28 Mar Düğün Takıları Kime Aittir
Bu yazımızda boşanma esnasında en fazla uyuşmazlığın yaşandığı ve bize oldukça fazla sorulan düğün takılarının kime ait olduğu konusu hakkında Yargıtay’ın yeni kararları çerçevesinde bilgi vereceğiz.
Düğün sırasında hem kadına hem de erkeğe takılan tüm değerli eşyalara ziynet eşyaları denilmektedir. Türk hukukunda düğünde kadına takılan her türlü ziynet eşyasının tamamı kadına aittir. Bu durumun istisnası yerel adetlerdir. Yerleşmiş yerel adetlerde bu durumun aksi söz konusu ise bu karinenin aksi ispatlanmış olacaktır.
“…Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları ve nakit para kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır…” (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/21024 E. 2016/1292 K. 26/01/2016 K.T.)
Düğünde erkeğe takılan ve erkeğe özgü nitelikte tüm takılar erkeğe ait olacaktır. Bunun yanında erkeğe takılmış ancak kadına özgü olarak sayılabilecek ziynet eşyalarının (örneğin; bilezik gerdanlık vs.) kadına ait olduğu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından kabul edilmiştir. Buna göre erkek üzerine takılmış ancak kadına özgü takılar kadına ait, kadına özgü olmayan takıların ise erkeğe ait olduğu kabul edilmektedir. Düğünde erkeğe takılan para, altın vs ziynet eşyaları erkeğe aittir.
“…Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, kadına özgü ziynet eşyası niteliğindeki bilezik eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3-1040 E. 2020/240 K. 04/03/2020 K.T.)
Erkeğe takılan düğün takıları kadına özgü ziynet eşyası olsa bile, erkek bu konuda yerel adet olmadığını mahkeme önünde ispat ederse bu ziynet eşyaları da erkeğe ait olacaktır. Şayet erkeğe takılan düğün takılarının kadına özgü olup olmadığı konusunda uyuşmazlık çıkarsa bu hususta mahkemece bilirkişi incelemesi yapılması gerekmektedir. Mahkemece atanacak kuyumcu bilirkişi tarafından bu husus tespit edilecektir. Eğer takılan ziynet eşyası hem kadın hem de erkek tarafından kullanılabilecek bir ziynet eşyası ve erkek üzerine takılmış ise erkeğe ait sayılacaktır.
Takı Sandığına Konulan Düğün Takıları Kime Aittir?
Ülkemizde özellikle Covid-19 tedbirleri kapsamında kullanılmaya başlanan takı sandığı ziynet eşyalarının kime ait olacağı sorusunu da beraberinde getirmiştir. Bu kapsamda yukarıda sunmuş olduğumuz Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararı çerçevesinde değerlendirme yapmak mümkündür. Buna göre takılan takıları kadına özgü takı ve erkeğe özgü takı olarak ayrı ayrı değerlendirmek gerekir. Takı sandığına konulan ziynet eşyalarından kadına özgü olanlar kadına ait, erkeğe özgü olanlar da erkeğe aittir. Takı sandığına konulan şey kadına veya erkeğe özgülenemiyorsa o halde ortak sayılacaktır. Ancak taraflar arasında bunun aksi bir anlaşma var ise o anlaşma uygulanacaktır.
Düğün Takıları İçin Hangi Dava Açılır?
Düğün esnasında takılmış bulunan ziynet eşyalarının istenebilmesi için açılması gereken dava Düğün Takılarının (ziynet eşyalarının) İadesi davasıdır. Bu dava ile mümkünse ziynet eşyalarının aynen iadesi istenmektedir. Bu mümkün görülmüyorsa, ziynet takılarının bedelinin belirlenerek bu bedelin ödenmesine karar verilmesi talep edilecektir.
Ziynet takılarının iadesi hususu boşanma davası açılması durumunda, dava ile birlikte de ileri sürülebilmektedir. Ancak bu durumda, ziynet eşyalarının talep edilmesi boşanmaya ek bir husus niteliğinde kabul edilmeyip bundan bağımsız bir talep olarak nitelendirilmektedir. Böyle bir durumda mahkeme ziynet eşyalarının iadesi yönünden dosyayı tefrik ederek ayrı bir esas numarasına kaydeder ve davacı yana harç ödemesi yapması için süre verir.
Boşanma ile beraber düğün takılarının iadesinin istenmemiş olması durumunda, boşanma davasının kesinleşmesi ile birlikte veya boşanma davasının açılmasından sonra ayrıca bir dava açılarak bu taleplerin ileri sürülmesi mümkündür. Boşanma davası kesinleşmeden ziynet eşyalarının iadesi konusunda dava açılması durumunda mahkeme boşanma kararını bekletici mesele yapar ve kararın kesinleşmesini bekler.
Ziynet eşyalarının dava yolu ile istenmesi durumunda, ister aynen iade istensin ister para karşılığının ödenmesi istensin, talepte bulunulan ziynet eşyaları cins, miktar, değer olarak ayrıntılı bir şekilde açıklanmalıdır. Talep edilen eşyanın gramına ve de ayarına kadar ayrıntılarının mahkemeye sunulması gerekmektedir. Zira belirlenecek toplam değer üzerinden bir harçlandırma yapılacaktır. Bu yüzden de bu hususların belirtilmesi zorunlu sayılmaktadır.
Düğün Takılarının İadesi Davasında Zamanaşımı Süresi Nedir?
Düğün takılarının aynen iadesinin istenildiği davalara Türk hukukunda istihkak davaları adı verilmektedir. Bu şekilde iadenin geri isteneceği davalarda bir zamanaşımı kısıtlaması yoktur. Davanın her zaman açılması mümkündür.
Düğün takılarının aynen iadesinin mümkün olmadığı durumlarda değerine tekabül eden miktarın ödenmesinin talep edildiği davalarda ise zamanaşımı süresi 10 yıl olarak belirlenmiştir. Bu şekilde düğün takılarının bedelinin ödenmesinin talep edildiği davalar genel manasıyla tazminat davası niteliğindedir. Tazminat davalarında Türk hukukunda zamanaşımı süresi 10 yıl olarak belirlenmiştir. Bu 10 yıllık zamanaşımı süresi boşanma davasının kesinleşmesi ile birlikte başlamaktadır.
Düğün Takılarının Boşanmada Mal Paylaşımına Dahil Edilmesi Mümkün Mü?
Düğün takılarının kime ait olacağı makalemizin başında ayrıntılarıyla belirtilmiştir. Bir tarafın kendisine ait olan ziynet eşyasını tamamen kendi kararı ile rızaen eşine vermesi durumu da söz konusu olabilmektedir. Böyle bir durumda eşine kendi kararı ile düğün takılarının mülkiyetini vermiş olan taraf bu takıları bağışlamış sayılacağından bir daha bu takıları geri isteyemeyecektir. Ancak bu durumun gerçekleşmesi halinde, bağışlayanın bu konudaki beyanının ispatlanması karşı tarafın yükümlülüğüdür. Takıların iade edilmemek üzere kendisine verildiğini kocanın ispatlaması gerekmektedir.
“Somut olayda; dinlenen davalı tanıkları, davacının evden ayrılırken 6 adet bileziği davalıya rızası ile geri almamak üzere verdiğini, düğün borçlarının bu altınlarla ödenmesini istediğini ifade etmişlerdir. Hal böyle olunca mahkemece, 6 adet bileziğin, davalı tarafa bağışlama amacı ile verildiği ispatlandığından, 6 adet bilezik yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde bu ziynetler yönünden de talebin kabul edilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.”(Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/8760 E. 2018/1566 K. 22/02/2018 K.T. )
Boşanma davası ile talep edilmemiş olan düğün takıları ıslah yolu ile talep edilememektedir. Bu halde ayrıca bir dava açılması gerekmektedir.
Buraya tıklayarak diğer makale örneklerimize ve dilekçe örneklerimize ulaşabilirsiniz.
Sorry, the comment form is closed at this time.