29 Kas Görevlendirme İşlemi Nedeniyle Özel Hayata Saygı Hakkının İhlal Edilmesi
Olaylar
Başvurucu, Belediye Başkanlığı (İdare) bünyesinde memur olarak görev yaparken görevde yükselme sınavında başarılı olması üzerine müdürlük kadrosuna atanma talebinde bulunmuştur. Bu talebin reddi üzerine başvurucunun açtığı davada 1. İdare Mahkemesi İdarenin işleminin iptaline karar vermiş, bunun neticesinde başvurucu imar ve şehircilik müdürlüğüne atanmıştır.
Başvurucunun bu birimdeki görevine başlamasından altı gün sonra İdare, başvurucuyu fen işleri müdürü olarak atamıştır. Başvurucu bu işlemin iptali amacıyla bu kez 2. İdare Mahkemesine (Mahkeme) dava açmış, yargılama sonucunda Mahkeme anılan işlemin iptaline karar vermiştir. Mahkemenin iptal kararına karşın fen işleri müdürlüğündeki görevine devam ettiği belirlenen başvurucu, İdarenin kararı ile geçici olarak kademedeki büro başkan danışmanı olarak görevlendirilmiştir.
Başvurucu geçici görevlendirme işleminin iptali talebiyle dava açmıştır. Mahkeme anılan işlemin iptaline karar vermiştir. İdare, karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge İdare Mahkemesi mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar vermiştir. Karar gerekçesinde, belediyelerde yönetici pozisyonunda yer alan personelin atanması hususunda belediye başkanlarına tanınan takdir yetkisinin diğer personele göre daha geniş olduğu belirtilmiştir.
İddialar
Başvurucu, görevlendirme işlemi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Somut olayda belediyede fen işleri müdürü olarak görev yapan başvurucu, kademedeki büro başkan danışmanı olarak görevlendirilmiştir. Başvurucunun görevde yükselme sınavında başarılı olması ile başlayan süreçte, İdarenin başvurucuyu imar ve şehircilik müdürlüğüne atamadığı ve bu yöndeki yargı kararlarını etkisiz kılacak işlemler tesis ettiği açıktır.
Bu itibarla geçici görevlendirme işlemi tesis edilirken hangi somut gerekliliklerin bulunduğunun açıkça ortaya konulmadığı, ayrıca yargı kararları dikkate alınmaksızın başvurucunun atanmaya hak kazandığı kadroda çalışmasına imkân sağlanmadığı gözetildiğinde İdarenin anılan tasarruflarının keyfîlik taşıdığı yönündeki iddiaların tümüyle temelsiz olmadığı değerlendirilmiştir. Buna karşın Bölge İdare Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesinde Mahkemenin tespitlerinin aksine İdarenin yönetici pozisyonundaki çalışanların atama ve görevlendirmelerinde geniş takdir yetkisi bulunduğunun belirtilmesi ile yetinilmiş ve başvurucunun itirazları hakkında hiçbir değerlendirme yapılmamıştır.
Dolayısıyla Bölge İdare Mahkemesi kararında, gerek ilk derece mahkemesi tarafından ortaya konulan gerekçeler gerekse başvurucunun ileri sürdüğü iddia ve itirazlar hakkında hiçbir değerlendirme yapılmaksızın salt İdarenin takdir yetkisine atıf yapılarak karar verildiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirmelerde İdarenin geniş takdir yetkisi içinde hareket ederek süre ve kapsamı açık şekilde belirlenmeksizin görevlendirme yapabileceğini kabul eden idari ve yargısal kararların müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı konusunda ikna edici nitelikte ilgili ve yeterli gerekçeleri içerdiği söylenemeyecektir. Neticede somut olaydaki müdahale demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk koşulunu sağlamamaktadır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Sorry, the comment form is closed at this time.