09 May DAVACININ AKTİF HUSUMET EHLİYETİ BULUNMADIĞINDAN İSTEMİN REDDİNE KARAR VERMEK GEREKTİĞİ
T.C YARGITAY 8.Hukuk Dairesi Esas: 2018/ 14999 Karar: 2018 / 18937 Karar Tarihi: 20.11.2018
ÖZET: Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan … başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin ön yüzünde kiralayan olarak … Kim Amb. Tic. A.Ş. yazılmış ve sözleşmenin imza bölümü şirket kaşesi vurulmak suretiyle davacı … (147/200 temsilen) ve … (53/200 hisse) tarafından imzalanmış bulunmaktadır. Kira sözleşmesinin bu şekilde düzenlenmesi karşısında kiralayanın şirket olduğunun kabulü gerekir. Husumet ehliyeti kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gereken bir husustur. Bu nedenle mahkemece, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından istemin reddine karar vermek gerekirken karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
(6098 S. K. m. 136, 331) (6100 S. K. Geç. m. 3) (2004 S. K. m. 366)
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Davacı alacaklı 01.09.2013 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 17.12.2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2015 yılı Aralık ayı kira alacağı 5.270,00 TL ile gelecek altı aylık kira alacağı 31.620,00 TL olmak üzere toplam 36.890,00 TL kira alacağının tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçlu şirkete 22.12.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu şirket 28.12.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, 17.11.2015 tarihine kadar mevcut adreste kiracı olarak bulunulduğunu, kiralananın kullanıldığı sürece tüm kira edimlerin yerine getirildiğini, hatta müvekkilinin kiralananı kullanmadığı 11.ay ve 12.aylar kira bedelini de yatırdığını, 17.11.2015 tarihinde kiralananın kullanılamaz hale geldiğini, yangın neticesinde müvekkiline ait ham madde ve makine ekipmanlarının da kullanılamaz hale geldiğini, bu nedenle taşınmazın müvekkili şirket tarafından 17.11.2015 tarihinden sonra kullanılamadığını, taşınmaz kullanılabilir hale getirilmediğinden sözleşmenin TBK’nin 331.maddesi uyarınca 16.12.2015 tarihinde fesih edildiğinin bildirildiğini, yangın çıkış sebebinin mülk sahibinin ihmalinden kaynaklandığını, davacının müvekkilinin menkullerine hapis hakkı tesis ettirdiğini, bu hapis hakkının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hapis hakkının kaldırılması için vadesi gelmeyen 6 aylık kira bedeli kadar teminat mektubu ve içinde bulunulan müvekkili tarafından kullanılmayan Aralık ayı kira bedelinin de icra dosyasına yatırıldığını, müvekkilinin alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, aralarındaki kira sözleşmesinin 16.12.2015 tarihinde haklı nedenle fesih edildiğini, bu nedenle hapis hakkına ve hapis hakkının akabinde verilen 15 günlük sürede açılan taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibe, tüm alacak ve ferilerine itiraz ettiğini bildirmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu şirket tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili duruşma sırasındaki beyanında, dava şartının yerine gelmediğini, müvekkilinin … Kim Amb. Tic. A.Ş ile kira sözleşmesi yaptığını, davacıların … şirketinin ortakları olduğunu, şirketin tüzel kişiliği olduğunu, bu nedenle davacıların taraf ehliyeti olmadığını, öncelikle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kiraya konu taşınmazın 17/11/2015 tarihinde yandığı, taşınmazın kullanılamaz hale geldiğinin anlaşıldığı, 16.12.2015 tarihli ihtarname ile sözleşmenin fesih edildiği, kiraya konu bir taşınmaz olma niteliğini kaybettiği, Borçlar Kanunu’nun 136.maddesine göre sözleşmenin sona erdiğinin kabul edilmesi gerektiği, aynı zamanda Borçlar Kanunu’nun 331.maddesine göre de feshin koşullarının oluştuğu ve kiracının sözleşmeyi fesih ettiği, yasal koşulların yerine getirilmiş olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.
Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.09.2013 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin ön yüzünde kiralayan olarak … Kim Amb. Tic. A.Ş. yazılmış ve sözleşmenin imza bölümü şirket kaşesi vurulmak suretiyle davacı … (147/200 temsilen) ve … (53/200 hisse) tarafından imzalanmış bulunmaktadır. Kira sözleşmesinin bu şekilde düzenlenmesi karşısında kiralayanın şirket olduğunun kabulü gerekir. Husumet ehliyeti kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gereken bir husustur. Bu nedenle mahkemece, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından istemin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.un 428.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 20.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sorry, the comment form is closed at this time.