03 Eyl BAYİLİK SÖZLEŞMESİNE İSTİNADEN TAŞINMAZIN TAHLİYESİ
İSTANBUL ANADOLU 21. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
DOSYA NO : ………E.
DAVALI : ……….
VEKİLLERİ : Av. …………
DAVACI :1- ………….
KONU : Davaya cevaplarımızın sunulmasından ibarettir.
AÇIKLAMALAR :
Davacı yan dava dilekçesinde özetle, taşınmaz kiraya verene teslim edilmediğinden kira sözleşmesinin belirsiz süreye döndüğü, kiracının kiralayanı süre sonunda iade etme yükümlülüğü olduğu, taşınmazın zilyetliğinin davalılarda olduğu, kiralayandan kaynaklanmayan bir sebep yüzünden kiralayanın menfaatlerinin ihlal edildiğinden bahisle İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğü’nün ……… E. Sayılı dosyasına vaki itirazın kaldırılması, taşınmazın tahliye ve teslimi talep ve dava edilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, taşınmaz davacı yanca açılan İstanbul Anadolu 3. İcra Hukuk Mahkemesinin………. E……….. K. Sayılı ilamı üzerine İstanbul Anadolu 14. İcra Müdürlüğünün ………E. Sayılı dosyası üzerinden tahliye edilmiştir. Bu nedenle tahliye talebi haksızdır, reddi gerekir.
Davacının kira sözleşmesinin belirsiz süreye döndüğü iddiası da haksız ve dayanaksızdır.
Davacı ile müvekkil şirket arasında akdedilen Kira Sözleşmesi’nin 2. Maddesi aşağıdaki gibidir;
“İşbu sözleşme tapuya şerh tarihinden itibaren başlamak ve 7 yıl süreyle geçerli olmak üzere akdedilmiştir.”
İşbu ibareden açıkça anlaşıldığı üzere akdedilen kira sözleşmesi belirli sürelidir ve başlangıç tarihi tapuya şerh tarihi olan ………’tür. Bu durumda kira sözleşmesi………tarihinde sona ermiştir. Davacı ise………. Aylarını takibe konu etmiş olup, bu dönemlerde taraflar arasında geçerli bir kira akdi mevcut olmadığından kira borcu da doğmamıştır. Kira dönemine ilişkin tüm kira ödemeleri ise davacı malike yapılmıştır. Bu nedenle müvekkilin davacıya herhangi bir kira borcu mevcut değildir. Bu gerekçelerle dava konusu icra takibine tarafımızca itiraz edilmiştir.
Davacı tarafından TBK Madde 327/2 gereği kira akdinin belirsiz süreliye döndüğü iddia edilmişse de bu hususun kabulü mümkün değildir. TBK Madde 327 aşağıdaki gibidir:
“Açık veya örtülü biçimde bir süre belirlenmişse, kira sözleşmesi bu sürenin sonunda kendiliğinden sona erer.
Taraflar, bu durumda, açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisini sürdürürlerse, kira sözleşmesi belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür.”
Görüldüğü üzere süre bitiminde taraflar kira ilişkisini sürdürmeye devam ederlerse sözleşme belirsiz süreliye döner. Mevcut olayda ise, davaya konu akaryakıt istasyonunu işletmekte olan …….., kira ve bayilik sözleşmeleri bitmiş olmasına rağmen taşınmazı tahliye etmemiş ve hukuka aykırı olarak akaryakıt istasyonunu işgal etmiştir. Bu husus kira ilişkisinin şeklinde yorumlanamaz.
Davacı yan her ne kadar taşınmazın teslim edilmediğini ifade etmişse de; taraflar arasında akdedilen Kira Sözleşmesinin ‘Kullanım Amacı ve Mecurun Fiilen Teslimine ilişkin Şartlar’ başlıklı 4. Maddesinde;
” Mecurda Lukoil veya Lukoil’in münferiden tayin ve tespit edeceği marka ve logolar altında akaryakıt ve otogaz satış ve servis istasyonu olarak faaliyet gösterilecektir.
Kiralayan, işbu kira hakkına konu akaryakıt otogaz satış ve servis istasyonunun işleticiliğinin bizzat Lukoil tarafından veya münhasıran Lukoil tarafından …tayin edilecek gerçek veya tüzel kişiler vasıtasıyla yapılacağını kabul ve taahhüt etmiştir. Kiralayan bu hususta herhangi bir takdir hakkı bulunmadığını peşinen kabul etmiştir.
İşbu sözleşmenin süresinin hitamında yenilenmemesi ve tarafların fesih hususunda mutabık olmaları halinde, mecur üzerinde kurulu akaryakıt ve otogaz satış istasyonunun işletilmesine dair İşletici/Bayi adına tanzim olunan İkinci sınıf İşyerlerine ait İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatının Malik’e devri için gerekli koordinasyon sağlanacaktır”
denilmektedir. Dolayısıyla malik taşınmazda kurulu bulunan akaryakıt istasyonunun başka bir şirket (somut olayda……….) tarafından işletileceğini peşinen kabul etmiş, böylesi bir durumda müvekkil şirketin sorumluluğunun yalnızca İşletici/Bayi adına tanzim olunan İkinci sınıf İşyerlerine ait İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatının Malik’e devri için gerekli koordinasyon sağlanması olduğunu beyan ve taahhüt etmiştir.
Bu noktada, müvekkil şirket ile ……… arasındaki bayilik sözleşmesinin feshi halinde ve en nihayetinde kira sözleşmesinin süresi sonunda taşınmazı tahliye ve teslim etme yükümlülüğü ……….’dir. Müvekkil şirketin tek yükümlülüğü GSM ruhsatının devri için gerekli koordinasyonun sağlanmasıdır.
Nitekim, bayilik sözleşmesinin feshi üzerine ……… aleyhine İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ………. E. ……….. E. Sayılı dosyası üzerinden el atmanın önlenmesi davası ikame edilmiş, dava müdahil sıfatıyla alacaklı yanca takip edilmiş, işbu davanın yargılaması neticesinde;
”Davanın kabulü ile; davalının, davacı şirketin kiralayan sıfatına sahip olduğu …………….sayılı taşınmaza ve üzerinde bulunan akaryakıt istasyonuna vaki müdahalesinin önlenmesine”
karar verilmiş, anılan karara karşı davalı yanca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Karar henüz kesinleşmemiştir.
Gelinen aşamada, müvekkil şirket üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olup, taşınmazı tahliye ve teslim etmeyen taraf ……………….’dir. Takibin yöneltilmesi gereken taraf da ………..’dir. Müvekkil şirkete husumet yöneltilemez.
Müvekkil şirketin ödeme yapma yükümlülüğü kira sözleşmesinin sona erdiği tarih olan……. tarihinde sona ermiştir.
Taşınmazın zilyetliği de müvekkil şirkette değil, ……….’dedir.
Belirtmek gerekir ki;………’nin bayilik sözleşmesinin feshinden sonra müvekkil şirkete ödediği bir bedel de bulunmamaktadır. ………… taşınmazı haksız şagil olarak ve herhangi bir bedel ödemeksizin kullanmaya devam etmiştir. Bu noktada taşınmazı kullanan, bedel ödeme yükümlülüğü olan taraf ………..’dir.
Ayrıca, taraflar arasında yargılaması devam eden davaların mevcut olması hususları göz önünde bulundurulduğunda, uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözülmesi gerektiği açıktır.
Yargıtay 4 HD 2004/6847 E. 2004/7974 K. Sayılı kararında da; ”…Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ipotekle yüklü taşınmazı satın alan davalı ile aynı taşınmazı 5 yıllık kira parasını peşin ödeyerek kiraladığını ileri süren diğer davalı arasında düzenlenmiş bulunan kira sözleşmesinin geçerli olup olmadığıdır. Böyle bir uyuşmazlık, genel hükümler uyarınca yapılacak yargılamada toplanacak delillerin değerlendirilmesi sonucu varılacak yargıya göre çözümlenebilir. Dosyadaki belgelere göre bir yargıya varacak olan dar yetkili icra tetkik mercii hakimliğinden böyle bir uyuşmazlığın çözümü beklenemez.”
Denilmek suretiyle, uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca yapılacak yargılamada toplanacak delillerin değerlendirilmesi sonucu varılacak yargıya göre çözümlenmesi gereği vurgulanmıştır. Bu kapsamda da huzurdaki davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir.
HUKUKİ SEBEPLER : HMK, İİK, TTK, MK ve ilgili mevzuat.
DELİLLER : Tarafımıza tebliğ edilmeyen ve davacı tarafından sunulacak delillere karşı her neviden delil ve beyan sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla,
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın görevsizlik nedeniyle reddine,
Davanın MÜVEKKİL ŞİRKET YÖNÜNDEN USUL VE ESASTAN REDDİNE,
Yargılama gideri ve vekalet ücretinin diğer yan üzerinde bırakılmasına,
karar verilmesini saygılarımızla talep ederiz.
Davalı Vekilleri
Sorry, the comment form is closed at this time.