06 Haz Mirastan Feragat Sözleşmesi Şekil Şartı Var Mıdır? Nelerdir?
Mirastan Feragat Sözleşmesinin Şekli
Miras sözleşmelerinin geçerli olması için resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir. Sözleşmenin tarafları, isteklerini resmi memura aynı zamanda bildirirler ve düzenlenen sözleşmeyi memurun ve iki tanığın önünde imzalarlar. Mirastan feragat sözleşmesi de olumsuz miras sözleşmesi kabul edildiğinden söz konusu geçerlilik şartlarını taşımalıdır. Resmi memur sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş başka kişiler olabilir. Tanıklar da sözleşmeye şahit olduklarına dair imza atarlar. Kanun lafzında resmi vasiyetname şeklinde düzenleneceği belirtilen mirastan feragat sözleşmesi, resmi vasiyetnameden farklılık arz eder. Feragat sözleşmesinde her iki taraf da aynı anda resmi memur huzurunda iradelerini açıklamaktadır. Resmi memur iradeleri yazıya döker ve irade beyanlarını okumaları için taraflara verir. Taraflar sözleşmeyi tanık önünde okuyup iradelerine uygun bulduklarını beyan eder ve imzalar. Tanıklar da şerh verip sözleşmeyi imzalar.
Mirastan feragat sözleşmesinin yapılmasıyla feragat eden mirasçılık sıfatını kazanamaz. Böylece miras hukukundan doğan haklar kaybedilmiş olur. Feragat eden mirasçı sıfatıyla herhangi bir hakka kavuşamayacağı gibi yükümlülük altına da girmeyecektir. Dolayısıyla tereke borçlarından sorumluluk doğmayacaktır. Yargıtay 2. HD 1976/3899 E. 1976/4138 K ve 13.05.1976 tarihli kararında belirtildiği üzere mirasçılık belgesi her zaman bir terekeye sahip çıkmak veya terekenin paylaşılmasına katılmak gibi sebeplerle istenmez. Dul, yetim aylık ve ikramiyesi almak gibi sebeplerle de veraset belgesi alınabilir. İvazlı mirastan feragat sözleşmesinde aksi kararlaştırılmadıkça feragat edenin alt soyu da mirasçı sıfatını kazanamaz. İvazsız feragat ise altsoyu etkilemez. Mirastan feragat sözleşmesi belirli bir kişi veya kişiler lehine yapılabilir. Böyle bir durumda bu kişinin bir şekilde mirasçı olamaması halinde feragat hükümsüz kalır. Mirastan feragat sözleşmesi belli bir kişi lehine yapılmamışsa, en yakın ortak kökün altsoyu lehine yapılmış sayılır ve bunların herhangi bir sebeple mirasçı olamaması halinde feragat yine hükümden düşer.
Mirastan feragat sözleşmesi ile kural olarak feragat edenin terekenin borçlarından olan sorumluluğu sona erer. Ancak mirasın açılması anında tereke, borçları karşılayamıyorsa ve borçlar mirasçılar tarafından da ödenmiyorsa, feragat eden ve mirasçıları alacaklılara karşı feragat için ölümden önceki beş yıl içinde miras bırakandan almış oldukları karşılıktan, mirasın açılması anındaki zenginleşmeleri tutarında sorumludur. Bu sorumluluk ikinci derece ve sınırlı bir sorumluluktur ve tanımda belirtildiği üzere belirli şartlar altında doğar. Buna göre öncelikle terekenin aktifinin pasifini karşılayamaması gerekir. Tereke alacaklısı mirasçılara başvurmuş ama alacağını tahsil edememiş olmalıdır. Bundan sonra feragat edene başvurulabilmesi için ivazlı feragatin miras bırakanın ölümünden önceki beş yıl içinde gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Miras bırakan, mirastan feragat eden mirasçıya, terekenin tasarruf edilebilir kısmını aşan edimlerde bulunduysa, diğer mirasçılar bunun tenkisini isteyebilir. Bu durumda mirastan feragat edenin sadece saklı payını aşan miktar tenkise tabi olur. Ancak bunun için belirtildiği üzere feragat edene verilen edimin saklı paylı mirasçıların saklı paylarına tecavüz etmesi gerekir. Saklı paylı mirasçılar feragat edenden ancak saklı payını aşan miktarın geri verilmesini talep edebilirler. Saklı paylı mirasçıların bu taleplerine karşı feragat eden isterse tenkise tabi değeri verir, isterse almış olduklarının tamamını terekeye geri vererek mirastan feragat etmemiş gibi paylaşıma katılmayı isteyebilir.
Lehine feragat yapılan kişilerin mirasçı olamamaları, feragat edenle aynı zümrede başka mirasçının bulunmaması ve şarta bağlı mirastan feragat sözleşmesinde bozucu şartın gerçekleşmesi halinde mirastan feragat sözleşmesi kendiliğinden sona erer.
Sorry, the comment form is closed at this time.