11 Eyl Bam Yeniden Görülen Davada Hem Kendi Hemde Yerel Mahkeme Vekalet Ücreti Hükmetme
T.C
YARGITAY
19. CEZA DAİRESİ
ESAS NO: 2018/3074
KARAR NO: 2018/4708
KARAR TARİHİ: 18.04.2018
>>BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ CEZA DAİRELERİ ARASINDA VEKALET ÜCRETİ KONUSUNDAKİ UYUŞMAZLIKLARIN GİDERİLMESİ İSTEMİ–VEKALET ÜCRETİNİN TAKDİRİ
ÖZETİ: Katılanın kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği ilk derece ceza mahkemelerince yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında verilecek olan ” beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına dair” hükümler aleyhine istinaf yasa yolu incelemesine başvurulmasını müteakip, ilgili ilk derece ceza mahkemesi kararlarını inceleyen bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin, davanın yeniden görülmesine karar verip yapmış olduğu yargılama neticesinde sanık hakkında atılı suçtan mahkumiyetine dair karar vermesi halinde, yalnızca istinaf yasa yolu yargılaması için değil, aslında ilk derece mahkemesince sanık hakkında hukuka uygun ve doğru karar verilmiş olsa idi katılan lehine ve sanık aleyhine hükmedilmesi muhakkak olan vekalet ücretine de ayrıca hükmetmesi gerekmektedir.
A-) KARAR UYUŞMAZLIĞININ GİDERİLMESİ KONUSUNDAKİ BAŞVURU
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu 12.05.2017 tarih, 2017/12 sayı ve 2017/6 Karar sayılı Kararı ile Samsun Bölge Adlîye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 01.02.2017 tarih, 2016/49 Esas, 2017/116 Karar sayılı ilamı ile Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 15.02.2017 tarih, 2016/202 Esas, 2017/243 Karar sayılı ilamı arasında vekalet ücreti konusundaki uyuşmazlıkların 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un,” Başkanlar Kurulunun Görevleri” başlıklı 35. maddesi gereğince giderilmesini istemiştir.
B-) KARAR UYUŞMAZLIĞI HAKKINDA YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NIN GÖRÜŞ VE TALEBİ
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi’nin 5. ve 6. Ceza Daireleri arasında istinaf isteminin lehine sonuçlanana, ilk derece yargılamasında hükmedilmeyen vekalet ücretinin de hükmedilebilip, hükmedilemeyeceği konusunda uyuşmazlığın bulunduğu belirtilen talepte, ” 02.01.2017 tarih ve 29936 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2 ve 14. maddeleriyle 2. kısmında lehine avukatlık ücretine hükmedilecek kişiler ve avukatlık ücretinin hakedilme usul ve esasları, miktarı düzenlenmektedir. Değinilen kanunun maddelerinden anlaşıldığı üzere, lehine yargılama sonuçlanan ve kendisini vekil ile temsil ettiren için vekalet ücretine hükmedilecektir. İlk derece yargılaması ile istinaf yargılamasının sonuçlarının aynı olması halinde hükmedilecek vekalet ücretinde sorun çıkmamaktadır. Şöyle ki; ilk derece yargılamasında kendisini vekil ile temsil ettiren ve beraat eden sanık lehine vekalet ücretine hükmedilecektir. Katılanın istinaf etmesi halinde, duruşmalı istinaf yargılaması sonucunda ilk derece beraat hükmünün onanmasına, istinaf isteminin reddine karar verilmesi halinde yine kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine istinaf yargılamasına dair A.A.Ü.T.’nin öngördüğü vekalet ücretine de hükmedilecektir.
Tersine istinaf mahkemesi, yerel mahkeme hükmünün hukuka aykırı olduğuna karar verip beraat hükmünün kaldırılmasına ve sanığın mahkumiyetine karar verdiğinde oluşan hukuk sanığın mahkumiyeti olacaktır. Bu oluşan hukuk başlangıçta doğru oluşsa idi, katılan vekili hem ilk derece yargılamasında hem de istinaf yargılamasında vekalet ücretine hak kazanacaktı. Bu halde ilk derece yargılamasının hukuku yanlış şekilde oluşturmasından katılanı sorumlu tutmamak ve dengeli adaleti tesis etmek adına, istinaf talebini kabul eden Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesinin ilk derece yargılamasında hükmedilmeyen vekalet ücretine de hükmetmesi hakkaniyetin gereğidir.
Açıklanan nedenlerle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin “tek vekalet ücretine hükmeden kararı” usul ve yasalara aykırıdır.” şeklinde görüş beyan edilmiş olup, neticeten 696 sayılı KHK m. 92/2 maddesi ile değişik 5235 sayılı kanunun 35/1 madde ve fıkrası uyarınca Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 2016/49 esas 2017/116 karar sayılı kararının usul ve yasalara aykırı olduğunun tespiti ile uyuşmazlığın giderilmesi talep edilmiştir.
C-) KARAR UYUŞMAZLIĞININ GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 01.02.2017 tarih, 2016/49 Esas, 2017/116 Karar sayılı ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 15.02.2017 tarih, 2016/202 Esas, 2017/243 Karar sayılı kararları.
D-) KARAR UYUŞMAZLIĞININ GİDERİLMESİNE KONU BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ CEZA DAİRELERİ KARARLARININ ÖZETLERİ
1. İstinaf yasa yolu incelemesi sırasında CMK’nın 280/1 -c maddesi gereği davanın yeniden görülmesine karar verilmesi halinde verilecek hükümde, ilk derece mahkemesi ve istinaf yargılaması için ayrı ayrı vekalet ücretlerine hükmedilmesi gerektiği yönündeki karar
Vakfıkebir Asliye Ceza Mahkemesinin 12.10.2016 tarih, 2016/10 Esas ve 2016/353 Karar sayılı kararı ile Kamu Görevlisine Görevinden Ötürü Hakaret suçundan sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ve aynı kararda yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Bu karara yönelik katılan vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmasını müteakip, istinaf incelemesini gerçekleştiren Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi davaya ilişkin duruşma açılmasına karar vermiş ve yargılama sonucunda 15.02.2017 tarih, 2016/202 Esas ve 2017/243 Karar sayılı kararı ile CMK’nın 280/2. maddesi gereği ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, sanığın atılı suçtan mahkumiyetine ve neticeten sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir. Aynı kararda avukatlık asgari ücret tarifesi hükümlerine göre ilk derece yargılaması için 1.980,00 Türk lirası ve istinaf yargılaması için dava bir duruşma ile bitirildiğinden 990 Türk lirası vekalet ücretinin sanıktan alınarak, katılanı vekil ile temsil ettiren Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’na verilmesine karar verilmiştir. İlgili karar 21.03.2017 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.
2. İstinaf yasa yolu incelemesi sırasında CMK’nın 280/1 -c maddesi gereği davanın yeniden görülmesine karar verilmesi halinde verilecek hükümde, yalnızca istinaf yargılaması için vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönündeki karar
Kavak Asliye Ceza Mahkemesinin 17.08.2016 tarih, 2016/71 Esas ve 2016/321 Karar sayılı kararı ile 6831 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan sanık hakkında beraat kararı verilmiş ve aynı kararda yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Bu karara yönelik katılan kurum vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmasını müteakip, istinaf incelemesini gerçekleştiren Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi davaya ilişkin duruşma açılmasına karar vermiş ve yargılama sonucunda 01.02.2017 tarih, 2016/49 Esas ve 2017/116 Karar sayılı kararı ile CMK’nın 280/2. maddesi gereği ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, sanığın atılı suçtan mahkumiyetine ve neticeten sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiştir. Aynı kararda avukatlık asgari ücret tarifesi hükümlerine göre yalnızca istinaf yargılaması için dava birden fazla duruşma ile bitirildiğinden 1.980,00 Türk lirası vekalet ücretinin sanıktan alınarak, katılan kuruma verilmesine karar verilmiştir. İlgili karar 03.04.2017 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.
E-) KARAR UYUŞMAZLIĞI İLE İLGİLİ KAVRAM, KURUM VE YASAL DÜZENLEMELER
1. 5235 SAYILI ADLİ YARGI İLK DERECE MAHKEMELERİ İLE BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YETKİLERİ HAKKINDA KANUN İLGİLİ HÜKÜMLERİ
5235 sayılı Kanun’un 20/11/2017 tarihli ve 696 sayılı KHK’nin 92 nci maddesi ile değişik, “Başkanlar Kurulunun Yetkileri” başlıklı 35/3. maddesi, “Re’sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” kuralını getirmiştir.
5235 sayılı Kanun’un 20/11/2017 tarihli ve 696 sayılı KHK’nin 92 nci maddesi ile değişik “Başkanlar Kurulunun Yetkileri” başlıklı 35/4. maddesi, ” Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.(Değişik fıkra: 20/11/2017 – KHK-696/92 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7079/87 md.) (3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.
Başkanlar kurulu eksiksiz toplanır ve çoğunlukla karar verir.
(Ek fıkra: 20/7/2017-7035/12 md.) Gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak bölge adliye mahkemeleri ceza ve hukuk daireleri arasındaki iş bölümü, Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir.” şeklinde düzenleme içermektedir.
2.5271 SAYILI CMK’NIN İLGİLİ HÜKÜMLERİ
“Bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma” başlıklı 280/1. maddesi;
(1) Bölge adliye mahkemesi, (…) (1) dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra;
a) İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
b) (Ek: 20/7/2017-7035/15 md.) Cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurma nedenine uygun olarak mahkumiyete konu suç için kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin uygulanmasını uygun görmesi hâlinde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
c) (Ek: 20/7/2017-7035/15 md.) Olayın daha fazla araştırılmasına ihtiyaç duyulmadan davanın reddine karar verilmesi veya güvenlik tedbirlerine ilişkin hatalı kararın düzeltilmesi gereken hâllerde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
d) İlk derece mahkemesinin kararında 289 uncu maddenin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentleri hariç diğer bentlerinde belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir İlk derece mahkemesine gönderilmesine,
e) Diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra (…) davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına,
Karar verir.
(2) (Ek: 18/6/2014-6545/77 md.) Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar.
(3) (Ek: 20/7/2017-7035/15 md.) Birinci ve ikinci fıkra uyarınca verilen kararların sanık lehine olması hâlinde, bu hususların istinaf isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da istinaf isteminde bulunmuşçasına verilen kararlardan yararlanırlar.
3. 1136 SAYILI AVUKATLIK KANUNU’NUN İLGİLİ HÜKÜMLERİ
a) “Avukatlık ücreti” başlıklı 164/1. maddesi;
Avukatlık ücreti, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade eder.
b) “Avukatlık ücret tarifesinin hazırlanması” başlıklı 168. maddesi;
Baronun yönetim kurulları, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgarî hadlerini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine gönderirler.
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderilir. (Ek cümle: 16/6/2009-5904/35 md.) Şu kadar ki hazırlanan tarifede; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir. Bu tarife Adalet Bakanlığına ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde Bakanlıkça karar verilmediği veya tarife onaylandığı takdirde kesinleşir. Ancak Adalet Bakanlığı uygun bulmadığı tarifeyi bir daha görüşülmek üzere, gösterdiği gerekçesiyle birlikte Türkiye Barolar Birliğine geri gönderir. Geri gönderilen bu tarife, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca üçte iki çoğunlukla aynen kabul edildiği takdirde onaylanmış, aksi halde onaylanmamış sayılır; sonuç Türkiye Barolar Birliği tarafından Adalet Bakanlığına bildirilir. 8 inci maddenin altıncı fıkrası hükümleri kıyasen uygulanır.
Avukatlık ücretinin takdirinde, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.
c) ” Yargı mercilerine karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin miktarı” başlıklı 169. maddesi;
Yargı mercilerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamaz.
4. 02.01.2017 TARİH VE 29936 SAYILI RESMİ GAZETEDE YAYIMLANAN AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ
a) “Avukatlık ücretinin kapsadığı işler” başlıklı 2. maddesi;
(1) Bu Tarifede yazılı avukatlık ücreti kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Avukat tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez. Hükümlerin tavzihine ilişkin istemlerin ret veya kabulü halinde de avukatlık ücretine hükmedilemez.
(2) Buna karşılık, icra takipleriyle, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay ve Sayıştayda temyizen ve bölge idare ve bölge adliye mahkemelerinde istinaf başvurusu üzerine görülen işlerin duruşmaları ayrı ücreti gerektirir.
b) ” Ceza davalarında ücret” başlıklı 14. maddesi;
(1) Kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine Tarifenin ikinci kısmın ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir.
(2) Ceza hükmü taşıyan özel kanun, tüzük ve kararnamelere göre yalnız para cezasına hükmolunan davalarda Tarifeye göre belirlenecek avukatlık ücreti hükmolunan para cezası tutarını geçemez.
(3) 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ve devamı maddelerine göre tazminat için Ağır Ceza Mahkemelerine yapılan başvurularda, Tarifenin üçüncü kısmı gereğince avukatlık ücretine hükmedilir. Şu kadar ki, hükmedilecek bu ücret ikinci kısmın ikinci bölümünün onikinci sıra numarasındaki ücretten az olamaz.
(4) Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir.
(5) Ceza mahkemelerinde görülen tekzip, internet yayın içeriğinden çıkarma, idari para cezalarına itiraz gibi başvuruların kabulü veya ilk derece mahkemesinin kararına yapılan itiraz üzerine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması halinde işin duruşmasız veya duruşmalı oluşuna göre ikinci kısım birinci bölüm 1. sıradaki iş için öngörüldüğü şekilde avukatlık ücretine hükmedilir. Ancak başvuruya konu idari para cezasının miktarı Tarifenin ikinci kısım birinci bölüm 1. sıradaki iş için öngörülen maktu ücretin altında ise idari para cezası kadar avukatlık ücretine hükmedilir.
c) Aynı tarifenin 2. kısım 2. bölümünde “Yargı Yerleri ile İcra ve İflas Dairelerinde Yapılan ve Konusu Para Olmayan veya Para ile Değerlendirilemeyen Hukuki Yardımlara Ödenecek Ücret” başlığı altındaki 9. maddesi;
Asliye Mahkemelerinde takip edilen davalar için 1.980,00 TL
d) Aynı tarifenin 2. kısım 2. bölümünde “Yargı Yerleri ile İcra ve İflas Dairelerinde Yapılan ve Konusu Para Olmayan veya Para ile Değerlendirilemeyen Hukuki Yardımlara Ödenecek Ücret” başlığı altındaki 18. maddesi;
Bölge Adliye Mahkemeleri ile Bölge İdare Mahkemelerinde takip edilen istinaf yolu ile görülen işlerin takipleri için, a) Bir duruşması olan işler için 990,00 TL , b) Birden fazla duruşması ve keşif gibi avukatın da bulunması gereken sair işlemleri olan işler için 1.980,00 TL vekalet ücretinin ödenmesini öngörmektedir.
F-) GEREKÇE
Vekalet ücreti, avukatın müvekkiline karşı üstlendiği savunma görevinin yerine getirilmesi sonucu hak kazandığı değerdir. Şüphesiz ki bu ücret, vekil eden ile avukat arasında gerçekleşen sözleşme ilişkisinden kaynaklanır. Avukatın müvekkiline sunmuş olduğu avukatlık hizmeti; dava dışı bir danışmanlık, mütalaa veya idari bir başvuru gibi pek çok hukuki temsil işlemi olabileceği gibi, uyuşmazlık konusu olayda olduğu şekliyle bir ceza yargılamasının tarafı olan müvekkiline yargı organları önünde temsil veya savunma hizmeti sunulması şeklinde de gerçekleşebilir. Yargı organları nezdinde kişilerin haklarını savunmak ve hakkın ortaya çıkarılmasını sağlamak amacıyla avukatlar tarafından sunulan hukuki yardımla birlikte yargılama süreci lehine sonuçlanan taraflar için kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri halinde gerek hukuk gerekse ceza yargılamasında haksız çıkan taraf aleyhine vekalet ücretine hükmedileceği tartışmasızdır.
5271 sayılı CMK’nın “Yargılama Giderleri” başlıklı 324. ve devamı maddelerinde de “tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri” yargılama giderleri ile birlikte sayılmıştır. Ayrıca mahkemelerce verilecek hüküm ve kararlarda yargılama giderlerinin ve kimlere yükletileceğinin gösterilmesi gerektiği de aynı kanunda emredici şekilde yazılmaktadır.
5271 sayılı CMK’nın “beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi halinde gider” başlıklı 327. maddesi gereği; “…kişi, sadece kendi kusurundan kaynaklı giderleri ödemeye mahkum edilir, …bu kişinin önceden ödemek zorunda olduğu giderler, Devlet Hazinesince üstlenilir…” hükmünü amirdir. Madde metnine göre, ceza yargılamasında sanık hakkında beraat kararı verilmesi ve kendisini en az bir vekille temsil ettirmesi halinde sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve bu ücretin haksız yargılamaya mahal veren Devlet Hazinesince ödenmesi gerektiği hususunda da bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak ceza verilmesine yer olmadığına dair bir karar verilmesi halinde ise kararın gerekçesine göre kusuru bulunan ve hakkında ceza davası açılmasına neden olduğu kanaatine varılan bir sanık hakkında ise vekalet ücretine hükmedilmeyeceği anlaşılmaktadır.
Ceza yargılamasında ilk derece mahkemelerince verilen hükümlere karşı başvurulacak olağan kanun yollarından birisi olan istinaf yolu temyiz yasa yolundan farklı özellikler içermektedir.
İstinaf başvurusu yasa yoluna dair hükümler, 5271 sayılı CMK’nın 272 ila 285. maddeleri arasında düzenlenmekte olup, aynı Kanun’un 280/1. maddesine göre bölge adliye mahkemesi dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra ilk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığı takdirde istinaf başvurusunun esastan reddine, CMK’nın 303/1. maddesi “a,c,d,e,f,g ve h” bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı halinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, Cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurma nedenine uygun olarak mahkumiyete konu suç için kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin uygulanmasını uygun görmesi halinde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, olayın daha fazla araştırılmasına ihtiyaç duyulmadan davanın reddine karar verilmesi veya güvenlik tedbirlerine ilişkin hatalı kararın düzeltilmesi gereken hallerde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, ilk derece mahkemesinin kararında CMK’nın 289/1. maddesi “g ve h” bentleri hariç diğer bentlerinde belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması halinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine, diğer hallerde gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlıklarına başlanılmasına dair kararlar verilmesi gerektiği Kanunun lafzı ile açıktır. Aynı maddenin 2, fıkrası uyarınca, duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu ya esastan reddetmeli veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurmalıdır, Ayrıca aynı maddenin 3. fıkrasında ise, birinci ve ikinci fıkra uyarınca verilen kararların sanık lehine olması halinde, bu hususların istinaf isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıkların da istinaf isteminde bulunmuşçasına verilen karardan yararlanabilecekleri düzenleme altına alınmıştır.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi yargı çevresi sınırları içerisinde bulunan iki farklı ilk derece ceza mahkemesince iki ayrı davada sanıklardan biri hakkında üzerine atılı suçtan ötürü neticeten beraat kararı, bir diğer sanık hakkında ise ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş olup, her iki ilk derece ceza mahkemesi kararında da Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmediği açıktır. İlk derece ceza mahkemesi kararlarının her ikisinin de ayrı ayrı istinaf kanun yolu başvurusuna konu edilmesinin ardından, Samsun Bölge Adliye Mahkemeleri 5.Ceza Dairesi ve 6. Ceza Dairesince yapılan inceleme sonucu duruşma açılarak davaların yeniden görülmesine karar verilmiştir. Yeniden yapılan yargılama sonucunda da her iki Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi de sanıkların mahkumiyetine ve mahkumiyet hükümlerinin açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemeleri Ceza Daireleri arasındaki karar uyuşmazlığının nedeni ise; Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 12.10.2016 tarihli kararında sanık aleyhine hem ilk derece mahkemesince hükmedilmesi gerektiği halde hükmedilmeyen vekalet ücretine hem de istinaf yasa yolu yargılaması için hükmedilmesi gereken vekalet ücretine ayrı ayrı hükmedilmesine karşın, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin 12.10.2016 tarihli kararında sanık aleyhine yalnızca istinaf yasa yolu yargılaması için vekalet ücretine hükmedilmesinden kaynaklanmaktadır.
İstinaf yasa yolu incelemesi usulü ile ilk derece mahkemelerinin yargılama usullerinin farklılıklar içerdiğinin aşikar olması, yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettiren ve yargılama sonucu haklı çıkan taraf lehine avukatlık asgari ücret tarifesinin karar tarihindeki düzenlemesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesinin zorunlu olması karşısında, yerel mahkeme hükmünün hukuka aykırı olduğuna karar verip beraat hükmünün kaldırılmasına ve sanığın mahkumiyetine karar veren Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin yalnızca istinaf yasa yolu yargılaması için değil, ilk derece mahkemesi tarafından aslında doğru ve hukuka uygun tespit yapılıp sanığın mahkumiyetine dair karar verilse idi hükmedilmesi gerekecek olan vekalet ücretine de hükmetmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
G-) SONUÇ
Katılanın kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği ilk derece ceza mahkemelerince yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca verilecek olan ” beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına dair” hükümler aleyhine istinaf yasa yolu incelemesine başvurulmasını müteakip, ilgili ilk derece ceza mahkemesi kararlarını inceleyen bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin, CMK’nın 280. maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesine karar verip yapmış olduğu yargılama neticesinde sanık hakkında atılı suçtan mahkumiyetine dair karar vermesi halinde, yalnızca istinaf yasa yolu yargılaması için değil, aslında ilk derece mahkemesince sanık hakkında hukuka uygun ve doğru karar verilmiş olsa idi katılan lehine ve sanık aleyhine hükmedilmesi muhakkak olan vekalet ücretine de ayrıca hükmetmesi gerektiğine 18.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
Sorry, the comment form is closed at this time.