Basında yer alan haberlerin haber verme hakkı kapsamında değerlendirilebilmesi için verilen haberin doğru ve güncel olması, kamusal ilgi ve yarar bulunması, haberde kullanılan ifadelerin olayla ilgili olması koşullarını taşımalıdır. Haberin gerçeklik değeri, haberin verildiği tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir.
Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir. Söz konusu şikayet veya ihbar metninde bulunan isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması, uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir aksi halde iftira suçu söz konusu olacaktır.
Anayasa’nın “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” başlıklı 26. Maddesi “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir
Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir. “ şeklinde düzenlenmiştir. Bu nedenle söylenen sözler ilgili madde kapsamında kaldığı sürece, hakaret kapsamında değerlendirilmektedir.
Eleştiri; övgü ve beğeni biçiminde olmak zorunda olmadığından, sert ve kışkırtıcı ifadeler içermesi olağandır; ancak bu eleştirilen kişinin kişilik haklarına saldırı hakkı vermez. Söz konusu kelime veya cümleler de eleştiri kapsamında kaldığı sürece hakaret suçunun oluştuğundan bahsedilmeyecektir.
Anayasa m. 36/f.1’e göre, herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. İddia ve savunma dokunulmazlığından söz edilebilmesi için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekmektedir.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…