Bankamatik, Kredi Kartının Çalınması Veya Zorla Alınarak Para Çekilmesi
Alanya avukat olarak hizmet veren Aşıkoğlu Hukuk Bürosu, Eski Alanya Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aşıkoğlu tarafından Alanya'da kuruldu.
alanya,hukuk,bürosu,avukat,dava,danışma,mehmet,aşıkoğlu,mehmet aşıkoğlu,savcı,eski,ceza,ticaret,haciz,alacak,borçlar,Mehemet,Aşıkoğlu,alanya,avukat,hukuk,bürosu,alanya avukat, mehmet aşıkoğlu, alanya hukuk bürosu
17667
post-template-default,single,single-post,postid-17667,single-format-standard,bridge-core-2.5,ajax_fade,page_not_loaded,,side_area_uncovered_from_content,vss_responsive_adv,vss_width_768,qode-theme-ver-14.2,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
 

Bankamatik, Kredi Kartının Çalınması Veya Zorla Alınarak Para Çekilmesi

Bankamatik, Kredi Kartının Çalınması Veya Zorla Alınarak Para Çekilmesi

KANUN NO: 5464
BANKA KARTLARI VE KREDİ KARTLARI KANUNU
Kartın Haksız Kullanımı ve Sigortalanması
MADDE 12- Kartın ya da 16 ncı maddede belirtilen bilgilerin kaybolması veya çalınması halinde kart hamili, yapacağı bildirimden önceki yirmidört saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zararlardan yüzelli Yeni Türk Lirası ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Hukuka aykırı kullanımın, hamilin ağır ihmaline veya kastına dayanması veya bildirimin yapılmaması hallerinde bu sınır uygulanmaz.
Kart çıkaran kuruluş, yapılacak talep ve ilgili sigorta prim bedelinin ödenmesi koşulu ile kart hamilinin birinci fıkrada belirtilen yüzelli Yeni Türk Lirası tutarındaki sorumluluğunun sigortalanmasını sağlamakla yükümlüdür. Kartların sigortalanması ve sorumluluğun paylaşılmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Bildirim Zorunluluğu
MADDE 16- Kart hamili, kendisine tevdi edilen kartı ve kartın kullanılması bir kod numarası, şifre veya kimliği belirleyici başka bir yöntemin kullanılmasını gerektiriyorsa bu bilgileri güvenli bir şekilde korumak ve başkaları tarafından kullanılmasına engel olacak önlemleri almak, kartın kaybolması, çalınması veya iradesi dışında gerçekleşmiş herhangi bir işlemi öğrenmesi halinde kart çıkaran kuruluşu derhal haberdar etmek zorundadır.
Kart hamili adresinde meydana gelen değişiklikleri, değişiklik tarihinden itibaren onbeş gün içinde kart çıkaran kuruluşa bildirmekle yükümlüdür.

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2016/15753
KARAR NO: 2018/813
KARAR TARİHİ: 21.2.2018

>BANKAMATİK, KREDİ KARTI ÇALINIR VEYA ZORLA TEHDİTLE ALINIR DA KART SAHİBİ 24 SAAT İÇİNDE BANKAYA BU DURUMU İLETİRSE, KART HAMİLİ HAKSIZ ÇEKİLEN MİKTARIN SADECE 150 TL SİNDEN SORUMLU OLUR.

>HESAPTAN ÇEKİLEN PARANIN, SÖZLEŞMEDE AKSİ YAZSA DAHİ BANKACA KART SAHİBİNE İADESİ GEREKİR. KART HAMİLİ ALEYHİNE KUSUR İNDİRİMİ YAPILAMAZ.

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR 

Davacı vekili, davacının davalı bankadan olan kredi kartının dava dışı şahıslar tarafından zorla alındığını, kartın şifresinin silahla tehdit edilerek davacıdan öğrenildiğini, aynı gün davalı banka bankamatiğinden nakit çekim yapıldığını, davalı bankaya bildirimde bulunulmasına rağmen nakit çekilen bedelin davacıdan tahsil edildiğini, davacının kendisinden tahsil edilen bedelden sorumlu olmadığını ileri sürerek, ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, kredi kartının ve şifrenin korunmasından davacının sorumlu olduğunu, davalı bankaya haber verilmediğini, davalıya kusur yüklenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davacının gaspa uğradığı, haksız eylemden sonra 24 saat içinde bankaya bildirimde bulunduğu, 5464 Sayılı Kanun’un 12. maddesine göre kartın hukuka aykırı kullanımı sebebiyle davaya konu nakit çekilen bedelin 150 TL’si dışındaki kullanımdan ve nakit çekme işlemi sebebiyle davacıdan tahsil edilen bedelin kanuna aykırı olduğu, davacının yaptığı ödemelerin iadesinin gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, ödemelerin faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

SONUÇ : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 21/02/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2015/18393
KARAR NO: 2016/8120
KARAR TARİHİ: 3.5.2016

Taraflar arasındaki menfi tespit/istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR 

Davacı vekili, müvekkiline ait kredi kartı ve maaş kartının 26.09.2010 tarihinde saat 18.00 – 20.30 saatleri arasında arabasından çalındığını, davalı bankaya hemen telefon ile bildirildiğini, buna rağmen maaş kartından 3.080-TL ve kredi kartından da 1.900-TL olmak üzere toplam 4.980-TL paranın nakit olarak müvekkilinin rızası dışında çekilmiş olduğunu, oysa ATM’ den para çekme limitinin günlük 800-TL olduğunu, günlük limit üzerindeki nakit çekim işlemi konusunda davalı bankanın bir uyarıda bulunmadığı gibi, müvekkilinin şifre güvenliğini de sağlayamadığını, davalının icra tehdidi sebebiyle müvekkilinin bankaya bu parayı ödemek zorunda kaldığını, 5464 Sayılı Kanun’ un 12. maddesi uyarınca kart hamilinin yapacağı bildirimden önceki 24 saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zararlardan 150-TL ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğunu belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini ve haksız olarak tahsil edilen 4.980-TL’ nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle istirdadını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, taraflar arasındaki kredi kartı sözleşmesinin 8. maddesine göre kartın çalınması halinde kart hamilince derhal bankaya bildirilmesi gerektiğini ve bildirilinceye kadarki harcamalardan kart hamilinin sorumlu olacağını, yine 10. maddeye göre de şifreyi ve kartı koruma yükümlülüğünün davacıya ait olduğunu, harcamaların davacının bildiriminden önce yapılmış olduğunu, müvekkilinin bir sorumluluğunun olamayacağını, haksız kazanç elde eden kişilere husumet yöneltilmesi gerektiğini, bildirimin geç yapılması halinde kart hamilinin sorumlu olacağının esas olduğunu beyanla, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının kredi kartı ve banka kartının 26.09.2010 tarihinde çalınması neticesinde çalıntı bildirimini 27.09.2010 tarihinde yaptığı, bu itibarla davacının 24 saat içinde yapılan işlemlerden Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ nun 12.md kapsamında 150-TL ile sınırlı olmak üzere sorumluğu olduğu, bildirim tarihinden sonraki işlemlerden ise davalı bankanın taraflar arasındaki sözleşme çerçevesinde sorumlu olduğu gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile, davacının hesabından kartları kullanılarak çekilen 4.980-TL’ den, sorumlu olduğu miktar olan 150-TL’ nin düşümü ile bakiye 4.830-TL’ nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

SONUÇ : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 03/05/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2013/32840
KARAR NO. 2014/18798
KARAR TARİHİ. 12.6.2014

5464/m.12,15,16,19

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR 

Davacı, davalı bankadan aldığı kredi kartının 14.03.2005 tarihinde minibüste seyahat halinde iken çalındığını, durumu saat 14.43’te telefonla sonra da yazılı olarak davalı bankaya bildirdiğini, kredi kartı ile davalı Ş.’ın işlettiği davalı M.’a ait … Kuruyemiş’ten 4.000-TL‘lik alışveriş yapıldığını, ihbardan önce yapılmış olması nedeniyle davalı bankanın bu tutarı karşılayamayacağını bildirdiğini, davalı bankanın sadece 750-TL sorumluluk üstelendiğini, kredi kartının çalınması ve kullanılmasında bir kusuru olmadığı halde 3.275-TL’yi davalı bankaya ödemek zorunda kaldığını, diğer davalı Ş.’ın ceza mahkemesinde yargılandığını ve bu eylem nedeniyle dolandırıcılık suçundan cezalandırıldığını, davalıların müşterek ve müteselsil sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek ihtar bedeli de dahil olmak üzere toplam 3.420,30-TL’nin ve 5.000-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı banka, dava konusu alışverişin saat 14.39’da, davacının bildiriminden 4 dakika önce gerçekleştiğini, sözleşmenin 19. maddesine göre bildirimin bankaya ulaşmasından önceki harcamalar nedeniyle bir sorumluluklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Davalı M., rutin bir alışveriş olduğunu, bir kusurlarının bulunmadığını, kredi kartını özenle saklamadığı için davacının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, davalı banka hakkında açılan davanın reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile 1.645,30-TL’nin davalılardan dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, fazla istem ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

1- )Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması nedeniyle davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- )Davacı, kredi kartının, hukuka aykırı olarak üçüncü kişiler tarafından kullanılması nedeniyle harcamalardan sorumlu olmadığını ileri sürmüş, davalılar ise, kredi kartına ilişkin bilgi ve şifrelerin saklanması ve korunmasında gerekli özenin gösterilmediğini, çalıntı bildiriminden önce yapılan harcamalardan bankanın sorumlu olmadığını belirterek, yapılan harcamalardan davacının sorumlu olması gerektiğini savunmuşlardır. Davacının hamili olduğu Akbank Axess kredi kartının 14.03.2005 tarihinde çalındığı, davalının saat 14.43’te davalı bankaya çalıntı bildiriminde bulunduğu, dava konusu 4.000-TL’lik alışverişin ise saat 14.39’da yapıldığı dosya kapsamı ile sabittir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için, 5464 sayılı “Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu”nun, konu ile ilgili hükümlerinin incelenmesi gerekir.

“Kart Hamillerinin Yükümlülükleri” başlıklı 15. maddesinde, “Kart kullanımından doğan sorumluluk, sözleşme imzalandığı ve kartın zilyetliğine geçtiği veya fizikî varlığı bulunmayan kart numarasının öğrenildiği andan itibaren, kart hamiline aittir.”

“Bildirim Zorunluluğu” başlıklı, 16. maddesinde, “Kart hamili, kendisine tevdi edilen kartı ve kartın kullanılması bir kod numarası, şifre veya kimliği belirleyici başka bir yöntemin kullanılmasını gerektiriyorsa bu bilgileri güvenli bir şekilde korumak ve başkaları tarafından kullanılmasına engel olacak önlemleri almak, kartın kaybolması, çalınması veya iradesi dışında gerçekleşmiş herhangi bir işlemi öğrenmesi halinde kart çıkaran kuruluşu derhal haberdar etmek zorundadır.”

“Kartın Haksız Kullanımı ve Sigortalanması” başlıklı 12. maddesinde ise, “Kartın ya da 16 ncı maddede belirtilen Bilgilerin kaybolması veya çalınması halinde kart hamili, yapacağı bildirimden önceki yirmi dört saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zararlardan yüzelli Yeni Türk Lirası ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Hukuka aykırı kullanımın, hamilin ağır ihmaline veya kastına dayanması veya bildirimin yapılmaması hallerinde bu sınır uygulanmaz.” hükümleri bulunmaktadır.
Yine taraflar arasındaki kredi kartı sözleşmesinin, 19. maddesinde, “Kredi kartının kaybolması, çalınması veya kullanılamayacak şekilde bozulması halinde üye veya ek kart hamili, derhal durumu bankaya telefon ile bildirmek ve akabinde yazılı olarak teyit etmekle yükümlüdür. Bu bildirime kadar kredi kartı, şifre veya kredi kart numarası kullanılarak yapılan işlemlerden doğan tüm sorumluluk üye ek kart hamiline ait olup, bildirimin Bankaya ulaşmasından itibaren Bankaca kredi kartının yurt içinde ve yurtdışında kullanıma kapatılabilmesi için gerekli makul bir süreden sonra kredi kartı ile 3. kişilerce gerçekleştirilecek işlemlerden üye ve ek kart hamili sorumlu tutulamaz.” düzenlemesi mevcuttur.

Görüldüğü üzere, kredi kartı sahibi, banka ile sözleşme imzaladığı ve kartın kendi zilyetliğine geçtiği andan itibaren anılan yasa gereğince kendisine tevdi edilen kredi kartını, gerekse bu kartın kullanılması ile ilgili bilgileri koruma ve saklama ile yükümlüdür. Ancak 5464 Sayılı Kanun gereğince kredi kartı ya da bu bilgilerin kaybolması ya da çalınması halinde ağır ihmali ya da kastı bulunmadığı sürece bankaya yapacağı bildirimden önceki yirmi dört saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zararlardan yüzelli Yeni Türk Lirası ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Bu durumda Kanunun 12. maddesinin her somut olayın özelliğine göre değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda, davacının davalı Bankaya ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği, bildirimden 4 dakika önce yapılan 4.000-TL’lik alışverişin slipe imza atılmak suretiyle yapıldığı ve slipteki imzanın davacıya ait olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edildiği anlaşılmaktadır.

Hukuka aykırı yapılan bu harcamanın davacının ağır ihmali ve kastına dayandığından bahsedilemez. Zira, davacı minibüste seyahat halinde iken kartını çaldırmış olup, kartın çalınmasını kolaylaştıracak bir ihmalinin bulunduğuna dair dosya kapsamında bir iddia ya da delil mevcut değildir. Hayatın olağan akışına göre davacının minübüste seyahat halinde cüzdanını sürekli açarak kredi kartını kontrol etmesi mümkün değildir. Yine, alışverişin slipe atılan imza ile yapılması da davacının şifre vs. bilgilerini de güvenli olarak koruduğunu gösterir. Hal böyle olunca davacının 5464 Sayılı Kanunun 12. maddesi gereğince Bankaya bildirimden önceki yirmi dört saat içinde gerçekleşen bu hukuka aykırı kullanımdan doğan zararlardan yüzelli Yeni Türk Lirası ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Açıklanan gerekçelerle diğer davalılar yönünden de davacı aleyhine ½ kusur indirimi yapılamaz.
Mahkemece, yanlış değerlendirme ve aksi düşüncelerle davacının şifresine kısa sürede ulaşıldığı, şifrenin güvenli bir şekilde seçilmediği yada muhafaza edilemediği, davacının kartının cüzdanında olup olmadığını kontrol etmediği, dikkatsizliği suretiyle kartın çalınmasına imkan verdiği, bu nedenle ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde banka yönünden davanın reddine karar verilmesi, diğer davalılar yönünden ise ½ oranında indirim yapılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.06.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.

 

 

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.

EnglishGermanSwedishRussiaFinlandIran Hemen Arayın