28 Tem TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLI SİGORTA ŞİRKETİNE KARŞI AÇILAN DAVADA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNÜN OLDUĞU YER MAHKEMESİ DE YETKİLİDİR
Hukuk Genel Kurulu
Esas Numarası: 2017/1087
Karar Numarası: 2020/125
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen dava dilekçesinin yetki yönünden reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü.
I.YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili 08.05.2012 harç tarihli dava dilekçesinde; davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın neden olduğu tek taraflı trafik kazasında davacı Kuruma ait uyarı ve ikaz lambaları ile vantilatörün zarar gördüğünü ileri sürerek 171.765,62TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5.1. Davalı Neova Sigorta A.Ş. vekili 29.05.2012 havale tarihli cevap dilekçesinde; kaza yerinin Sakarya, müvekkili şirketin merkezinin bulunduğu yerin Kadıköy olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre bir davanın görülmesinde iki ayrı yer mahkemesinin yetkili bulunması durumunda ilk etapta seçim hakkının davacıya ait olduğunu, davacı seçim hakkını yanlış kullanırsa davalının yetki itirazında bulunarak yalnız bir mahkemeyi bildirmek suretiyle yetkili mahkemeyi göstermesinin gerektiğini, bu nedenle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Kadıköy mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir.
5.2. Davalı … vekili 02.07.2012 havale tarihli cevap dilekçesinde; davanın haksız fiilin gerçekleştiği yargı çevresinde olan mahkemede ve müvekkilinin ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesinde açılmadığından yetki itirazının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
5.3. Davalı … 08.06.2012 havale tarihli cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde bir kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:
6. Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.01.2013 tarihli ve 2012/313 E., 2013/43 K. sayılı kararı ile; kazanın Bilecik yargı sınırlarında olduğu, sigorta şirketinin Bursa’da merkez ve şubesinin bulunmadığı, davalı … ve …’ın yerleşim yerinin Rize olduğu bu nedenle yetkili mahkemenin de Rize olduğu gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliğine, talep hâlinde dosyanın davaya bakmakla yetkili Rize Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 17. Hukuk Dairesince 06.03.2014 tarihli ve 2013/11017 E., 2014/3155 K. sayılı kararı ile;
“…Davacı vekili davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın neden olduğu kazada davacının zarara uğradığını ileri sürerek 171.765,62 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili ve davalı … vekili, yetki itirazında bulunmuştur.
Davalı … vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kazanın Bilecik yargı sınırlarında olduğu, sigorta şirketinin Bursa’da merkez ve şubesinin bulunmadığı, davalı … ve …’ın yerleşim yerinin Rize olduğu bu nedenle yetkili mahkemenin de Rize olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7.maddesinde, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir. Davacı vekilinin davayı, sigortacının bir acenteden daha yetkili organı olan Bölge Müdürlüğünün bulunduğu Bursa’da açtığı gözetilerek yetki itirazının reddi ile işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle ve oy çokluğu ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2014 tarihli ve 2014/543E., 2014/558 K. sayılı kararı ile; haksız fiilin gerçekleştiği yerin Bursa olmadığı, ayrıca genel yetki kuralı gereğince davalıların ikamet adresleri Rize olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verildiği, yetki hususunun mahkemece resen davanın her aşamasında gözetilebileceği gibi taraflarca yetki itirazında bulunulduğu taktirde de değerlendirilebileceği, usulde de ‘yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir’ hükmü gereği davalı …’ın yetki itirazının değerlendirilerek yerinde bulunduğu, idarenin ülkemizin tüm il merkezlerinde temsile yetkili birimleri olması nedeniyle HMK’nın 14. maddesi gereği o şubenin işlemi ile ilgili davalarda o şubenin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir, hükmüne dayanıldığı taktirde, bu durumun hakkın kötüye kullanımına sebep olacağı ve hakkın kötüye kullanımının kanunlarla desteklenip korunmaması gerektiği, davalıların usul hukukuna, kamu düzenine ve usul ekonomisine uygun olarak yetki itirazında bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davaya bakmaya yetkili olan mahkemenin Bursa mahkemeleri mi yoksa Rize mahkemeleri mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun görevli ve yetkili mahkemeyi düzenleyen 110. maddesinde, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir.
13. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası(Trafik Sigortası) Genel Şartlarının C.7 maddesinde de yetkili mahkemeler belirlenmiş, Kanundaki yetki kuralı aynen tekrar edilmiştir.
14. Sigorta Şirketleri ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in 10. maddesinde, şirketlerin bölge müdürlükleri ve şube açmak suretiyle yurt içinde teşkilatlanmasının, yurt dışında şube veya temsilcilik açması ilgili diğer mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla serbest olduğu, ancak bu şekilde faaliyete başlanmasını ve faaliyetin sona erdirilmesini müteakip bir ay içinde şirketçe Müsteşarlığa bildirimde bulunulması gerektiği düzenlenmiştir. Mevcut bu düzenleme dikkate alındığında Sigorta Şirketleri ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmelik hükümleri uyarınca bölge müdürlüğü yapılanmasına izin verilmiş, genel müdürlük ile şube ve acenteler arasında bölge müdürlüğü adında bir yapılanmanın kurulabileceği kabul edilmiştir.
15. Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 24.06.2017 tarihli ve 2017/17-1110 E., 2017/860 K. sayılı kararında da benimsenmiştir.
16. Somut olayda; kaza 17.01.2011 tarihinde Sakarya-Pamukova yolu (Bilecik yargı sınırlarında) meydana gelmiştir. Davalılar … ve …’ın yerleşim yeri Rize, davalı şirketin genel merkez adresi ise İstanbul’dur. Davacı vekili davayı, bölge müdürlüğünün bulunduğu yer olan Bursa’da açmıştır. Merkez veya şubenin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemeleri, Kanun (2918 s. KTK) uyarınca yetkili kabul edildiğine göre, acente ve şubeyi denetleyen üst mercii olan, genel merkezin emir ve talimatı doğrultusunda çalışan ve yetkisi şubeye göre daha fazla olan bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğunu kabul etmek gerekir. Davacı vekilinin davayı, sigortacının bir acenteden daha yetkili organı olan Bölge Müdürlüğünün bulunduğu Bursa’da açtığı gözetilerek mahkemece yetki itirazının reddi ile işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
17. O hâlde Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
18. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
IV. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanun’un 440/III- 3. bent gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 11.02.2020 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sorry, the comment form is closed at this time.