29 Eyl Ceza İnfaz Kurumunda Yapılan Açlık Grevine İstinaden Disiplin Cezası Verilmesi Nedeniyle İfade Özgürlüğünün İhlal Edilmediği
Olaylar
Ceza infaz kurumunda terör suçlarından tutuklu veya hükümlü olan başvurucular benzer içerikli dilekçelerle ve genel itibarıyla terör örgütü liderinin tecrit altında tutulduğu gerekçesiyle bir açlık grevi yapmıştır. Söz konusu eylemler birbirlerine yakın tarihlerde gerçekleştirilmiş hatta bazı başvurucular farklı tarihlerde olmak üzere birden fazla kez eylem yapmıştır. Bunun üzerine ceza infaz kurumu, başvurucular ve diğer mahpuslar hakkında disiplin soruşturması başlatmıştır. Disiplin soruşturması sonucunda başvurucular hakkında suç örgütlerinin propaganda faaliyetlerini yapma disiplin eylemini işledikleri gerekçesiyle hücreye koyma disiplin cezası uygulanmasına karar verilmiştir. Başvurucular söz konusu cezalara karşı infaz hâkimliğine şikâyette bulunmuştur. İnfaz hâkimliği, başvurucuların şikâyetinin kabulüne ve disiplin cezalarının kaldırılmasına karar vermiştir. Cumhuriyet başsavcılığı, infaz hâkimliği kararlarına itiraz etmiştir. Ağır ceza mahkemesi, itirazın kabulüne ve kararların kaldırılmasına karar vermiştir.
İddialar
Başvurucular, ceza infaz kurumunda yaptıkları açlık grevine istinaden disiplin cezası verilmesi nedeniyle ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Somut olaydaki eyleme katılan mahpusların terör suçlarından hükümlü ya da tutuklu oldukları ve kişisel durumlarını ilgilendirmeyen bir konuda toplu olarak açlık grevi yaptıkları gözönüne alındığında söz konusu eylemin terör örgütünün varlığı, amaçları ve eylemleri için tartışmasız sembol bir kişinin adı çevresinde gerçekleşen ve örgütsel motivasyonu güçlendirme, örgütün kurucusunu yüceltme, örgütün ve kurucusunun ismini infaz kurumunda bulunan kişilere ve açlık grevi yapıldığı bilgisinin iletilebildiği diğer kişilere duyurma ve bu kişinin isminin ima ettiği anlamları yayma amacını taşıyan bir faaliyete ilişkin olduğu değerlendirilmiştir. Dolayısıyla söz konusu eylemin suç örgütlerinin propaganda faaliyetlerini yapma değerlendirilmesinin keyfîlik içermediği, bu bağlamda başvurucular hakkındaki disiplin cezasının kanuni bir temelinin de bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Öte yandan ceza infaz kurumlarının devletin kontrolü altındaki özel alanlar olması, dolayısıyla devletin hem bu kurumda bulunanların güvenliklerini ve sağlıklarını koruma hem de disiplini tesis etme yükümlülüğünün bulunması karşısında hükümlülerin ve tutukluların ceza infaz kurumlarında diledikleri şekilde eylem yapma özgürlüğünün olmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Somut olaydaki gibi kalabalık grupların gerçekleştirdiği açlık grevi eylemlerinin doğası gereği sağlık ve güvenlik alanında rutin dışı bir dizi tedbirin alınmasını gerektireceği ve ceza infaz kurumlarında düzenli bir yaşamın sürdürülmesini engelleyeceği açıktır. Dolayısıyla ceza infaz kurumunda bozulan düzenin yeniden tesis edilmesi ve sürekli bir şekilde açlık grevlerinin yapılmasının önüne geçilmesi amacıyla bu tür eylemlere müdahale edilmesinin makul karşılanması gerekmektedir.
Sonuç olarak açlık grevi yapmak gibi istisnai bir yola başvurmayı haklılaştırmak için ortaya konulan gerekçeler birlikte değerlendirildiğinde başvurucuların ceza infaz kurumunda bulunmanın gerektirdiği sorumluluğa uygun davranmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Başvuruculara verilen cezanın zorunlu bir ihtiyacı karşıladığı, açlık grevinden beklenen fayda ile ceza infaz kurumundaki disiplinin temin edilmesi arasındaki dengenin sağlandığı sonucuna varılmıştır. Öte yandan ceza infaz kurumu idaresinin takdir payı ile birlikte değerlendirildiğinde başvuruculara eylemleri nedeniyle verilen hücreye koyma disiplin cezasının orantılı da olduğu, bu nedenlerle müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmadığı kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar vermiştir.
Buraya tıklayarak diğer makale örneklerimize ve dilekçe örneklerimize ulaşabilirsiniz.
Sorry, the comment form is closed at this time.