12 May Kefilin ya da Asıl Borçlunun Ölümünün Kefalet Sözleşmesine Etkisi
Kefilin ya da Asıl Borçlunun Ölümünün Kefalet Sözleşmesine Etkisi
Kefalet Sözleşmesinde asıl borçlunun herhangi bir rızasının aranmadığı hatta ve hatta haberinin bile olmasına gerek olmadığı ortadadır. Bundan dolayı asıl borçlunun ölümü işbu sözleşmeyi etkilemeyecektir. Kefil olanın borcu devam etmektedir. Kefilin ölmesi ise sözleşmeyi sona erdirmeyecektir. Bahse konu sözleşmeye kefil olanın mirasçıları taraf olacaktır ve borcun sorumluluğu mirasçılar üstünden ilerleyecektir.
Kefalet Sözleşmesinin Sona Ermesi
Kefalet Sözleşmesi kural olarak asıl borcun sona ermesi ile son bulur. Bunun sebebi “Kefilin borcu Fer’i borçtur.” özelliğine dayanmaktadır. Süreli kefalet sözleşmesi var ise sürenin dolması ile sona erer son bulur. Burada asıl önemli olan durum süreli olmayan sözleşmenin nasıl son bulacağıdır. Bu husus TBK 601. maddede düzenlenmiştir.
“Süreli olmayan kefalette kefil, kanunun öngördüğü hâllerde, alacaklıdan, bir ay içinde borçluya karşı dava ve takip haklarını kullanmasını, varsa rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçmesini ve ara vermeden takibe devam etmesini isteyebilir. Borç, alacaklının borçluya yapacağı bildirim sonucunda muaccel olacaksa kefil, kefalet sözleşmesinin kurulduğu tarihten bir yıl sonra alacaklıdan, bu bildirimi yapmasını ve borç bu suretle muaccel olunca, yukarıdaki fıkra hükümleri uyarınca takip ve dava haklarını kullanmasını isteyebilir. Alacaklı, kefilin bu istemlerini yerine getirmezse, kefil borcundan kurtulur.”
Süresiz kefalet sözleşmesinde borcun muacceliyeti önem kazanmaktadır. Kefilin, alacaklıya yapacağı bildirim sonrası alacaklı üstüne düşeni yapmazsa kefil borcundan kurtulmuş olur.
Sorry, the comment form is closed at this time.