Bu yazı içeriğinde bağışlama sözleşmesi hakkında genel bilgilere yer verilecektir. Bağışlama sözleşmesinin tanımı 01.07.2012 yürürlük tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda yapılmıştır. Buna göre; Bağışlama sözleşmeleri, bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmelerdir.
Bununla birlikte henüz edinilmemiş olan bir haktan feragat edilmesi ya da mirasın reddedilmesi, bağışlama olarak kabul edilmez. TBK 285/3 maddesi uyarınca ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama kapsamında değerlendirilmez.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
KONU : Bağışlama yolu ile yapılan temlik işleminin iptali istemidir.
AÇIKLAMALAR
1-) Müvekkilimiz, halen … yaşında olup, yaklaşık 15 senedir böbrek yetmezliği nedeni ile diyalize girmektedir. Bu rahatsızlığı nedeni ile sürekli bakıma ihtiyaç duymakta olan müvekkilimizin kendisine gerekli bakımı sağlayacak herhangi bir yakını bulunmamaktadır.
2-) Müvekkilimiz, bu sürekli bakım ihtiyacını giderebilmek amacıyla, evvelce tapuda kendi kendi adına kayıtlı bulunan … ili, … ilçesi, … mahalle/köy, … pafta, … ada, … parselde kain … m² taşınmazı, … Noterliği’nin …/ …/ … tarih ve … yevmiye numaralı bağışlama sözleşmesi ile … (EK-1) Belediyesi’ne bağışlamıştır. Dilekçemiz ekinde sunmuş olduğumuz bağışlama sözleşmesinin “Özel Şartlar” bölümünde de açıkça belirtildiği üzere, müvekkilimiz, yaptığı bağış karşılığında, 20 yıl süreyle ve herhangi bir ücrete tabi olmaksızın, adı geçen belediyeye ait huzurevinde kalacak ve ihtiyaç duyduğu sürekli bakım hizmeti, kendisine huzurevi yetkililerince sağlanacaktır.
3-) Müvekkilimiz, anılan bağışlama sözleşmesinin imzalandığı tarihten kısa bir süre sonra, adı geçen belediyeye ait huzurevinde kalmaya başlamıştır. Ancak, bir süre sonra, huzurevi yönetimi, … Noterliği’nin …/ …/ … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi (EK-2) ile, sunulan hizmet karşılığında ücret ödenmesi gerektiğini, bu nedenle birikmiş bulunan … TL ücretin … gün içinde belirtilen hesaba yatırmasını, aksi takdirde, huzurevinde kalmaya devam edemeyeceğini müvekkilimize ihtar etmiştir.
4-) …/ …/ … tarihinde müvekkilimize tebliğ edilen işbu ihtarname üzerine, konuya ilişkin olarak huzurevi yönetimi ve belediye ile şimdiye kadar yapmış olduğumuz şifahi görüşmeler neticesiz kalmıştır. Müvekkilimiz, bağışlama sözleşmesinde taahhüt ettiği edimi yerine getirmiş olmasına rağmen, karşı taraf, bağışlama işlemi karşılığında yüklendiği bakım yükümlülüğünü ihlal etmektedir. Açıklanan nedenlerle, müvekkilimiz tarafından bağış yoluyla yapılan temlik işleminin iptali istemi ile mahkemenize başvurulması zorunluluğu doğmuştur.
HUKUKİ NEDENLER : 6098 S. K. m. 285, 288, 290, 291, 292, 297, 616
HUKUKİ DELİLLER :
1-)Tapu kayıtları,
2-)….. Noterliği’nin …/ …/ … tarihli ve … yevmiye numaralı bağışlama sözleşmesi,
3-)… Noterliği’nin …/ …/ … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi
SONUÇ VE İSTEM
Yukarıda açıkladığımız nedenlerle, müvekkilimizin … Noterliği’nin …/ …/ … tarihli ve … yevmiye numaralı bağışlama sözleşmesi ile yapmış olduğu temlik işleminin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, vekaleten talep ederim. …/ …/ …
EKLER :
1-)Tapu kayıtları,
2-… Noterliği’nin …/ …/ … tarihli ve … yevmiye numaralı bağışlama sözleşmesi,
3-)… Noterliği’nin …/ …/ … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi
4-)Bir adet onaylı vekaletname örneği
Davacı Vekili
Av.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 09.01.2017 tarihli kararı:
Davacı, davaya konu taşınmazın akit ile sadece sağlık ocağı hizmeti vermesi için davalıya bağışlandığını, bu şartların belediye tarafından yerine getirilmediğini, akdin 3. maddesine göre de Belediye tarafından Kızılay’a bedelsiz devredilmesi gerektiği halde devir işleminin gerçekleştirilmediğini, tapu kaydının iptali ile davacı dernek adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Bağışlayan yükümlülüğün ifası için dava açabileceği gibi, ifanın yapılmaması halinde bağışlamadan rücu da edebilir. Yükümlülüğün ifasını isteyebilecek kişiler bağışlayan, bağışlayanın mirasçıları, yetkili merci ve yükümlülükten faydalananlar olarak sayılabilir.
Bağışlayanın bu hakkı münhasıran kişiye bağlı nitelikte haklardandır. Yetkili mercinin yükümlülüğün ifasını talep edebilmesi için bağışlayanın ölmüş olması ve yükümlülüğün kamunun yararı için bağışlanana yüklenmiş olması gereklidir. Bu iki şart gerçekleşmedikçe, yetkili mercinin mükellefiyetin ifasını talep etme hakkı yoktur.
Bağışlayan dava açma tarihinde sağdır. Bağışlananın geri alınmasına yönelik bir talebi bulunmamaktadır. Hayattakiler arasındaki bağışlamada, yükümlülükten yararlanacaklar, ancak üçüncü kişi yararına şart varsa yani BK’ nın 129/2 maddesindeki şartları gerçekleşmişse, özellikle bağışlamada bu hususta açıklık varsa, böyle bir talepte bulunabilirler. Sonuç olarak bağışlayanın dava açma tarihinde sağ olması, bağışlayan tarafından bağışlamanın geri alınmasına dair bir davanın açılmamış olması, BK’ nın 129. maddesindeki şartların oluşmaması sebebiyle mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğrudur. (6)
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…