25 Haz Terekenin Tespiti Davası
Tereke Nedir?
Mirasbırakanın ölümüyle mirasçılara geçen, miras bırakanın şahsına bağlı bulunmayan hukuki ilişkilerinin tümü TEREKE olarak adlandırılır.
Tereke, kabaca malvarlığı ile aynı anlam ifade etse de, malvarlığı olarak değerlendirilen bazı haklar ve koşulsuz her şey tereke kapsamına dahil edilemez.
Miras bırakanın şahsına bağlı bulunan ve ölümü halinde sonlanacağı belirtilen bir takım hak ve borçlar miras bırakanın mal varlığı olarak değerlendirilmekle birlikte, tamamı terekeye dahil değildir. Buna örnek vermemiz gerekirse; intifa hakkı hak sahibinin ölümü ile sona erecek olması yönüyle terekeye ait olmayan bir ayni haktır
Terekenin Tespiti Davasının Amacı Nedir?
Mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının, yokluğunun belirlenmesi veyahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin istenmesi durumunda, hukuki yararı bulunan kimseler tespit davası açabilirler. (Bknz: HMK md.106) Bu şekilde kişiler, varlığı veya yokluğunu iddia ettikleri hukuki ilişkilerin dava yolu ile mahkemece tespitinin yapılmasını sağlayacaklardır.
Terekenin Tespiti Davası Nedir?
Miras bırakana ait mal varlığının mirasçılar tarafından tam ve doğru bilinmesi her zaman mümkün olmaz. Bu hususta, mirasçılar kendi araştırmaları ile birtakım bilgilere ulaşabilir olsalar da uygulamada birçok zorlukla karşı karşıya kalabileceklerdir.
Örneğin, müteveffaya ait bir gayrimenkul hakkında araştırma yapmak üzere ilgili tapu dairesine giden bir mirasçının, her ne kadar aleniyet ilkesinden faydalanmak suretiyle kayıtlara erişebileceği düşünülse de, bunun için uzun ve yoğun bir çaba harcamakla birlikte, yeteri bilgiyi edinenememe durumu söz konusu olabilecektir. Bu araştırma sürecinde veraset ilamı, miras malvarlığının intikali gibi hususlar kimi zaman peşinen talep edilmekte ve mirasçının mirası araştırarak gerektiğinde mirasın reddi veya mal kaçırma durumlarında muvazaa nedeniyle tapu iptal davası sürecini öncelikli olarak tercih etme hakkı zarar görebilmektedir. Özellikle, gayrimenkul ile alakalı muvaazalı bir işlem veyahut bağışlama gibi önceden yapılmış sağlararası kazandırmaların mevcudiyetinin olması durumunda, gayrimenkule ilişkin geçmişe dönük tapu kayıtlarına ihtiyaç duyulacaktır. Bu türden bir işlemin mirasçı tarafından yapılabilmesi ise oldukça güç olacaktır.
Tüm bunların dışında, miras bırakanın bilinmeyen mal varlıkları da söz konusu olabilmektedir. Tam ve doğru bir tereke hesaplaması yapılabilmesi adına, bu türden bir davanın açılması mirasçıların menfaatinin korunmasını sağlayacaktır.
T.C. YARGITAY 8. Hukuk Dairesi 2013/13009 E. , 2014/17643 K.;
”..Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir. Mirasçıların tamamının oluru alınmak suretiyle tereke malvarlığı unsurlarının bir kısmının veya tamamının bir mirasçıya teslimi de mümkündür. Mirasçıların tamamının oluru alınmadan terekenin paylaştırılması sonucunu doğuracak şekilde karar verilemez. Kuşkusuz bu şekilde tereke emanet hesabına alınan malvarlığı unsurlarının terekeye dahil olmayıp kendisine ait olduğu iddiasıyla her bir mirasçının istihkak davası açma hakkı mevcut olup; dava başarıya ulaştığı takdirde mirasçının o malvarlığı unsurunu tereke mahkemesinin kendisine teslimini istemesi imkan dahilindedir..”
Terekenin Tespiti Davasını Kim Açabilir?
Tespit davalarında, tespit isteyen kimsenin tespiti istediği hususta hukuki yararının varlığı aranmaktadır. Bu minvalde, mirasçılar terekenin tespitine ilişkin bu davayı açabileceği gibi hukuki zorunluluğun bulunması durumunda işbu davanın re’sen açılması da söz konusu olabilir.
Terekenin paylaştırılması anına kadar, tereke bütün mirasçıların elbirliği mülkiyetindedir. Bu sebeple, mal varlığını oluşturan değerler üzerinde gerçekleşecek her bir tasarruf için diğer paydaşların onayı şarttır.
Buna rağmen, terekenin tespitinin gerçekleşmesi üzerine tereke tespit davası açma hakkı her bir paydaşta bulunmakla birlikte, bir diğer mirasçının onayına ihtiyaç bulunmamaktadır.
Terekenin Araştırılması ve Hesaplanması Nasıl Gerçekleşir?
Mahkemece miras bırakanın terekesi hesaplanırken, mirasçıların beyanlarına ve taleplerine öncelik verilir. Bu doğrultuda, varlığı iddia edilen aktif ve pasifler ilişkin resmi kayıtlara bilgi ve belgelere ulaşmak öncelikli olacaktır. Elbette mahkeme bunlarla sınırlı kalmayacak, müteveffanın mal varlığına ilişkin kapsamlı araştırmayı gerçekleştirecektir.
T.C YARGITAY 3.HD, 2015/ 4790E., 2016 / 4296K., 21.03.2016 T.;
”.. mahkemece; öncelikle mirasbırakanın terekesi (temlik içi – temlik dışı), taraf vekillerinin beyanına da başvurularak belirlenmeli (HMK. md. 31), tereke kapsamındaki taşınır – taşınmaz mal varlığı hakkındaki bilgi, belge ve kayıtlar dosyaya celbedilmeli, ondan sonra bu ilkeler esas alınarak, tenkis konusunda uzman bilirkişiden yukarıda belirtilen hususları da karşılayacak nitelikte rapor alınarak ,net tereke hesabı üzerinden sabit tenkis oranı belirlemek gerekir..”
Bunların dışında, mirasçı/mirasçıların, üzerinde muvazaa yahut bağışlama gibi sağlararası kazandırma gerçekleştiğini düşündüğü, müteveffaya ait mal varlığı iddiaları var ise, mahkeme bunu da değerlendirecektir. Yani, mirasbırakana ait taşınır veya taşınmaz mallar tespit edilecek ve şartları oluştuğu takdirde lüzumlu ihtiyati tedbirler alınacaktır.
Örneğin; bir gayrimenkul üzerinde bu doğrultuda bir iddia var ise, mahkeme işbu gayrimenkule ilişkin geçmişe yönelik tapu kayıtlarının da ilgili tapu dairesine yazacağı dilekçe ile mahkeme dosyası kapsamına alınmasını sağlayabilecektir. Taleple birlikte tapuda aktif/pasif sorgu yapılacaktır. Dava dosyasına celbi sağlanacak bu belgelerin alanında uzman bilirkişiye tevdii ile lüzumlu hesaplamalar yapılacak olup hesaplamalar neticesi terekeyi belirleyecektir. Esasında mal varlıklarının tespiti sonrası ilk bakışta bilirkişiye ihtiyaç bulunmadığı düşünülebilir. Ancak mevcut mal varlıklarının değerlemesinin yapılması uzmanlık gerektirecek bir husustur.
T.C. YARGITAY 2.HD., 8487-9834, 23.06.2005 T.;
”..Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi için, kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesi gerekir. Bunun için tereke ile ilgili bütün kayıt ve belgeler dosyaya getirtilmelidir. Murisin temlik dışı taşınmazların tapu kayıtları ve diğer belgeleri mahkemece re’sen tespit edilir..”
Tereke tespit edilirken terekenin aktif ve pasif değerleri belirlenir.Tüm aktif değerlerden tüm pasif değerlerin çıkarılması ile net tereke hesaplanmış olur. Net tereke mirasçılara dağıtılacak kısımdır.
Menkul ve gayrimenkul mallar, vadeli-vadesiz alacaklar ile bunların faizleri ve benzeri gibi değerler terekenin aktifini oluştururken; terekenin pasif kısmını ise murisin borçları ve birtakım masrafları oluşturacaktır.
*Yargıtay 2. hukuk dairesinin bir kararında terekenin hesaplanmasına değinmiştir. İşbu karar şu şekildedir.
T.C. YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ 2003/5672E., 2003/8996K., 17.06.2003T
“Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften, belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir (MK.454). Miras bırakanın Medeni Kanunun 453. maddesinde belirlenen mahfuz hisseye tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı paylan zedeleme kastının varlığından söz edilemez.”
Terekenin Tespiti Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Terekenin tespiti davasının çekişmesiz yargı işi olmasıyla ve çekişmesiz yargı işlerinde genel görev Sulh Hukuk Mahkemelerine ait olmakla birlikte, yetki çevresini ise miras bırakanın ölmeden önceki son ikamet adresi belirleyecektir.
Terekenin Tespiti Davasında Zamanaşımı
Terekenin tedbir mahiyetindeki tespit istemi süreye bağlı değildir. Her an için tesbit istenebilir.
T.C YARGITAY 2. HD E. 2004/15828 K. 2005/1411 T. 7.2.2005;
“Terekenin tedbir mahiyetindeki tesbit istemi süreye bağlı değildir. Her an için tesbit istenebilir. Bu yön nazara alınmadan tesbit isteğinin de bir aylık sürenin geçtiğinden bahisle ret edilmesi doğru değildir.”
Sorry, the comment form is closed at this time.