Kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutu bulunması durumunda kiraya veren, kira sözleşmesinin kurulması sırasında bunu bilmiyorsa, sözleşmenin bitiminden başlayarak bir ay içinde sözleşmeyi dava yoluyla sona erdirebilir.
Ancak bu sebeple dava açabilmek için kiraya vereninin böyle bir konutun varlığını bilmemesi gerekir. Böyle bir konutun varlığını bilerek yine de kira sözleşmesi yapan kiraya verenin bu hakkı kullanması mümkün değildir. Kiraya veren burada örtülü bir şekilde tahliye talebinden feragat etmiştir.
Aksi kira sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece kiracının kiralanan yerin tamamını veya bir kısmını bir başka kişiye kiralaması, yararlanma hakkını bir başkasına devretmesi ve hatta kiralananı terk ettikten sonra başka bir kişiye işgal ettirmesi mümkün değildir. Aksi takdirde kiraya veren isterse önceden ihtarda bulunarak kiracıya karşı sözleşmeye uymasını isteyip uymadığı takdirde tahliye davası açacağını bildirerek dava açma yoluna başvurabilir veya ihtara gerek kalmadan alt kiracı veya işgalci konumundaki üçüncü kişiye karşı tahliye davası açabilir.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…