18 Mar Eşine Şiddet Uygulayan Kocanın Kusuru-Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2012/2-527 K. 2012/767 T. 7.11.2012
DAVA : Taraflar arasındaki “boşanma, maddi, manevi tazminat ve nakaka” davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 13. Aile Mahkemesi`nce boşanma davasının kabulüne nafaka davasının kısmen kabulüne dair verilen 01.10.2009 gün ve 2008/726 E., 2009/819 K. sayılı kararın incelenmesi davalı- karşı davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi`nin 16.05.2011 gün ve 2010/7774 E., 2011/8480 K. sayılı bozma ilamı ile;
( … 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanmaya neden olan olaylarda eşine şiddet uygulayan, hakaret eden “çocuğu aldıralım, senden olacak çocuğu istemiyorum” şeklinde sözler sarfeden ve eşinin yakınlarına “kızınızı alın götürün” diyerek birlikte yaşamaktan kaçınan davacı-karşılık davalı kocanın, eşine şiddet uygulayıp, hakaret eden davalı-karşılık davacı kadına göre daha ağır kusurlu olduğunun; bu sebeple mahkemenin eşit kusur kabulü isabetli değil ise de, kocanın boşanma davasının Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi uyarınca kabul edilmiş olması karşısında, kocanın boşanma davasının kabulü sebebiyle verilen boşanma kararı yukarıdaki sebeple sonucu itibariyle doğru olduğunun anlaşılmasına göre kadının bu yöne ilişkin temyiz itirazları ile aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersiz bulunmuştur.
2- Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi ( TMK. Md. 4 BK. md. 42 ve 44 ) dikkate alınarak davalı-karşılık davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
3-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-karşılık davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları ( TMK. Md. 4 BK. md. 42.43.44.49 ) dikkate alınarak davalı-karşılık davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir… ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu`nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu`nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Dairenin bozma kararında açıklanan nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu`na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu`nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun`un 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sorry, the comment form is closed at this time.