ESER SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN DAVA - İNŞAAT ALAN BÜYÜMESİNİN VE VEKALETTEN AZİLİN SÜREYE ETKİSİ KONUSUNDA BİLİRKİŞİLERDEN EK RAPOR ALINARAK SONUCUNA GÖRE KARAR VERİLMESİ GEREĞİ - HÜKMÜN BOZULMASI
Alanya avukat olarak hizmet veren Aşıkoğlu Hukuk Bürosu, Eski Alanya Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aşıkoğlu tarafından Alanya'da kuruldu.
alanya,hukuk,bürosu,avukat,dava,danışma,mehmet,aşıkoğlu,mehmet aşıkoğlu,savcı,eski,ceza,ticaret,haciz,alacak,borçlar,Mehemet,Aşıkoğlu,alanya,avukat,hukuk,bürosu,alanya avukat, mehmet aşıkoğlu, alanya hukuk bürosu
19943
post-template-default,single,single-post,postid-19943,single-format-standard,bridge-core-2.5,ajax_fade,page_not_loaded,,side_area_uncovered_from_content,vss_responsive_adv,vss_width_768,qode-theme-ver-14.2,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-6.4.1,vc_responsive
 

ESER SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN DAVA – İNŞAAT ALAN BÜYÜMESİNİN VE VEKALETTEN AZİLİN SÜREYE ETKİSİ KONUSUNDA BİLİRKİŞİLERDEN EK RAPOR ALINARAK SONUCUNA GÖRE KARAR VERİLMESİ GEREĞİ – HÜKMÜN BOZULMASI

ESER SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN DAVA – İNŞAAT ALAN BÜYÜMESİNİN VE VEKALETTEN AZİLİN SÜREYE ETKİSİ KONUSUNDA BİLİRKİŞİLERDEN EK RAPOR ALINARAK SONUCUNA GÖRE KARAR VERİLMESİ GEREĞİ – HÜKMÜN BOZULMASI

T.C YARGITAY 15.Hukuk Dairesi Esas: 2019/ 2119 Karar: 2020 / 662 Karar Tarihi: 19.02.2020

ÖZET: Davacı-birleşen dosya davalısı yüklenici, inşaatın devamı sırasında arsa sahipleri tarafından vekillikten azledildiğini bu nedenle de gecikme olduğunu açıklamış ise de, mahkemece bu konuda bir inceleme de yapılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece inşaat alan büyümesinin ve vekaletten azilin süreye etkisi konusunda bilirkişilerden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi dava dilekçesinde talep edilen bağımsız bölümlerin numaraları ile hüküm altına alınan bağımsız bölüm numaralarının hangi gerekçeyle farklı olduğu konusunda da açıklık bulunmadığından kararın bu gerekçelerle bozulması gerekirken hatalı olarak onandığı, bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davacı-birleşen dosya davalısının karar düzeltme talebinin kabulü ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin … Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak kararın bozulması uygun bulunmuştur.

(492 S. K. m. 42)

Davacı … ile davalılar … Mirasçıları 1-… 2-… 3-… 4-… 5-… 6-…, birleşen 2013/780 Esas sayılı davada davacılar … Mirasçıları 1-… 2-… 3-… 4-… 5-… 6-… ile davalı … arasındaki davadan dolayı … 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 24.11.2015 gün ve 2010/134 E.-2015/561 K. sayılı hükmü onayan 23. Hukuk Dairesi’nin 26.02.2019 gün ve 2016/1932 E.-2019/706 K. sayılı ilamı aleyhinde davacı-birleşen dosya davalısı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR

Asıl ve birleşen dava kat karşılığı inşaat

sözleşme>sinden kaynaklanan tapu iptâl ve tescil, alacak taleplerine ilişkin olup mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen kararın davacı-birleşen dosya davacısı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi tarafından verilen 26.02.2019 tarih 2016/1932 Esas 2019/706 Karar sayılı onama ilamına karşı davacı-birleşen dosya davacısı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.Karar düzeltme talebinin kural olarak temyiz incelemesini yapan Yargıtay Hukuk Dairesince incelenmesi gerekmekte ise de; Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 09.02.2018 gün 2018/1 sayılı işbölümü kararı ile arsa payı karşılığı inşaat yapım

sözleşmesinden kaynaklanan ve 01.07.2016 tarihinden sonra temyiz ya da karar düzeltme talepli olarak Yargıtay’a gelen dosyalardaki temyiz ya da karar düzeltme taleplerini incelemek görevi Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’ne verildiğinden karar düzeltme talebi Dairemizce incelenmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre ve özellikle taraflar arasında düzenlenen

sözleşmenin 5. maddesinde “belediyenin vereceği imar durumuna göre taraflar oranları nispetinde daire alacaklardır” hükmünün bulunduğu 14. maddesinde de “imar değişikliği halinde yapılabilecek inşaat m2’de herhangi bir değişiklik halinde…. arsa sahibinin daireleri mevcut

sözleşmedeki gibi kalacaktır. Müteahidin payına düşen daire adedi azaltılıp-artırılacaktır.” hükmünün bulunduğu, bu hükümlerin çelişen hükümler niteliğinde olup

sözleşmede çelişkili hükümler bulunması halinde hangisine öncelik tanınacağına ilişkin ayrı bir hüküm bulunmadığından mahkemece sıralamada önceliği bulunan 5. madde esas alınarak

sözleşmedeki paylaşım oranına göre tapu iptâl ve tescil kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmamasına,teminat olarak bırakılan 2 daire ile ilgili olarak iskan alındığında ayrıca dava açılabileceğinin tabii bulunmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme taleplerinin reddi gerekmiştir.

2-Davacı yüklenici davasında, davalı arsa sahibi ile aralarında düzenlenen kat karşılığı inşaat

sözleşmesine göre dilekçesinde numaralarını bildirdiği 22 bağımsız bölümün tapusunun iptâli ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, davalı arsa sahibi savunmasında imar artışı nedeniyle oluşan bağımsız bölümlerden kendisinin de pay sahibi olacağını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, birleşen dosyada açtığı davasında kendisine teslimi gereken dairelerin

sözleşmede kararlaştırılan sürede bitirilmediğini belirterek gecikme tazminatının davacı-birleşen dosya davalısı yükleniciden tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen

sözleşmede yapılacak inşaatın

sözleşme tarihinden itibaren 3 ay içinde inşaat ruhsatının alınarak 18 ay içinde yani 06.11.2009’da bitirilmesi kararlaştırılmıştır. Dosya kapsamına göre inşaatının yapımına başlanmasından sonra tadilat ruhsatı alınarak inşaat alanının büyütüldüğü anlaşılmaktadır. Bu nedenle inşaat alanının genişletilmesinin süreye etkisinin dikkate alınması zorunludur. Diğer taraftan davacı-birleşen dosya davalısı yüklenici, inşaatın devamı sırasında arsa sahipleri tarafından vekillikten azledildiğini bu nedenle de gecikme olduğunu açıklamış ise de, mahkemece bu konuda bir inceleme de yapılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece inşaat alan büyümesinin ve vekaletten azilin süreye etkisi konusunda bilirkişilerden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi dava dilekçesinde talep edilen bağımsız bölümlerin numaraları ile hüküm altına alınan bağımsız bölüm numaralarının hangi gerekçeyle farklı olduğu konusunda da açıklık bulunmadığından kararın bu gerekçelerle bozulması gerekirken hatalı olarak onandığı, bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davacı-birleşen dosya davalısının karar düzeltme talebinin kabulü ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2016/1932 Esas 2016/706 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak kararın bozulması uygun bulunmuştur.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen dosya davalısının diğer karar düzeltme taleplerinin reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle karar düzeltme taleplerinin kabulü ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 26.02.2019 tarihli 2016/1932 Esas 2019/706 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak kararın BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 143,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacı-birleşen dosya davalısına iadesine, ödediği karar düzeltme peşin harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacı-birleşen dosya davalısına geri verilmesine, 19.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)</b

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.

EnglishGermanSwedishRussiaFinlandIran Hemen Arayın