13 Haz Katkı Payı Alacağı Davası
Katkı Payı Alacağı Davası
Uygulamada kısaca “katkı payı” davası olarak da adlandırılan
bu davanın konusunu çoğunlukla 743 sayılı önceki Medeni Kanunun
yürürlükte olduğu dönemde (01. 01. 2002 tarihinden önceki dönem)
edinilip eşlerden biri adına tapuda tescil edilen taşınmaz mallar, trafik
tescil memurluklarında kayıtlı motorlu taşıtlar oluşturur. Çoğunlukla
tarla, arsa, bağ, bahçe, ev, dükkan gibi taşınmaz malların 3. kişilerden
satın alma yolu ile edinilerek eşlerden biri adına tapuda tescil edildiği, arsa olarak alınıp üzerine bina yapıldığı, kooperatif üyesi olunup
daha sonra kat irtifakı, kat mülkiyeti kurularak tapuya tescil edildiği
görülür. Malik olmayan eşin malik olan eş aleyhine açtığı bu davada
davacı; davalının mülkiyetinde olan malın edinilmesinde, iyileştirilmesinde veya korunmasında kendisinin de katkısı bulunduğunu ileri sürerek hak talep eder. “Katkı” iddiasına dayalı olarak davacının,
davalıya karşı ileri sürebileceği hak “kişisel hak” niteliğindeki para
alacağına yönelik olmalıdır. Katkıda bulunulduğu iddiasına dayalı bu
davada ayni hak talebinde bulunulamaz. Örneğin davacı, davalı adına
kayıtlı olan taşınmazın alımına katkıda bulunduğunu ileri sürüp taşınmazın 1/2, 1/3 gibi belirli bir payının tapuda kendi adına tescilini
talep edemez. Katkı iddiasının dayanağı; dava konusu malın alınması,
390
onarılması, iyileştirilmesi, korunması ve benzer amaçlar için harcanan
para, emek, malzeme olabilir. Örneğin bu katkı; davacının maaşını, ücretini, serbest meslek kazancını davalıya vermesi, banka borcunu, kooperatif üyeliği aidat ve taksitlerini ödemesi, ziynet eşyalarını vermesi
ve benzer bir çok değişik şekilde olabilir.
Bu davanın hukuki dayanağını; 743 sayılı önceki Medeni Kanunumuzun hükümleri, Borçlar Kanunu hükümleri ve Yargıtay kararları
oluşturmaktadır.
Sorry, the comment form is closed at this time.