HACİZ İHBARNAMESİNE KARŞI 3. KİŞİNİN GERÇEĞE AYKIRI BEYANDA BULUNMASI NEDENİYLE UĞRANILAN ZARARIN TAZMİNİ- YARGITAY KARARI
Alanya avukat olarak hizmet veren Aşıkoğlu Hukuk Bürosu, Eski Alanya Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aşıkoğlu tarafından Alanya'da kuruldu.
alanya,hukuk,bürosu,avukat,dava,danışma,mehmet,aşıkoğlu,mehmet aşıkoğlu,savcı,eski,ceza,ticaret,haciz,alacak,borçlar,Mehemet,Aşıkoğlu,alanya,avukat,hukuk,bürosu,alanya avukat, mehmet aşıkoğlu, alanya hukuk bürosu
18638
post-template-default,single,single-post,postid-18638,single-format-standard,bridge-core-2.5,ajax_fade,page_not_loaded,,side_area_uncovered_from_content,vss_responsive_adv,vss_width_768,qode-theme-ver-14.2,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
 

HACİZ İHBARNAMESİNE KARŞI 3. KİŞİNİN GERÇEĞE AYKIRI BEYANDA BULUNMASI NEDENİYLE UĞRANILAN ZARARIN TAZMİNİ- YARGITAY KARARI

HACİZ İHBARNAMESİNE KARŞI 3. KİŞİNİN GERÇEĞE AYKIRI BEYANDA BULUNMASI NEDENİYLE UĞRANILAN ZARARIN TAZMİNİ- YARGITAY KARARI

Özet: Davalının ticari defter ve kayıtlarının henüz incelenmediği anlaşılmakla, mahkemece; davalı tarafa ticari defterlerini ve kayıtlarını sunması için usulüne göre kesin süre verilmesi, sunulmadığı takdirde mevcut delillere göre karar verileceğinin ihtarı ile ticari defterler sunulduğunda da, denetime elverişli şekilde bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
T.C. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E: 2018/9280 K: 2018/12521 K.T.: 19.11.2018 MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının dilekçesinde, 3. kişi … Nakliyat Amb. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin takip dosyasından gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesine yönelik itirazının kaldırılmasını ve tazminata mahkum edilmesini talep ettiği görülmüş mahkemece; davalı şirketin, dava dışı borçlu şirkete borcu olduğunun kabul edilemeyerek davanın reddine karar verilmiştir.
İİK’nin 89/4. maddesinde; “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder” düzenlemesi yer almaktadır. Kanun hükmünde yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Bu davada üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı takip alacaklısı ispat etmelidir. Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK’nin 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebilir. Anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmelidir.
İİK’nin 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir hale gelmiş, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir. Diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle borçlunun üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, muaccel bir alacağının bulunması zorunludur.
Dava genel haciz yolu ile takipten İİK 89. maddesi gereği tazminat istemine ilişkin olup mahkemece, üçüncü kişi … Ltd. Şti. ve borçlu … Ltd. Şti.’ne ticari defterlerin verilmesi için süre verildiği davalı üçüncü kişinin defterlerini sunmadığı, borçlu … Ltd. Şti.’nin ise, ticari defterlerinin kaybolduğu, bilgisayara kayıtlı olan tasdiksiz çıktıları sunduğu anlaşılmıştır. Söz konusu bilgisayar çıktıları olan borçluya ait olan belgeler, bilirkişi raporunda hesaplamalara esas alınarak, davalı 3. kişinin borçlu şirkete 80.233,50 TL tutarında borçlu olduğu belirlenmiştir. Davalı vekili tarafından, ilk beyanında defterlerin yerinde incelenmesini talep etmesine rağmen bilirkişi tarafından ulaşılamadığı, 20/04/2016 tarihli bilirkişi raporuna ilişkin beyanında, ticari defter ve kayıtlarının, aynı mahkemenin 2009/520 Esas sayılı dosyasına sunulduğu ve incelendiğini, yine … Asliye Ticaret Mahkemesi, 2008/338 Esas ve 2010/72 Karar sayılı dosyasında da alacak kapsamında inceleme yapıldığını belirtmiştir. Bu çerçevede davalının ticari defter ve kayıtlarının henüz incelenmediği anlaşılmakla, mahkemece; davalı tarafa ticari defterlerini ve kayıtlarını sunması için usulüne göre kesin süre verilmesi, sunulmadığı takdirde mevcut delillere göre karar verileceğinin ihtarı ile ticari defterler sunulduğunda da, denetime elverişli şekilde bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.

EnglishGermanSwedishRussiaFinlandIran Hemen Arayın