İMALAT BEDELİNİN İSTENEBİLİR OLUP OLMADIĞI VE MİKTARI YAPILAN YARGILAMA VE ALINAN BİLİRKİŞİ RAPORUYLA BELİRLENDİĞİNDEN İCRA İNKAR TAZMİNATINA DA HÜKMEDİLEMEYECEĞİ
Alanya avukat olarak hizmet veren Aşıkoğlu Hukuk Bürosu, Eski Alanya Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aşıkoğlu tarafından Alanya'da kuruldu.
alanya,hukuk,bürosu,avukat,dava,danışma,mehmet,aşıkoğlu,mehmet aşıkoğlu,savcı,eski,ceza,ticaret,haciz,alacak,borçlar,Mehemet,Aşıkoğlu,alanya,avukat,hukuk,bürosu,alanya avukat, mehmet aşıkoğlu, alanya hukuk bürosu
19868
post-template-default,single,single-post,postid-19868,single-format-standard,bridge-core-2.5,ajax_fade,page_not_loaded,,side_area_uncovered_from_content,vss_responsive_adv,vss_width_768,qode-theme-ver-14.2,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
 

İMALAT BEDELİNİN İSTENEBİLİR OLUP OLMADIĞI VE MİKTARI YAPILAN YARGILAMA VE ALINAN BİLİRKİŞİ RAPORUYLA BELİRLENDİĞİNDEN İCRA İNKAR TAZMİNATINA DA HÜKMEDİLEMEYECEĞİ

İMALAT BEDELİNİN İSTENEBİLİR OLUP OLMADIĞI VE MİKTARI YAPILAN YARGILAMA VE ALINAN BİLİRKİŞİ RAPORUYLA BELİRLENDİĞİNDEN İCRA İNKAR TAZMİNATINA DA HÜKMEDİLEMEYECEĞİ

T.C YARGITAY 15.Hukuk Dairesi Esas: 2018/ 2380 Karar: 2018 / 1912 Karar Tarihi: 14.05.2018

ÖZET: Taraflar arasında düzenlenen 13.03.2012 tarihli taşeronluk sözleşmesi uyarınca davacının yapmış bulunduğu işlerin bedeli; alınan bilirkişi raporuna göre 52.580,00 olarak saptanıp, davacı talebinin bu kısmının kabulünde bir isabetsizlik yok ise de, davacının cezai şarta yönelik talebinin kısmen kabulü sözleşme ve yasal düzenlemeler karşısında doğru olmamıştır. Davacı taşeron, davalı yüklenici olup 13.03.2012 tarihli sözleşme ile davalının yüklendiği işlerin bir kısmı davacıya yaptırılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 16. maddesinde cezai şart kararlaştırılmış ise de, dava dışı iş sahibi ile davalı arasında yapılan sözleşmenin 15. maddesinde; işin alt yüklenici-taşeron aracılığıyla yaptırılmasının yasaklandığı, ve davacı tarafın, yüklenicinin dava dışı iş sahibi ile yaptığı sözleşmedeki bu hükmü bilmesi gerektiği, 2016/14-16 Esas, Karar sayılı 26.09.2016 tarihli Dairemizin emsal kararına göre; iş sahibi ile yüklenici arasındaki bu hüküm sebebiyle taraflar arasındaki sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığından, cezai şart istenmesinin mümkün olmaması nedeniyle (6098 sayılı yasanın 136, 177, 182. maddeleri) cezai şart talebinin tümden reddi gerekirken, kısmen kabulü doğru olmadığı gibi, imalat bedelinin istenebilir olup olmadığı ve miktarı yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuyla belirlendiğinden, -likit olmadığından- icra inkar tazminatına da hükmedilemez. Açıklanan yasal düzenlemelere ve yargısal uygulamalara aykırı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.

(6098 S. K. m. 136, 177, 182)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Dava, eser sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle imalat bedeli ve cezai şart bedelinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali, takibin devamı, icra inkar tazminatı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekilleri tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2-Davacı vekili müvekkilinin, davalının Karayolları Genel Müdürlüğü’nden ihale ile üstlendiği; … …(13+896,062 km) … köprüsü inşaatı toprak işleri, sanat yapıları üst yapı işinin, iş makinası ve işçi çalıştırılmak suretiyle, tesviye, nakliye, yapım imalat kısmını aldığını, imalatın bir bölümünü yaptığı sırada toprak kayması nedeniyle yol güvenliğinin sağlanamayacağı anlaşıldığından Karayolları Genel Müdürlüğü’nün yeni proje ve güzergah belirlemek üzere inşaatı durdurduğunu, yeni yapılan projeye göre, davalının işi başka taşerona verdiğini, yapmış bulunduğu imalatların bedeline karşılık 52.580,00 TL ve sözleşmede yazılı 400.000,00 TL cezai şartın tahsili için … 2. İcra Müdürlüğü’nün 2013/6731 Esas nolu dosyasında yapılan takibe itirazın iptalini istemiştir.

Davalı vekili ticari kayıtlarında gözükmeyen, hukuken var olmayan geçerliliği bulunmayan bir sözleşme nedeniyle talepte bulunulamayacağını zira; iş sahibi ile yapılan sözleşmenin, 15. maddesinde dava konusu işin taşerona yaptırılamayacağına dair hüküm bulunduğunu, istenen cezai şart miktarının fahiş ve hakkaniyete aykırı olduğunu davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Taraflar arasında düzenlenen 13.03.2012 tarihli taşeronluk sözleşmesi uyarınca davacının yapmış bulunduğu işlerin bedeli; alınan bilirkişi raporuna göre 52.580,00 olarak saptanıp, davacı talebinin bu kısmının kabulünde bir isabetsizlik yok ise de, davacının cezai şarta yönelik talebinin kısmen kabulü sözleşme ve yasal düzenlemeler karşısında doğru olmamıştır. Davacı taşeron, davalı yüklenici olup 13.03.2012 tarihli sözleşme ile davalının yüklendiği işlerin bir kısmı davacıya yaptırılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 16. maddesinde cezai şart kararlaştırılmış ise de, dava dışı iş sahibi ile davalı arasında yapılan sözleşmenin 15. maddesinde; işin alt yüklenici-taşeron aracılığıyla yaptırılmasının yasaklandığı, ve davacı tarafın, yüklenicinin dava dışı iş sahibi ile yaptığı sözleşmedeki bu hükmü bilmesi gerektiği, 2016/14-16 Esas, Karar sayılı 26.09.2016 tarihli Dairemizin emsal kararına göre; iş sahibi ile yüklenici arasındaki bu hüküm sebebiyle taraflar arasındaki sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığından, cezai şart istenmesinin mümkün olmaması nedeniyle (6098 sayılı yasanın 136, 177, 182. maddeleri) cezai şart talebinin tümden reddi gerekirken, kısmen kabulü doğru olmadığı gibi, imalat bedelinin istenebilir olup olmadığı ve miktarı yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuyla belirlendiğinden, -likit olmadığından- icra inkar tazminatına da hükmedilemez. Açıklanan yasal düzenlemelere ve yargısal uygulamalara aykırı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.

EnglishGermanSwedishRussiaFinlandIran Hemen Arayın