14. Hukuk Dairesi 2016/18975 E. , 2017/1792 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonucunda mahkemece verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, yerel mahkemece verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası, 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununa eklenen Geçici 4. maddenin ikinci fıkrası uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Dairemizin 05/11/2013 tarih 2013/8211 Esas – 2013/13805 sayılı Kararı ile yerel mahkemenin 27.02.2013 tarihli ve 2012/431E. 2013/77 sayılı hükmünün bozulmasına karar verilmiş ve mahkeme 25.12.2014 tarihli ve 2014/339-407 sayılı kararıyla ilk hükmünde direnmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde, önalım hakkına dayalı tapu iptali tescil talep etmiştir.
Davalı cevabında, davalı şirket ile dava dışı kooperatif ve şahıslar arasında düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, yasal önalım hakkının kullanılamayacağını, tapudan yapılan devrin amacının sözleşmedeki yükümlülüklerinin yerine getirilmesi olduğunu, paydaşların paylarını gerçekten satmak niyetinde olmayıp ev sahibi olma niyetiyle tapudan devir yaptıklarını belirtmek suretiyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme, “… yapılan devirin satış amaçlı değil, inşaat sözleşmesi gereğince yapılan bir devir olduğu, bu nedenle Türk Medeni Kanununun 732 ve dürüst davranma başlığını taşıyan 2.maddesine göre önalım hakkının kullanılamayacağı …..” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin ilk hükmünü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dairemizin 05/11/2013 tarih 2013/8211 Esas – 2013/13805 Karar sayılı bozma ilamında, “…dava konusu 3244 ada 20 parsel sayılı taşınmazda davacı
04/02/2011 günü satış nedeni ile 27/280 pay sahibi olup; davalı ise dava dışı paydaş … Evleri Konut Yapı Kooperatifi’nin payını 13/02/2012 tarihinde satın alarak taşınmazda paydaş olmuştur. Davalı ile çekişme konusu taşınmazda pay edindiği dava dışı kooperatif ve dava dışı diğer arsa malikleri arasında … 8. Noterliğinde 06/01/2012 günlü ve 1130 yevmiye nolu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiştir. Bu sözleşmede dava dışı 7208 ada 6 parsel sayılı taşınmazda bina yapılacağı;7/a maddesinde arsa maliklerine 42 adet daire verileceği, 21. maddesinde ise, arsa maliklerinin malik olduğu sözleşme konusu(7208 ada 6 parsel sayılı) arsaların tamamını ve 3244 adada bulunan arsa tapularının tamamını hak ve borçlarıyla birlikte yükleniciye devredeceği kararlaştırılmıştır. Sözleşme konusunun 7208 ada 6 parsel sayılı olduğu, arsa malikleri ile yükleniciye bırakılacak bağımsız bölümlerin bu taşınmaz üzerinde bulunduğu görülmektedir. Dolayısıyla 6 sayılı parselde yapılacak binada arsa maliklerine verilecek bağımsız bölümlerin karşılığında dava konusu 20 sayılı parselin devrine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Başka bir deyişle, 6 parsel sayılı taşınmazdaki edimler karşılığı 20 sayılı parselin devri kararlaştırılmadığından davalı ile dava dışı paydaş arasındaki satışın gerçek bir satış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, önalım koşulları oluştuğundan, davacıya taşınmaz bedeli ile tapu harç ve masrafları toplamını depo etmek üzere süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ….”…….gerekçe gösterilerek karar bozulmuştur.
Mahkeme, 25.12.2014 tarihli ve 339-407 sayılı direnme Kararında, pay devrinin inşaat sözleşmesi gereğince yapılan bir devir olduğu, bu nedenle Türk Medeni Kanununun 732 ve dürüst davranma başlığını taşıyan 2.maddesine göre önalım hakkının kullanılamayacağının anlaşıldığı gerekçesiyle ilk kararında direnmiştir.
Direnme kararı incelenmek üzere, Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiş ise de 24/11/2016 tarihinde kabul edilen 6763 tarihli Kanunla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununa eklenen Geçici 4. maddenin ikinci fıkrası uyarınca, direnme kararı incelenmek üzere Dairemize gönderilmiştir.
Direnme kararının Dairemizce incelenmesi üzerine, her ne kadar 05/11/2013 tarih 2013/8211 Esas – 2013/13805 sayılı Kararla yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin hükmünün bozulmasına karar verilmiş ise de bu defa yapılan incelemede dosyada yer alan inşaat sözleşmelerinin hükümlerinin diğer deliller ile birlikte değerlendirilmesinde hataya düşüldüğü, bozma kararımızın yanılgılı değerlendirmelere dayandığı ve mahkemenin direnme kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin direnme kararı onanmalıdır.
SONUÇ: 1-Mahkemece verilen direnme hükmünün yerinde bulunduğu anlaşıldığından Dairemizin mahkemenin anılan kararının bozulmasına ilişkin 05/11/2013 tarih 2013/8211 Esas – 2013/13805 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 09.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Buraya tıklayarak diğer makale, örnek karar ve dilekçelerimize ulaşabilirsiniz
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…