Ceza hukuku anlamında, hukuka aykırı eylemi işleyen kişi suçun failidir. Dolandırıcılık suçunun faili olabilmek için herhangi bir özellik aranmamıştır. Bu suçun faili bakımından özgü suçlardan olmadığından herkes fail olabilir. Tüzel kişiler bu suçun faili olamaz. Ama TCK 169. maddesi uyarınca tüzel kişi yararına haksız menfaat sağlanırsa bunlara özgü güvenlik tedbirine hükmolunur.
Kamu görevlisinin görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak hileli davranışlarla yarar sağlaması durumunda dolandırıcılık suçu değil, irtikap suçu meydana gelecektir. Ancak kamu görevlisinin görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmadan yarar sağlaması durumunda dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Mağdur, suçu oluşturan eylemden doğrudan etkilenen kişi veya kişilerdir. Bir başka deyişle mağdur, ceza normu tarafından korunan ve suç tarafından ihlal edilen yani suçun hukuki konusunu oluşturan hukuki çıkarların sahibidir. Dolandırıcılık suçunun mağduru herkes olabilir. Ancak aldatılan kişi ile malvarlığı zarara uğrayan kişi farklı olabilir. Dolandırıcılık suçunun mağdurunun gerçek kişi olması gerekirken, suçtan zarar gören tüzel kişi de olabilir. Dolandırıcılık suçunda mağdurun belirli veya belirlenebilen olması gerekmektedir.
Suçun hukuki konusu, öncelikli kişinin mülkiyet hakkının ve malvarlığı ile ilgili menfaatlerin korunmasıdır. Dolandırıcılık suçu ile kişinin serbestçe karar verebilme imkanı elinden alındığından irade özgürlüğü de korunmaktadır. İyi niyet ve güvene dayalı insan ilişkilerinde aksi davranışta bulunulması nedeniyle iyi niyet ve güven de suçun hukuki konusudur.
Yargıtay’a göre “dolandırıcılık suçuyla iki hukuki konu korunmaktadır. Birisi insan iradesinin özgürlüğü, ikincisi ise malvarlığına ilişkin varlık ve menfaatlerdir.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 07.02.2006 129/13)
Dolandırıcılık suçunun meydana gelebilmesi için hileli davranışlarla gerçek bir kişinin aldatılmış olması gerekmektedir. Bir eylemin hile olarak sayılabilmesi için kişinin iradesi sakatlanarak bir şekilde gerçeğin gizlenmesi veya farklı gösterilmiş olması gerekmektedir. Bu bakımdan mağdurun iradesini sakatlayan her türlü eylem hile olarak kabul edilmektedir; bu nedenle eylemin hangi hareketle yapıldığı önemli değildir.
Hile, icrai bir eylemle gerçekleşebileceği gibi ihmali eylem ile de gerçekleşebilir. Ancak bu durumda dolandırıcılık suçunun meydana gelmesi için kişinin hataya düşen tarafı bilgilendirmek hususunda yükümlülüğünün olması gerekmektedir.
Dolandırıcılık suçundan bahsedebilmemiz için hileli eylem dışında mağdurun aldatılmış olması gerekmektedir. Mağdurun aldatılmış olması için normalde hataya düşmemiş olsaydı yapmayacağı bir şeyi hataya düşürülmesi nedeniyle yapmış olması gerekmektedir. Kısacası, mağdurun aldatılmış sayılıp sayılmayacağı mağdurun kişisel özelliklerine göre belirlenecektir. Dolandırıcılık suçunda failin hileli eylemi neticesinde mağdurun aldatılması suretiyle; mağdurun veya başkasının zararına olarak failin kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Manevi unsur denildiği zaman suçun kasten mi taksirle mi işlendiği hususundan bahsedilir. Dolandırıcılık suçu ancak kasten işlenebilen suçlardandır, taksirle işlenmesi mümkün değildir. Bu durumda fail bilerek ve isteyerek eylemde bulunmaktadır. Olası kast ile de dolandırıcılık suçunun işlenmesi mümkündür.
TCK madde 158’de nitelikli dolandırıcılık “Dolandırıcılık suçunun;
İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hallerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
Dolandırıcılık suçunun nitelikli halinden bahsedebilmek için öncelikle suçun basit şeklinde aranan şartları taşıması gerekmektedir. Buna göre kredi kurumlarının aracı kılınmak suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, suçun nitelikli halleri arasında sayılmıştır. Burada önemli olan mağdurun kredi kurumlarında bulunan mevduatının elde edilmesi değil; failin mağduru aldatmak için kullandığı hileli davranışları içerisinde kredi kurumlarına yer vermesi, bu kurumları mağdurun aldatılmasında kullanmasıdır.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…