Enflasyon Farkı, Eylemli Israr - Safi Kurum Kazancının Ortaya Konulması Yargıtay Kararı
Alanya avukat olarak hizmet veren Aşıkoğlu Hukuk Bürosu, Eski Alanya Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aşıkoğlu tarafından Alanya'da kuruldu.
alanya,hukuk,bürosu,avukat,dava,danışma,mehmet,aşıkoğlu,mehmet aşıkoğlu,savcı,eski,ceza,ticaret,haciz,alacak,borçlar,Mehemet,Aşıkoğlu,alanya,avukat,hukuk,bürosu,alanya avukat, mehmet aşıkoğlu, alanya hukuk bürosu
17502
post-template-default,single,single-post,postid-17502,single-format-standard,bridge-core-2.5,ajax_fade,page_not_loaded,,side_area_uncovered_from_content,vss_responsive_adv,vss_width_768,qode-theme-ver-14.2,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
 

Enflasyon Farkı, Eylemli Israr – Safi Kurum Kazancının Ortaya Konulması Yargıtay Kararı

Enflasyon Farkı, Eylemli Israr – Safi Kurum Kazancının Ortaya Konulması Yargıtay Kararı

T.C.
Danıştay
4. Daire

Esas No:2013/1150
Karar No:2013/9562
K. Tarihi:9.12.2013

Özeti :İnşaat ve taahhüt işlerinde sektöre ilişkin karlılık oranı esas alınarak matrah hesaplandığında ulaşılan tutarın işletmenin vergiye tabi kazancını yansıttığı, işin yapılması sırasında yüklenilen giderlerin tamamının bu şekilde dikkate alındığının kabulü gerektiği hakkında.

Temyiz Eden : …Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Ormancılık Elektrik İnşaat Taahhüt Sanayi Ticaret
Limited Şirketi
İstemin_Özeti: 2004 yılında resmi kurumlara taahhüt ederek tamamladığı işleriyle ilgili maliyetinin, kayıtlarına intikal ettirdiği gerçeği yansıtmayan faturalar nedeniyle tespit edilemediği yolundaki saptamaları içeren vergi inceleme raporuna dayanılarak davacı şirket adına, hakediş bedellerinin %20′ si safi kazanç kabul edilerek tespit edilen matrah üzerinden 2004 yılı için re’sen salınan kurumlar vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Danıştay bozma kararı uyarınca, Sivas Vergi Mahkemesinin 18/10/2012 günlü ve E:2012/348, K:2012/339 sayılı kararıyla; inşaat taahhüt işleri için kabul edilen %20 safi karlılık oranının, enflasyonsuz bir ortamda ve öz sermaye ile faaliyette bulunulması halinde kabul edilebileceği, davacı şirketin bir kısım gider belgelerinin muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğunun tespit edildiğinden bahisle 2004 yılında beyan edilen hasılata dayalı olarak %20 safi karlılık oranının uygulanması suretiyle vergi matrahının hesabında, beyan edilen ve inceleme elemanınca eleştiri konusu yapılmayan enflasyon fark gideri ve finansman giderlerinin de dikkate alınması gerektiği, buna göre Mahkemelerince bu giderlerin hesaplamaya dahil edilmesi sonucunda ulaşılan matraha isabet eden vergi ile kesilen cezada hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın buna ilişkin kısmının reddine, fazlaya ilişkin tarhiyat ve cezanın ise kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı İdare, davacının ilgili yılda beyan ettiği enflasyon fark gideri ile finansman giderlerinin matrahın tespitinde dikkate alınmasının Danıştay’ın yerleşmiş içtihatına aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kabule ilişkin kısmının bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Melek Karalı Saunders’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
2004 yılında bir kısım alışlarını sahte fatura ile belgelendirdiği ileri sürülen davacı şirket adına re’sen salınan kurumlar vergisi ile kesilen vergi ziyası cezasının kaldırılması istemiyle açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair Vergi Mahkemesi kararının kabule ilişkin kısmı temyiz edilmiştir.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13’üncü maddesinde; kurumlar vergisinin, 1’inci maddede yazılı mükelleflerin bir hesap döneminde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış olup, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 2’nci maddesinde de gerçek gelirin vergilendirileceği ilkesine yer verilmiştir.
İncelenen dosyada, uyuşmazlık döneminde faaliyetinin tamamının İl Çevre Orman Müdürlüğü ve Köylere Hizmet Götürme Birliği’ne taahhüt şeklinde yaptığı işlerden oluştuğu tespit edilen davacı şirketin, 2004 yılı kurumlar vergisi beyannamesine ekli gelir tablosuna göre, net satışlarının 81.173,79 TL olduğu, aynı yılda kayıt ve beyanlarına yansıttığı … Makina, … Petrol, … İnşaat Malzemeleri, … Danışmanlık, … Petrol Ürünleri Limited Şirketlerinden aldığı faturaların gerçeği yansıtmadığı nedeniyle gider kayıtlarından çıkarılması ve yerleşik Danıştay kararları uyarınca gerçek gider ve maliyetlerin saptanamadığı inşaat ve taahhüt işlerinden elde edilen hasılatın %20’sinin safi kar olduğunun kabul edildiğinden bahisle beyan edilen net satış tutarının %20’sini oluşturan 16.324,75 TL üzerinden önceki dönemde kesinti yoluyla ödenen 3.718,50 TL tutarındaki vergilerin de mahsubu sonucu 1.638,96 TL ödenecek kurumlar vergisi miktarına ulaşıldığı; Danıştay bozma kararı uyarınca verilen kararda ise Vergi Mahkemesince, inceleme elemanınca safi kar üzerinden hesaplanan 16.324,75 TL vergi matrahından ayrıca davacının beyan ettiği ve eleştiri konusu olmayan 1.848,52 TL enflasyon fark gideri ile 3.838,31 TL tutarında finansman giderinin de indirilmesi suretiyle tarhiyatın ve kesilen cezanın bu tutarı aşan kısmının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının bir kamu kurumuna taahhüt ederek tamamladığı işleriyle ilgili gerçek maliyetinin kayıtlarına yansıttığı faturaların sahte olmasından dolayı tam ve sağlıklı olarak tespit edilememesi nedeniyle, yerleşik Danıştay içtihadlarına göre hakedişlerinden oluşan satış hasılatının % 20’sinin safi kazanç olduğunun kabulüyle dönem matrahının belirlenmesinin zorunlu olduğu dava konusu olayda, safi kazancın tanımı gereği davacı tarafından işin yapılması sırasında yüklenilen giderlerin tamamının dikkate alındığının kabulü gereklidir. Bu nedenle, anılan yöntemle matrahın hesaplanması halinde davacı tarafından beyan edilen giderlerin ayrıca matrahın tespitindeki hesaplamalara dahil edilmesi olanağı bulunmamaktadır.
Buna göre, davacının enflasyon farkı ile finansman giderlerinin dikkate alınması suretiyle hesaplanan vergi matrahına isabet eden vergi ve cezanın fazlaya ilişkin kısmının kaldırılmasına dair Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, Sivas Vergi Mahkemesinin 18/10/2012 günlü ve E:2012/348, K:2012/339 sayılı kararının kabule ilişkin kısmının bozulmasına 09.12.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY
2004 yılında resmi kurumlara taahhüt ederek tamamladığı işleriyle ilgili maliyetinin, kayıtlarına intikal ettirdiği gerçeği yansıtmayan faturalar nedeniyle tespit edilemediğinden bahisle davacı şirket adına, hakediş bedellerinin %20′ sinin safi kazanç kabul edilmesi suretiyle tespit edilen matrah üzerinden 2004 yılı için re’sen salınan kurumlar vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davada, Danıştay bozma kararı uyarınca hakediş bedellerinin % 20’sinin safi kazanç olduğu kabul edilerek, enflasyon fark giderleri ile finansman giderlerinin de dikkate alınması suretiyle hesaplanan matraha isabet eden vergi ve cezanın fazlaya ilişkin kısmının kaldırılmasına dair Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49’uncu maddesinin 4’üncü fıkrasında, mahkemelerin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği; ısrar kararının ilgili tarafından temyizi halinde, davanın konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulunca inceleneceği; Danıştay’ın ilgili dava dairesinin kararının uygun görülmesi halinde mahkemenin kararının bozulacağı; aksi halde onanacağı ve Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu hüküm altına alınmıştır.
İncelenen dosyada, Vergi Mahkemesince davacı şirketin kayıtlarına gider olarak kaydettiği faturaları düzenleyen … Makine Maden Nakliye ve Yayıncılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi, … Petrol ve Petrol Ürünleri Limited Şirketi, … İnşaat Malzemeleri Tekstil Sanayi Limited Şirketi, … Petrol Ürünleri Limited Şirketi ve … Danışmanlık Hizmetleri İnşaat Nakliyat Temizlik Gıda Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarında, düzenledikleri faturaların sahte olduğunun tespit edildiğinden bahisle fatura tutarlarının şirket giderlerinden çıkartılması suretiyle dava konusu tarhiyatın yapıldığının anlaşıldığı, adı geçen firmalardan alınan faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimlerinin reddi suretiyle salınan katma değer vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan ve Mahkemelerinin E:2007/458 sayılı dosyasında görülen davada yapılan değerlendirmeyle, faturaların sahte oldukları sonucuna ulaşıldığı, ancak kurumlar vergisi yönünden aynı nedenle tarhiyat yapılabilmesi için ayrıca, fatura içeriği malın alınıp alınmadığı, yükümlünün faaliyetinin niteliği ve büyüklüğüyle orantılı olup olmadığı yönünden bir incelemenin yapılması gerektiği, uyuşmazlık konusu olayda davalı idare tarafından böyle bir tespit yapılmadan faturaların sahte olduğunun karşıt incelemelerle tespit edildiğinden bu faturaların gider kayıtlarından çıkarılması suretiyle salınan kurumlar vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; bu kararın temyiz incelemesi sonucunda Danıştay Dördüncü Dairesinin 26.3.2012 günlü, E. 2009/8237, K. 2012/1051 sayılı kararıyla, ilgili yılda emtia alımı olarak defterlere kaydedilen faturaların bir kısmının sahte olduğu anlaşıldığından, yerleşik Danıştay kararlarında inşaat taahhüt işleri için kabul edilen % 20 safi karlılık oranı esas alınmak suretiyle re’sen salınan kurumlar vergisi ve kesilen vergi ziyaı cezasının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle Vergi Mahkemesi kararı bozulmuştur.
Temyizen incelenen kararda Vergi Mahkemesince Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararına uyulduğu belirtilerek, enflasyon farkı ve finansman giderlerinin dikkate alınması suretiyle bulunan matraha göre davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, bozma kararında re’sen salınan kurumlar vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasının hukuka uygun olduğu hüküm altına alındığından, bozma kararına uyularak verilecek kararın da bu doğrultuda davanın reddi yönünde oluşması gerekirken, enflasyon fark gideri ile finansman giderlerinin dikkate alınması suretiyle verilen karar eski kararda eylemli ısrar edilmesi niteliğindedir.
Bu itibarla, temyiz incelemesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun yukarıda belirtilen 49’uncu maddesi hükmü uyarınca Vergi Dava Daireleri Kurulunca yapılması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.

 

 

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.

EnglishGermanSwedishRussiaFinlandIran Hemen Arayın