28 Ağu Rücuen Tazminat İstemi, Rücuan Teselsül Olmaz İlkesi
T.C
YARGITAY
4.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO.2016/5084
KARAR NO.2018/2596
KARAR TARİHİ.03/04/2018
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
>RÜCUEN TAZMİNAT İSTEMİ, RÜCUAN TESELSÜL OLMAZ İLKESİ
ÖZET:Dava rücuen tazminat istemine ilişkin olup, zararın doğmasına neden olduğu iddia edilen davalılardan her biri, yalnızca kendi kusuruna isabet eden miktardan sorumludur. Rücuda teselsül olmaz ilkesi uyarınca, her bir davalının somut olaydaki kusur ve sorumluluk durumunun uzman bilirkişiden alınacak rapora göre belirlenmesinin ardından varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, hatalı bilirkişi raporu hükme esas alınarak davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmuş olmaları doğru görülmemiştir.
Davacı … vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve … aleyhine 04/07/2014 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı … vekili ile davalı … tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, icra memurunun kusuru nedeniyle ödenen tazminatın rücuen tahsiline ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan … vekili ve diğer davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı idare vekili; davalılardan …’nun icra müdürü, diğer davalının ise icra müdür yardımcısı olarak görev yaptığını; … 2. İcra Müdürlüğünün 2002/13040 sayılı takip dosyasının borçlusu olan dava dışı …’a ait aracın vergi borcu nedeniyle … Vergi
Müdürlüğü lehine iştirak haczi konulduğunu, … satış bedelinden anılan kurumun payına düşen meblağın 21/06/2004 tarihinde ödenmesi gerekirken davalıların kusuruna bağlı olarak 13/11/2008 tarihinde ödendiğini, adı geçen takip borçlusunun fazladan ödemek zorunda kaldığı gecikme zammına ilişkin … 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/582 esas 2011/380 karar sayılı dosyasında ikame ettiği davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu karar uyarınca … 30. İcra Müdürlüğünün 2011/17051 takip sayılı dosyasında anılan takip borçlusuna ödeme yapıldığını belirterek, ödenen bedelin davalılardan rücuen tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalılar, kusurlarının bulunmadığını belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece; bilirkişi raporu esas alınarak, zarara davalıların müşterek kusurları ile sebep oldukları gerekçesi ile davanın kabulü ile hükmedilen meblağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Dava rücuen tazminat istemine ilişkin olup, zararın doğmasına neden olduğu iddia edilen davalılardan her biri, yalnızca kendi kusuruna isabet eden miktardan sorumludur. Rücuda teselsül olmaz ilkesi uyarınca, her bir davalının somut olaydaki kusur ve sorumluluk durumunun uzman bilirkişiden alınacak rapora göre belirlenmesinin ardından varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, hatalı bilirkişi raporu hükme esas alınarak davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmuş olmaları doğru görülmemiştir. Ayrıca rücuya konu … 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/582 esas 2011/380 sayılı kararı, 17/04/2012 tarihinde kesinleşmesine karşın davacı kurum tarafından 09/08/2012 tarihinde icra dosyasına ödemenin yapıldığı, bu anlamda geç ödemenin davacı kurumun kendi kusurundan kaynaklandığı anlaşılmakla, anılan hükmün kesinleşmesinden sonra işlemiş faizin hükmedilen tazminattan indirilmesi gerekmektedir. Şu durumda, mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/04/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sorry, the comment form is closed at this time.