25 Ağu Hukuk Yargılamasında İlk İtirazlar
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda nelerin ilk itiraz olacağı sınırlı olarak sayılmıştır. Buna göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı, uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı ve iş bölümü itirazı ilk itirazlar olup, bu sayım dışında ilk itiraz ileri sürmek mümkün değildir(HMK Md. 116).
1086 sayılı Kanun’un yerine çıkarılan ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ilk itiraz sayısı altıdan üçe düşürülmüş, bazı ilk itiraz sebepleri dava şartı olarak düzenlenmiştir. Örneğin, “derdestlik” eski kanunda sayılan ilk itirazlar arasında iken 6100 sayılı HMK ile ilk itirazlar arasında değil, dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde “Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” hükmüne yer verilmek suretiyle doğrudan dava açma şartları arasında sayılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ilk itirazların ileri sürülmesi ve incelenmesi usulü de düzenlenmiştir. Buna göre ilk itirazlar dava şartı olmadığından hakim tarafından re’sen gözetilmez. Davalı da ilk itirazlarını davanın her aşamasında ve her zaman değil, ancak davanın başında cevap dilekçesinde ileri sürebilir.[1]
Davaya cevap süresi kural olarak dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir(HMK md. 127 ve 317). Davalı ilk itirazlarının hepsini hak düşürücü nitelikteki iki haftalık cevap süresi ve/veya verilecek ek süre içinde bildirmediği takdirde, bu süreden sonra davacı muvafakat etse dahi mahkemece ilk itirazlar incelenemez(HMK Md. 117/1).[2] Keza, davacı da karşı davaya karşı ilk itirazlarını, karşı davaya karşı verdiği cevap dilekçesi ile bildirmek zorundadır.
İlk itirazların incelenmesi, dava şartlarından sonra yapılacaktır(HMK Md. 117/2). Örneğin yetki itirazı, gider avansının yatırılıp yatırılmadığının veya mahkemenin görevli olup olmadığının belirlenmesinden sonra incelenecektir. Ancak ilk itirazlara konu olan yetki itirazı, yetkinin kesin yetki olmadığı durumlara özgüdür.[3]
Keza geçerli bir tahkim sözleşmesine rağmen davacı, mahkemeye başvurmuşsa, davalı uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözümlenmesi gerektiğini ilk itiraz olarak cevap dilekçesinde ileri sürmelidir.
İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır(HMK Md. 117/3). Buna göre, hakim, davalının veya karşı davaya karşı cevap veren davacının cevap dilekçesinde ileri sürdüğü ilk itirazları incelemeye değer bulursa, belirleyeceği süre içinde, varsa delilleriyle birlikte cevabını bildirmesi için diğer tarafa tebliğ eder. İlk itiraz hakkında iki taraf arasında uyuşmazlık varsa, hakim gerekirse tarafları davet edip dinledikten sonra kararını verir. Hakim, ilk itiraz hakkındaki kararını taraflara tefhim veya tebliğ eder(HMK Md. 117/3 yollaması ile 164).
Diğer taraftan ilk itirazlardan biri incelenip kabul edildiğinde, diğerlerinin incelenmesine gerek kalmayacaksa, öncelik sırası bu şekilde tespit edilerek, ilk itirazlar incelenir. Birden fazla ilk itirazdan biri incelendiğinde, diğerlerinin o mahkemece incelenmesine gerek kalmayacak, dosya başka bir mahkemeye gönderilecekse(yetkisizlik kararı), diğer ilk itirazlar gönderilen mahkemece incelenir.
Sonuç
Sonuç olarak, HMK’ya göre ilk itirazlar, kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı, uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı ve iş bölümü itirazı olmak üzere üçe ayrılır ve bunların dışında ilk itiraz ileri sürmek mümkün değildir. Ayrıca bu itirazlar dava şartı olmadığından hakim tarafından re’sen gözetilmez, cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır. Aksi halde dikkate alınmayacaktır
Buraya tıklayarak diğer makale örneklerimize ve dilekçe örneklerimize ulaşabilirsiniz.
Sorry, the comment form is closed at this time.