13 Nis Hırsızlık-Malın Değerinin Az Olması Yargıtay Kararı
T.C.
Yargıtay
17. Ceza Dairesi
Esas No:2015/10811
Karar No:2016/2841
K. Tarihi:2.3.2016
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanığın adli sicil kaydında, ….. 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2006/589-2007/372 sayılı ilamı ile verilmiş tekerrüre esas eski hükümlülüğü bulunduğu ve koşulları oluştuğu halde, hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-İnşaatta kullanılmak üzere inşaat önünde bırakılan yalıtım malzemelerinin çalınması şeklindeki eylemin, TCK’nın 142/1-e madde ve fıkrası kapsamında kaldığı halde, aynı Kanun’un 141/1. maddesi uyarınca uygulama yapılması;
2-Sanık …….’nun müştekinin şirketine ait inşaat alanından 14 adet yalıtım malzemesini çalıp, satmak üzere bıraktığı yere döndüğünde, çalınan eşyanın yapılan soruşturma kapsamında, sanığın herhangi bir yer göstermesi ve yardımı olmaksızın, polis tarafından alınarak müştekiye teslim edilmiş olması karşısında, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması imkânı olmadığı gözetilmeden kurulan hükümde 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesi uygulanarak eksik ceza tayin edilmesi,
3-5237 sayılı TCK’nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, TCK’nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK’nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın
değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; sanığın suç tarihinde müştekinin inşaat sahasından 60,00 TL değerinde yalıtım malzemesi çalması karşısında; hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4-T.C. Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ……..’nun temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı Kanun’un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 02.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sorry, the comment form is closed at this time.