13 Kas TASARRUFUN İPTALİ DAVASI (İİK 27)
Tasarrafun İptali Davası Nedir?
Tasarrufun iptali davası; alacağını icra takibi yoluyla borçludan tahsil edemeyen alacaklının, borçlunun son 5 yıl içerisinde gayrimenkul veya menkul mallarına ilişkin mal kaçırmak saiki ile yapmış olduğu tasarruflarını iptal etmek amacıyla, borçluya ve malı devralan üçüncü kişiye karşı açtığı bir dava türüdür.
Tasarrufun iptali davası, İİK.’nın 277. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Tasarrufun İptali Davalarında Taraflar Kimlerdir?
İptal davasının “kimler tarafından” açılabileceği, İİK. Mad. 277’de, “kimlere karşı” açılabileceği ise İİK. Mad. 282’de düzenlenmiştir. Tasarrufun İptali davalarında en az üç taraf mevcut olup, alacağını icra takibi ile tahsil edemeyen ve borçlu hakkında aciz vesikası alan alacaklı davacı sıfatına sahip olur. Alacaklıdan mal kaçırma saiki ile hareket ederek mallarını devreden borçlu kişi ise davalı sıfatı ile yer almaktadır. Tasarrufun iptali davasına konu edilen malı elinde bulunduran ve davalı borçlu ile aralarında mal devir işlemi yapan üçüncü kişi ise davalı üçüncü kişi/davalı olarak davada muhatap olmaktadır.
Tasarrufun İptali Davasının Şartları
a) Tasarrufun iptali davası açılabilmesi için, öncelikle alacaklı ile borçlu arasında gerçek bir borç ilişkisi mevcut olmalıdır. Tasarrufun iptali davası, borçluya ve malı borçludan devralan üçüncü kişiye karşı açılacağından, bu şekilde üçüncü kişinin hukuki güvenliği korunmak istenmiştir. Davacı alacaklı ile davalı borçlu arasında doğan borç ilişkisi gerçek bir hukuki ilişkiye dayanmıyorsa buna bağlı tasarrufun iptali davası açılamaz.
Dava konusu temlik tasarrufunun gerçek bir borç ödemesine ilişkin olup olmadığının tespiti bakımından davalı borçlu ile dava dışı … Yetiştirme Yurdu arasındaki yapılan 16.2.2009 tarihli ihale evraklarının tümü (sözleşme, hak ediş raporları, ödeme belgeleri, söz konusu ihale işinin alt taşeron tarafından yapılıp yapılamayacağı gibi hususlar) ilgili idareden istenerek, davalı borçlu O. davalı S. ve davalı S.’nin müdürlüğünü yaptığını belirttiği dava dışı şirketin (Ticari sicil kayıtları istenerek davalı S.’nin adı geçen şirketle bağı belirlendikten sonra) ticari defterleri üzerinde mali müşavir veya hesap uzmanı bilirkişiye inceleme yaptırılıp rapor alınması gerekir…’’ (17. HD. 11.03.2013 T. 14091/3212).
b) Borçlu hakkında kati veya geçici aciz vesikasının olması gerekir; icra takibi konusu edilen alacağın borçlusu hakkında aciz vesikasının alınması gerekir. Ancak, davanın açılması aşamasında aciz vesikasına ihtiyaç yoktur. Aciz vesikası, sonradan ikame edilebilen dava şartlarındandır. Alacaklı, yani tasarrufun iptali davasında davacı kişi davanın her aşamasında, temyiz süreci de dahil olmak üzere, aciz vesikasını mahkemeye sunabilir. Davanın başında geçici aciz vesikasını sunan davacı, daha sonra kesin aciz vesikasını dosyaya ibraz etmek zorundadır. Borçlunun haczi kabil malı olmadığını gösteren haciz tutanağı da aciz vesikası yerine geçer.
Dosyaya kesin veya geçici aciz belgesi sunulmamıştır. Bu durumda mahkemece dava şartı olan kesin veya geçici aciz belgesi sunulmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır (Y17. H.D. Esas No:2012/2516 Karar No:2013/224 K.).
c) Borçlu hakkında başlatılmış olan icra takibinin kesinleşmiş olması gerekir; hakkında icra takibi başlatılan kişi icra takibine itiraz ederse veya usulüne uygun kendisine tebligat yapılmamışsa icra takibinin kesinleşmesinden bahsedilemeyeceğinden söz konusu icra takibi üzerinden de borçlu hakkında tasarrufun iptali davası açılması mümkün değildir.
d) İcra iflas Kanunu’nun 277. ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için iptali talep edilen tasarrufun, icra takibi konusu edilen borcun doğum tarihinden sonra yapılması gerekir.
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava önkoşulu olup mahkemece res’en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Somut olayda davalı borçlu Rüstem için davaya konu borç, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13/10/2010 tarihli ve 2010/17-398 Esas ve 2010/497 Karar numaralı ilamında da benzer şekilde kabul edildiği üzere dava dışı banka ile imzalanan kredi sözleşmesi ile doğmuş olup bu tarihten sonraki borçlu tasarrufları için iptal davası açılması mümkündür. (HGK -K.2015/1759)
Sorry, the comment form is closed at this time.