ÖZET : Davacı, iş akdinin işverence haksız nedenle feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı, işveren tarafından vardiya amirliği pozisyonunun kaldırılması nedeni ile iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, davalı ise davacının başka bir işyerinde çalışmak için diğer 4 işçi ile birlikte işi terk ettiğini savunmuştur. Hizmet döküm cetveline göre, davacının iş akdinin feshedildiğini iddia ettiği tarihten iki gün öncesinde başka bir işyerinde çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır. Davacı tanıkları aynı nedenle iş akdi sona eren işçiler olup beyanlarına itibar edilemez. Davalı tanıkları ise vardiya amirliği pozisyonunun kaldırılmadığını beyan etmişlerdir. Davacının iş akdini haklı bir neden olmaksızın kendisinin feshettiği anlaşılmakla kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, iş akdinin işverence haksız nedenle feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında iş akdinin kim tarafından feshedildiği, buna bağlı olarak da davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı işveren tarafından vardiya amirliği pozisyonunun kaldırılması nedeni ile iş akdinin 31.05.2013 tarihinde işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, davalı ise davacının başka bir işyerinde çalışmak için diğer 4 işçi ile birlikte işi terk ettiğini savunmuştur. Davacı 31.05.2013 tarihine kadar çalıştığını iddia etmesine rağmen hizmet döküm cetveline göre 29.05.2013 tarihinde başka bir işyerinde çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır. Davacı tanıkları aynı nedenle iş akdi sona eren işçiler olup beyanlarına itibar edilemez. Davalı tanıkları ise vardiya amirliği pozisyonunun kaldırılmadığını beyan etmişlerdir. Tüm dosya içeriğine göre davacının iş akdini haklı bir neden olmaksızın kendisinin feshettiği anlaşılmakla kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının alacakların hesabına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…