05 Haz İcra Dairesine Yalan Beyanda Bulunmanın Cezası (3.Kişiler İçin) Yargıtay Kararı
İİK.nun 89/4. maddesinde; “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir.
Hakikata muhalif beyanda bulunanların cezası:
Madde 338 – (Değişik: 31/5/2005 – 5358/9 md.) Bu Kanuna göre istenen beyanı, hakikate aykırı surette yapan kimse, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır….
12.Hukuk Dairesi 2016/12789 E. , 2016/17553 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı-3.kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İİK.nun 89/4. maddesinde; “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder” düzenlemesi yer almaktadır. Kanun hükmünde yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Bu davada üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı takip alacaklısı ispat etmelidir. Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK.nun 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebilir. Anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmelidir.
Alacaklının icra mahkemesine başvurusu İİK.nun 89/4. maddesine dayalı tazminat davasıdır. İİK.nun 89/4. maddesi uyarınca icra mahkemesi tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere inceler. Buna göre dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarı ve dava değerinin gösterilmesi, buna göre de davacının nispi harç yatırılması gerekir.
Somut olayda, dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarı ve dava değeri gösterilmediği gibi, maktu harç yatırıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda öncelikle HMK.nun 31. maddesi mahkemece davacı alacaklıdan talep ettiği tazminat miktarının açıklattırılıp eksik harç tamamlattırıldıktan sonra genel hükümler çerçevesinde yargılamaya devam edilmesi gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Davalı-3.kişinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenlerine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12.Hukuk Dairesi 2014/25694 E. , 2015/1137 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ….. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
İİK.nun 89/4.maddesinde “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338.maddesinin 1.fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre tazminat talep eden takip alacaklısı, üçüncü kişinin beyanının aksini İİİK.nun 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmadan her türlü delille ispat edebilir.
Somut olayda, üçüncü kişiye 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ edilmiş, haciz ihbarnamesine karşı yasal süresinde üçüncü kişi şirket tarafından itiraz edilmiştir. Alacaklının İİK.nun 89/4. maddesi koşullarında icra mahkemesi nezdinde yapmış olduğu başvuru üzerine, mahkemece borçlu ve 3. kişi şirket ticari defterlerini getirmediğinden bilirkişi incelemesi yaptırılamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İİK.nun 89/4.maddesi açık hükmüne göre, mahkemece, tarafların göstermiş oldukları deliller toplanıp, gerektiğinde üçüncü kişi şirketin kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, borçlunun üçüncü kişide alacağının var olup olmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece borçlu ve üçüncü kişinin meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen ticari defterlerini getirmedikleri gerekçesiyle alacaklı tarafından açılan tazminat davasının reddine karar verilmişse de, dosya içinde bu yönde bir ihtarlı davetiye bulunmadığı gibi, böyle bir durumun gerçekliği halinde de ispat yükünü tersine çevirecek şekilde davanın reddi yönünde hüküm tesisi doğru değildir.
Bununla birlikte, dava, İİK ‘nun 89/4. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkin olup, genel hükümlere göre karara bağlanacağından dava değeri üzerinden nispi harç yatırılması gerekir.
Bu durumda mahkemece öncelikle eksik harç tamamlatıldıktan sonra, davanın esasına geçilerek, üçüncü kişiye ticari defter ve kayıtların ibrazı için usulüne uygun şekilde kesin süre verilip, defter ve kayıtların ibrazı durumunda bilirkişi incelemesi yapılarak, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibariyle borçlunun üçüncü kişide alacağının var olup olmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve ispat yükünü tersine çevirecek bir uygulama ile yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
12Hukuk Dairesi 2014/24769 E. , 2014/23120 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İstanbul 5. İcra Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/10/2009
NUMARASI : 2008/1979-2009/905
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
İİK.nun 89/4.maddesinde; “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338.maddesinin 1.fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre tazminat talep eden takip alacaklısı, üçüncü kişinin beyanının aksini İİK.nun 68.maddesinde sayılan belgelere bağlı olmadan her türlü delille ispat edebilir.
Somut olayda, üçüncü kişiye 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ edilmiş, haciz ihbarnamesine karşı yasal süresinde üçüncü kişi şirket vekili tarafından “…borçluların şirketimiz nezdinde herhangi bir hak ve alacağı yoktur…” şeklindeki dilekçe ile itiraz edilmiştir. Alacaklının İİK.nun 89/4.maddesi koşullarında icra mahkemesi nezdinde yapmış olduğu başvuru ise, icra mahkemesince borçlunun 3. kişiden olan alacağının kambiyo senedine bağlı olduğu ve 3. kişi şirket vekilinin beyanı nedeni ile şirketin tazminatla sorumlu tutulamayacağı gerekçe gösterilerek istemin reddine karar verilmiştir.
İİK.nun 89/4.maddesi açık hükmüne göre, mahkemece, tarafların göstermiş oldukları belge ve deliller toplandıktan sonra, gerektiğinde üçüncü kişi şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, borçlu ve 3. kişi arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olup olmadığı, cari hesap sözleşmesi sona erip ödenebilir hesap bakiyesinin mevcut olup olmadığı, kambiyo senedinin TTK 88/3 ve 6102 Sayılı TTK’nun 90/c maddesi hükmüne göre cari hesaba kaydedilip edilmediği belirlenerek borçlunun 3. Kişiden alacaklısı olduğu Bakırköy 2. İcra Müdürlüğü’nün 2007/4246 Esas ve Bakırköy 4. İcra Müdürlüğü’nün 2007/4217 Esas No’lu icra takip dosyaları da incelenmek sureti ile 1.haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 25.05.2007 tarihi itibarı ile borçlunun üçüncü kişi nezdinde mevcut ve muaccel bir alacağının var olup olmadığı ve buna göre 3.kişinin itirazının doğru olup olmadığını belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Her ne kadar mahkemece bu konuda işlem yapılmak üzere bilirkişi raporu alınmış ise de, 3. kişiye ait ticari defterlerin sadece ilgili sayfaları incelenmiş ve sonuca gidilmiştir. Bu nedenle gerektiğinde üçüncü kişiye kesin süre verilip ticari defter ve kayıtların tamamının ibrazı sağlanmadan eksik incelemeye dayalı olarak somut uyuşmazlığa uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sorry, the comment form is closed at this time.