İstinaf yoluna başvuru için süre 7 gündür. Bu süre hükmün açıklanması yüze karşı ise, açıklandığı tarihten itibaren başlar. Hükmün açıklanması yoklukta yapılmış ise, sürenin hükmün tebliğ edildiği tarihten itibaren başlaması gerekir. İstinaf başvurusunun süresi içinde yapılması ile hükmün kesinleşmesi engellenmiş olur.
İstinaf başvuru dilekçesi, hükmü veren ilk derece mahkemesine sunulur. Hükmü veren ilk derece mahkemesi öncelikle istinaf başvuru dilekçesi üzerinden ilk inceleme adı verilen kabul edilebilirlik incelemesi yapar. Kabul edilebilirlik incelemesi; bazı açılardan istinafa başvurma imkânı bulunmayan durumların tespit edilerek istinaf isteminin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmeksizin reddedilmesini amaçlamaktadır.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 276. maddesine göre hükmü veren ilk derece mahkemesi şu durumlarda kabul edilebilirlik incelemesinden sonra istinaf istemini reddeder:
hallerinde ilk derece mahkemesi istinaf isteminin reddine karar verir. Kabul edilebilirlik incelemesi neticesinde; istemin reddedilmesi durumunda ilgililer red kararının kendilerine tebliğinden itibaren 7 gün içinde Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurarak bu hususta karar verilmesini isteyebilirler.
Hükmü veren ilk derece mahkemesi kabul edilebilirlik incelemesi neticesinde istinaf istemini reddetmezse dava dosyası Bölge Adliye Mahkemesine gönderilir. İstinaf dilekçesinin bir örneği karşı tarafa tebliğ edilir ve karşı taraf tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yazılı olarak cevap verebilir. Ayrıca belirtmek gerekir ki ceza davalarında istinaf yolu başvuruları harca tabi değildir.
Dosya ilk derece mahkemesince kabul edilebilirlik incelemesinden geçtikten sonra Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili ceza dairesine tevzi edilir. Ancak burada da dosyanın esasına girilmeden önce dosya üzerinden ön inceleme yapılır. Ön inceleme kararı neticesinde;
Ön inceleme neticesinde yetkisizlik veya red kararı verilmediği hallerde esastan incelemeye geçilir. Esastan inceleme sırasında bölge adliye mahkemesince dosya ve deliller incelenir ve inceleme neticesinde çeşitli kararlar verilebilir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 280. maddesinde Bölge Adliye Mahkemesinin verebileceği kararlar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre, Bölge Adliye Mahkemesi yapacağı istinaf incelemesi neticesinde şu kararları verebilir:
Bölge Adliye Mahkemesi yaptığı esastan inceleme sonucunda;
kanısına varırsa istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermektedir. İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı ile ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu hüküm Bölge Adliye Mahkemesince onanmış olur.
İstinaf başvurusunun dosya üzerinden esastan reddi halinde istinaf isteminde bulunan kişi, koşulları varsa ceza davası için Yargıtay’a temyiz başvurusu yapabilir. Ancak, istinaf mahkemesinin kararı temyiz edilemeyecek kararlardan ise, yerel mahkeme kararı Bölge Adliye Mahkemesinin kararı ile kesinleşir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme neticesinde, hukuka aykırılık tespit edilmiş ancak bu hukuka aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmeyecek basit bir hata olarak değerlendirilmişse bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı verilir.
Burada amaç, basit hatalar nedeniyle davanın yeniden görülmesine ihtiyaç duyulmaksızın kararın kesinleşmesi sağlanarak yargılamanın makul sürede tamamlanmasıdır. Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun reddi kararı verilebilmesi şu durumlarda mümkündür: (CMK m.303)
Bölge Adliye Mahkemesi hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun reddi kararı (düzelterek onama) verilebilir.
Hükmün bozulması kararı, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararda hukuka kesin bir aykırılığın mevcudiyetine işaret eder. Hükmün bozulması kararı verildiği hallerde dosya yeniden incelenmek ve hüküm tesis edilmek üzere hükmü veren ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilir.
Hükmün bozulması kararı verilecek hukuka aykırılık nedenleri şunlardır:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 284. Maddesine göre Bölge Adliye Mahkemesinin vermiş olduğu kararlara karşı ilk derece mahkemesinin direnme yasağı vardır. Bir diğer ifade ile, hükmün bozulması kararı verildiği hallerde ilk derece mahkemesi Bölge Adliye Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararları uygulamama ve kendi kararının doğruluğu konusunda direnemez. Bu konudan yeniden bir hüküm kurması gerekmektedir.
Bölge Adliye Mahkemesi, yaptığı istinaf incelemesi neticesinde yerel mahkeme kararının bozulmasına gerek olmadan yapacağı bir kovuşturmayla kendisinin yeniden bir karar vermesini mümkün görürse, gerekli tedbirler alındıktan sonra davanın yeniden görülmesine karar verilir. Davanın yeniden görülmesi kararı verildiği durumlarda bölge adliye mahkemesi duruşma hazırlığı yapar ve yargılamayı kendi bünyesinde yeniden görür.
Duruşma hazırlığı aşamasında, duruşma günü belirlenir ve duruşma için gerekli çağrılar yapılır. Mahkemece gerekli görüldüğü hallerde tanık ve bilirkişi dinlenmesine ve keşif yapılmasına da karar verilebilir. İstinaf kanun yolunun asıl amacının maddi gerçeği ortaya çıkartmak olması bu aşamada tanık ve bilirkişi dinlenmesine ve keşif yapılmasına da olanak tanımaktadır.
Bölge Adliye Mahkemelerinde duruşma aşamasında; görevlendirilen üyenin inceleme raporu, İlk derece mahkemesinin gerekçeli hükmü, İlk derece mahkemesinde dinlenilen tanıkların ifadelerini içeren tutanaklar ile keşif tutanakları ve bilirkişi raporu, Bölge adliye mahkemesi duruşma hazırlığı aşamasında toplanan delil ve belgeler, yapılmışsa keşif ve bilirkişi açıklamalarına ilişkin tutanak ve raporlar anlatılır ve dinlenilmesine karar verilen tanık ve bilirkişiler çağırılır.
Ayrıca 17.10.2019 da yürürlüğe giren 1. Yargı Paketi ile düzenlendiği üzere “Sanık, müdafii, katılan ve vekilinin davetiye tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya gelmemesi hâlinde duruşmaya devam edilerek sanığın sorgu tutanakları anlatılmak suretiyle dava yokluklarında bitirilebilir. Ancak, 195 inci madde hükümleri saklı kalmak üzere, sanık hakkında verilecek ceza, ilk derece mahkemesinin verdiği cezadan daha ağır ise, her hâlde sanığın dinlenmesi gerekir.”
Bölge adliye mahkemesince verilen kararların sanık lehine olması halinde, bu hususların istinaf isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da istinaf isteminde bulunmuşçasına verilen kararlardan yararlanırlar. Böylece lehe verilmiş bölge adliye mahkemesi kararından diğer sanıklar da yararlanmış olur.
İstinaf kanun yolu başvurusu, hükmü veren mahkemeye yapılır. Ancak yanılgıyla başka mahkemeye başvurulması hak kaybına neden olmaz. O mahkemenin başvuruyu hükmü veren mahkemeye göndermesi gerekir. Zabıt katibine yapılan beyan tutanağa geçirilir. Tutanağın da hakim tarafından onaylatılması gerekir.
Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunun esastan reddi kararı verebilir veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurabilir. Yeniden hüküm kurulması halinde aleyhe bozma yasağı adı verilen yasağa göre; istinaf yoluna yalnızca sanık lehine başvuru yapılmışsa, yeni verilecek hüküm önceki hükümde belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…