, hurdacılıkla iştigal eden davalının tüpleri satmak amacıyla elinde bulundurduğunu ileri sürerek davalı uhdesinde haksız bir şekilde bulunan yirmidört adet tüpün müvekkiline aynen iadesine, aksi halde beheri 432 TL’den 24 adet tüp bedeli olan 12.234,24 TL’nin davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, dava konusu tüplerin zilyetliğinin davacının rızasıyla elinden çıktığı, sahibinin elinden rızasıyla çıkan taşınır mal niteliğindeki tüplerin ilk defa gazla birlikte alan işletmeler tarafından dava dışı şirkete ondan da davalıya devredildiği, bir taşınırın zilyedinin onun maliki sayılacağı, bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyiniyetle mülkiyet hakkı edinen kimsenin, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile, iktisabının korunacağı, davalının kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair tesis edilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, davacıya ait olduğu ileri sürülen tüplerin aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Tıbbi gaz dolumunda kullanılan tüplerin davacıya ait olduğu, anılan tipteki tüplerin gazla birlikte dava dışı firmalara ariyet olarak bırakıldıkları, boşaldıkça gaz satımı yapıldığı, tüplerin mülkiyetinin devredilmediği, salt zilyetliklerinin devrinin yapıldığı hususları uyuşmazlık konusu değildir. Ayrıca, davalı işyerinde ele geçirilen tüplerin orijinal bulunduğu, üzerlerinde davacı logosunun olduğu, hurdacılıkla uğraşan davalının bu tüpleri dava dışı firmadan fatura karşılığı satın aldığı yönleri de dosya kapsamıyla sabittir. Davalı, menkul mal niteliğindeki tüpleri iyi niyetli olarak zilyedinden satın aldığını savunmuştur.
TMK’nın 985. maddesi uyarınca kural olarak, taşınır bir şeyin zilyedi onun maliki sayılır. Yine kural olarak bu mülkiyet karinesine güvenerek zilyetten iyi niyetle hak iktisap edenlerin bu kazanımları korunur. Anılan düzenlemedeki iyi niyet, subjektif niteliktedir. Başka bir anlatımla, yani kazananın, kendisine hak kazandıran zilyedin buna yetkisi olmadığını bilmemesi veya bilecek durumda olmaması gerekir. İyi niyet asıldır ve karine olarak var kabul edilir. Fakat, durumun gereklerine uygun olarak kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyi niyet iddiasında bulunamaz. Ayrıca, kazananın yapacağı araştırmaların, tasarrufta bulunanın yetkisizliğini ortaya çıkarabilecek hallerde bu araştırmaların yapılmamış olması, iyiniyet iddiasını bertaraf eder. (Bkz. Oğuzman-Seliçi -Özdemir : Eşya Hukuku, s.96-97).
Bu durum karşısında, davacıya ait tüplerin medikal nitelikte olduğu, üzerlerinde bariz şekilde davacıya ait olduğunu gösterir işaretlerin bulunduğu, piyasaya sunulmalarının ve dolaşımının özel mevzuat ve standartlara tabi olduğu, hurdacılık alanında faaliyet gösteren davalının mülkiyetin kazanımı bakımından üzerine düşen gerekli özeni göstermediği, bu yönüyle iyi niyetli bulunmadığı kabul edilerek uyuşmazlığın çözülmesi için kararın davacı yararına bozulması gerekirken, temyiz itirazları reddedilerek onanmış olduğundan, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 24.06.2013 tarih, 2012/15941 Esas-2013/13075 Karar sayılı onama kararın kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 24.06.2013 tarih, 2012/15951 Esas-2013/13075 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının istek halinde temyiz eden ve karar düzeltme isteyene iadesine, 07.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.

EnglishGermanSwedishRussiaFinlandIran Hemen Arayın