19 Eki TASHİH VE TAVZİH YOLUYLA HÜKÜM FIKRASINDA TARAFLARA TANINAN HAKLARIN SINIRLANDIRILMASI VEYA DEĞİŞTİRİLMESİNİN MÜMKÜN OLMADIĞI – HÜKMÜN TASHİH VE TAVZİH YOLU İLE DÜZELTİLMESİNİN İSABETSİZ OLUŞU
T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/17928
Karar: 2016/10527
Karar Tarihi: 13.06.2016
SÖZLEŞMENİN İPTALİ DAVASI – TASHİH VE TAVZİH YOLUYLA HÜKÜM FIKRASINDA TARAFLARA TANINAN HAKLARIN SINIRLANDIRILMASI VEYA DEĞİŞTİRİLMESİNİN MÜMKÜN OLMADIĞI – HÜKMÜN TASHİH VE TAVZİH YOLU İLE DÜZELTİLMESİNİN İSABETSİZ OLUŞU – EK KARARIN BOZULMASI GEREĞİ
ÖZET: Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların mahkemece düzeltilebileceği, tavzihin ancak hükmün yeterince açık olmaması, icrasında tereddüt uyandırıyor olması yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde yapılabileceği öngörülmüş olup, tashih ve tavzih yoluyla hüküm fıkrasında taraflara tanınan hakların sınırlandırılması veya değiştirilmesi mümkün değildir. Mahkemece bu yön gözetilmeden hükmün tashih ve tavzih yolu ile düzeltilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle yerel mahkemenin 03/06/2015 tarihli ek kararının bozulması gerekmiştir.
(6100 S. K. m. 304, 305)
Dava: Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne ilişkin olarak verilen hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, mahkemenin 03/06/2015 tarihli ek kararı ile tavzih ve tashih kararı verilmiş, bu ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Karar: Davacı vekili, müvekkilinin çekici aracım mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış sözleşmesine dayalı olarak davalı şirkete sattığını, ancak satış bedelinin ödenmediğini, müvekkilinin sözleşmeyi fesih hakkının bulunduğunu, halihazırda davalının 3. şahıslara olan borçları nedeniyle araç üzerinde haciz, yakalama ve ihtiyati hacizler bulunduğunu ileri sürerek, aracın 3. kişilere devrini önlemek için ihtiyati tedbir konulmasına, sözleşmenin iptaline, satış konusu araçtaki davalıya ait trafik kaydının iptali ile aracın müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davayı kabul ettiklerini belirtmiştir.
Mahkemece, davalının davayı kabul ettiği, aracın trafik kaydı üzerindeki şerhlerin mülkiyetin saklı tutulması kaydıyla satış sözleşmesinin tescilinden sonra konulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, mülkiyetin saklı tutulması kaydı ile satış sözleşmesinin feshine, araç üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına, aracın davalı adına olan kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiş, mahkemenin 03/06/2015 tarihli ek karar ile, hüküm fıkrasının 2. bendindeki “hacizlerin” kelimesinin “tedbirin” olarak tashih ve tavzihine karar verilmiş, bu ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemenin 01/04/2015 tarihli kısa kararında ve gerekçeli kararında “…araç üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına,“ hükmedilmiş, karar kesinleşmiş, ancak daha soma 03/06/2015 tarihli tashih ve tavzih ek kararı ile hüküm fıkrasındaki “hacizlerin” kelimesi “tedbirin” şeklinde değiştirilmiştir.
HMK’nun 304/1. Maddesinde hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların mahkemece düzeltilebileceği, aynı Yasanın 305/2. maddesinde ise tavzihin ancak hükmün yeterince açık olmaması, icrasında tereddüt uyandırıyor olması yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde yapılabileceği öngörülmüş olup, tashih ve tavzih yoluyla hüküm fıkrasında taraflara tanınan hakların sınırlandırılması veya değiştirilmesi mümkün değildir. Mahkemece bu yön gözetilmeden hükmün tashih ve tavzih yolu ile düzeltilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle yerel mahkemenin 03/06/2015 tarihli ek kararının da bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 03/06/2015 tarihli ek kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.06.2016 gününde oybirliği ile, karar verildi.
Sorry, the comment form is closed at this time.