Categories: Yargı Kararları

KAT HESAP İHTARI- İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ – USULSÜZ TEBLİGAT

T.C. YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/2889
K. 2016/5851
T. 1.3.2016
• TAKİBİN İPTALİ İSTEMİ
(Yöntemine Uygun Hesap Kat İhtarı Tebliği Bulunmadığından ve İhbar Koşulları Oluşmadığından Şikayetçi İpotek Maliki Hakkında da İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İcra Emri Gönderilmek Suretiyle Takip Yapılmasının Mümkün Olmadığı – İstemin Reddinin Hatalı Olduğu)

• HESAP KAT İHTARI (Yapılan Tebligat Usulsüz Olup Hukuki Sonuç Doğurmayacağı – Yöntemine Uygun Hesap Kat İhtarı Tebliği Bulunmadığından ve İhbar Koşulları Oluşmadığından Şikayetçi İpotek Maliki Hakkında da Takip Yapılmasının Mümkün Olmadığı)

•İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP (İptali İstemi – Yöntemine Uygun Hesap Kat İhtarı Tebliği Bulunmadığından ve Dolayısıyla Muacceliyet İhtarı Koşulları Oluşmadığından Şikayetçi İpotek Maliki Hakkında da İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İcra Emri Gönderilmek Suretiyle Takip Yapılamayacağı)

• USULSÜZ TEBLİGAT (İpotek Borçlusu Adına Çıkartılan ve İhtarnameyi İçeren Tebligatın Aynı Konutta Birlikte Oturan Kardeşi İmzasına Açıklaması İle Yapıldığı – Tebligat Muhatabın Adreste Olup Olmadığı Tespit Edilmeden Doğrudan Aynı Çatı Altında Yaşayan Sıfatı İle Kardeşine Yapılmış Olduğundan Usulsüz Olduğu)
2004/m.150/ı
4721/m.887
7201/m.16

ÖZET : Dava, takibin iptali istemine ilişkindir. Somut olayda, ipotek borçlusu adına çıkartılan ve ihtarnameyi içeren tebligat, “Aynı konutta birlikte oturan kardeşi imzasına” açıklaması ile yapılmıştır. Ne var ki yapılan tebligat, muhatabın adreste olup olmadığı tespit edilmeden doğrudan aynı çatı altında yaşayan sıfatı ile kardeşine yapılmış olduğundan, 7201 Sayılı Kanun’un 16. maddesi ve Tebligat Yönetmeliğinin 25. maddesi uyarınca usulsüz olup, hukuki sonuç doğurmaz. Bu durumda; yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından ve dolayısıyla TMK’nun 887.maddesi anlamında ihbar (muacceliyet ihtarı) koşulları oluşmadığından, şikayetçi ipotek maliki hakkında da ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra emri gönderilmek suretiyle takip yapılması mümkün değildir. O halde mahkemece, şikayetçiler hakkındaki takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibine karşı ipotek maliki ile kredi asıl borçlusunun birleştirilerek yargılaması yapılan şikayetlerinde; diğer talepleri yanında kendilerine gönderilen hesap kat ihtarı tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece, hesap kat ihtarının tebliğ edilmiş sayılması gerektiği, hesap kat ihtarına süresinde itirazda bulunulmadığından şikayet hakkının olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
İİK’nun 150/ı maddesi uyarınca; krediyi kullandıran tarafça, noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine gönderilen hesap özetine, borcun ödenmesine dair ihtara ya da gayri nakdi kredi sebebiyle tazmin talebine, tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde, ihtardaki borç miktarı kesinleşir. Bu madde uyarınca, kredi sözleşmesindeki adrese çıkarılmış olan tebligat, iade edilse bile, tebliğ edilmiş sayılır.Somut olayda takip dayanağı belgelerin incelenmesinden, borçlu … Ltd. Şti’nin kredi sözleşmelerinde bildirilen adresinin, aynı zamanda borçlunun sicil adresi olan “… Cad. No: 89/7….” olduğu, hesap kat ihtarının ise “… Cad. No:51/1 …” adresine tebliğe çıkarıldığı, muhatap şirketin adresten taşındığı şerhiyle tebligatın iade edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, ihtarname tebliği usulsüz olup, hukuki sonuç doğurmaz.Bu durumda; yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından, şikayetçi borçlu hakkında, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra emri gönderilmek suretiyle takip yapılması mümkün değildir.Öte yandan, ipotek veren taşınmaz maliki üçüncü kişiye, İİK’nun 150/ı maddesi gereğince hesap özeti gönderilmesi zorunluluğu bulunmamakta ise de; ipotek veren üçüncü kişi hakkında takip yapılabilmesi için Türk Medeni Kanununun 887. maddesi uyarınca, alacağın kendisinden istenilmesi, yani muacceliyet ihtarının gönderilmesi gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, söz konusu düzenleme gereğince, ipotekli taşınmaz maliki üçüncü şahsa ihbar yapılmadıkça, onun yönünden borç muaccel olmayacağından hakkında icra takibi başlatılamaz. Ayrıca belirtmek gerekir ki, İİ Kanunun 150/ı maddesinin son cümlesi; “Hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması, Türk Medeni Kanununun 887. maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçer” hükmünü içermektedir.Somut olayda, ipotek borçlusu … adına çıkartılan ve ihtarnameyi içeren tebligat, “Aynı konutta birlikte oturan kardeşi … imzasına” açıklaması ile 09.10.2012 tarihinde yapılmıştır. Ne var ki yapılan tebligat, muhatabın adreste olup olmadığı tespit edilmeden doğrudan aynı çatı altında yaşayan sıfatı ile kardeşine yapılmış olduğundan, 7201 Sayılı Kanun’un 16. maddesi ve Tebligat Yönetmeliğinin 25. maddesi uyarınca usulsüz olup, hukuki sonuç doğurmaz.Bu durumda; yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından ve dolayısıyla TMK’nun 887. maddesi anlamında ihbar (muacceliyet ihtarı) koşulları oluşmadığından, şikayetçi ipotek maliki hakkında da ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra emri gönderilmek suretiyle takip yapılması mümkün değildir.O halde mahkemece, şikayetçiler hakkındaki takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Alanya Lawyer

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

4 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

4 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

4 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

4 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

6 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

7 ay ago