Yargı Kararları

Çekişmesiz Yargı Kararları Maddi Anlamda Kesin Hüküm Teşkil Etmez

 

1. Hukuk Dairesi         2015/14807 E.  ,  2018/12630 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : GAİPLİK-TAPU İPTALİ-TESCİL

Taraflar arasında görülen gaiplik, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 588. maddesi uyarınca gaiplik, tapu iptali ve … adına tescil isteklerine ilişkindir.
Davacı, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/547 Esas, 2004/1018 Karar sayılı ilamıyla 2384 parsel sayılı taşınmazda 4266/27600 pay ile paydaş olan ölü … oğlu …’ın tanınmadığı ve mirasçılarının da bulunmaması sebebiyle 3561 sayılı kanun hükümleri gereğince … Mal Müdürünün kayyum olarak atandığını, taşınmazın kayyum tayininden itibaren 10 yıl süre ile resmen idare edildiğini ileri sürerek TMK 588. maddesi gereğince ölü … oğlu İslam mirasçılarının gaipliklerine ve dava konusu taşınmazdaki payın … adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, savunma getirmemiştir.
Mahkemece, TMK’nun 588/1 maddesinde hüküm altına alınan on yıllık resmen yönetim süresi dolmadan dava açıldığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 2384 parsel sayılı taşınmazdaki 4266/27600 payın … oğlu İslam adına kayıtlı olduğu, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 07.09.2004 tarih ve 2004/547 Esas, 2004/1018 Karar sayılı kararı ile anılan payı temsilen … Mal Müdürünün kayyım olarak atanmasına karar verildiği, tapu kaydında bu hususta bir şerh bulunmadığı, eldeki davanın 24.09.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun 1. maddesinde “Bu Kanunun amacı, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle malvarlıkları üzerinde … menfaatinin korunmasını sağlamak üzere; mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanması, yetkileri, yetki devri, kayyımlık mallarının yönetimi ve giderleri, kayyım ve görevli personele ödenecek ücretler ile diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir”, aynı Kanunun 2. maddesinde ise “22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 427 nci maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı; bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder.” hükmü öngörülmüştür. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 431. maddesi uyarınca vasinin atanması usulüne ilişkin kurallar, kayyım tayin edilmesinde de uygulanır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 382/b-19. maddesinde vesayet işlerinin çekişmesiz yargı işi olduğu, 385. maddesinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulünün uygulanması gerektiği, 388. maddesinde kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, çekişmesiz yargı kararlarının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği düzenlenmiştir.
Somut olaya gelince, kayyım atanmasına ilişkin kararın çekişmesiz yargı işi olduğu ve çekişmesiz yargı kararlarının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği düzenlemesi karşısında kararın kesinleştirilmemiş olması nedeniyle kayyımla idare süresinin başlamayacağı sonucuna varılması doğru değildir.
Hal böyle olunca, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Buraya tıklayarak diğer makale, örnek karar ve dilekçelerimize ulaşabilirsiniz

Fatih Üçgül

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

4 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

4 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

4 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

5 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

7 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

7 ay ago