29 Tem Başkasına Ait Bilgilerin Sosyal Medya Hesabında Paylaşılması Nedeniyle Kişisel Verilerin Korunmasını İsteme Hakkının İhlal Edilmesi
Olaylar
Olay tarihinde Büyükşehir Belediye Başkanı olan İ.M.G., bir sosyal paylaşım sitesi üzerinden milletvekili olan başvurucu hakkında bazı mesajlar ve belgeler yayımlamıştır. Anılan mesajlarda başvurucuyu hedef alan ifadeler kullanılmış ve başvurucunun ailesinin kaçak su kullandığı gibi iddialara yer verilmiştir. Ayrıca mesajlarla birlikte başvurucunun eşinin şirketinin açık adresi, abonelik bilgileri, yakınlarına ait kimlik numaraları ile imzalarını içeren genel kurul tutanağı sosyal medya hesabı üzerinden paylaşılmıştır.
Başvurucunun Belediye Başkanı aleyhine kişisel verilerinin hukuka aykırı olarak ele geçirilerek ifşa edilmesi nedeniyle kişilik haklarının zedelendiği iddiasıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu tazminat davası, dava konusunun ifade hürriyeti kapsamında kaldığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Başvurucu anılan kararın Yargıtay tarafından onanması üzerine bireysel başvuruda bulunmuştur.
İddialar
Başvurucu, sosyal paylaşım sitesinde kişisel bilgilerinin açıklanması nedeniyle özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Özel hayatın korunması kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı yönünden devletin pozitif bir yükümlülük olarak yetki alanında bulunan tüm bireyleri gerek kamusal makamların ve diğer bireylerin gerekse kişinin kendisinin eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı koruma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülük kapsamında yargı makamlarının kişisel verilerin korunmasına ilişkin anayasal güvenceleri gözeterek özenli bir yargılama yapmaları, somut olayın koşullarını tartışarak yeterli gerekçe ile varılan sonucu açıklamaları gerekir.
Bir kişinin imzası, kimlik, abonelik ve ailesine ilişkin bilgiler ile ev ve iş adresi kişisel veri kapsamındadır. Başvurucunun anılan bilgilerine ulaşılmasına ve sosyal paylaşım sitesinde açıklanmasına ilişkin bir rızası olmamıştır. Ayrıca başvurucu; tazminat davasının tüm aşamalarında rızası dışında ele geçirilen ve ifşa edilen bilgilerin kişisel veri kapsamında kaldığını, bu bilgilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ve yayılması nedeniyle kişilik haklarının zedelendiğini iddia etmiştir.
Öte yandan derece mahkemelerinin tarafların siyasetçi olduklarını ve mesajların eleştiri mahiyetinde olduğunu vurgulayarak davayı ifade hürriyeti kapsamında değerlendirdiği görülmüştür. Başvurucunun kişisel verilerinin hangi kapsamda ve nasıl ele geçirildiğine, hangi meşru amaç doğrultusunda bu bilgilerin sosyal paylaşım sitesinde kullanıldığına ve açıklanmasının ne gibi bir kamusal amaca hizmet ettiğine ilişkin bir tartışma yapılmamıştır.
Ayrıca derece mahkemeleri tarafından başvurucunun ele geçirilen ve ifşa edilen bilgilerinin kişisel verilerin korunması kapsamında kaldığına ilişkin ciddi iddialarına yönelik bir değerlendirmede bulunulmamıştır. Bu durumda derece mahkemelerinin özel hayata saygı kapsamında kişisel verilerin korunması hakkına yönelik anayasal güvenceleri gözeten özenli bir yargılama yaptığı ve somut olaya özgü gerekçe sunduğu söylenemez.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Sorry, the comment form is closed at this time.