06 Nis Yaş Büyütme-Küçültme Davası
Yaş düzeltme davaları özellikle askerliğe giriş, emeklilik, evlilik, eğitim, sınavlar , daha az ceza almak ve memuriyete girme başta olmak üzere birçok hukuki probleme örnek olarak gösterilebilir.
Yaş düzeltme davalarında temel mevzuat 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda yaş düzeltilmesine dair usule ilişkin hükümler mevcut bulunmaktadır. Nüfus Hizmetleri Kanununun 35.maddesine göre:
“Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.”
İlgili hüküm uyarınca özellikle maddi hatadan dolayı yanlış gözüken kayıtların dava açmadan nüfus müdürlüklerine yapılacak başvuru sonucu düzeltilebilmesinin mümkün bulunduğu ifade edilmelidir.
Ayrıca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 218 inci maddesinin ikinci fıkrasında bulunan,
“Kovuşturma evresinde mağdur veya sanığın yaşının ceza hükümleri bakımından tespitiyle ilgili bir sorunla karşılaşılması halinde; mahkeme, ilgili kanunda belirlenen usule göre bu sorunu çözerek hükmünü verir.” şeklindeki düzenleme uyarınca kanun koyucunun ceza mahkemelerine kovuşturma aşamasında yaş düzeltilmesi konusunda özel bir yetki vermiş olduğu görülmektedir.
Kişinin doğumdan kütüğe kaydedilmiş olması halinde bu davalar her zaman açabilir ve herhangi bir zamanaşımı süresi mevcut bulunmamaktadır.Ayrıca bu davaların yalnızca bir defa açılabileceği öngörülmüştür. Bunun sebebi açılan dava sonucunda kişinin gerçek yaşının tespit edilmiş olmasıdır.
YAŞ DÜZELTME DAVASINDA ARANILACAK MADDİ ŞARTLAR
İsim değişikliğine ilişkin davalarda kural olarak davacının haklı bir neden ileri sürmesi gerekmekle beraber kanun koyucu yaş düzeltme davalarında davanın açılabilmesi bakımından herhangi bir neden aramamaktadır. Ancak Mahkemece yaş değişikliğine karar verilebilmesi için yine de sıkı şartlar öngörülmüş bulunmaktadır. Bu şartlar arasında:
- Kişi hastanede veya doğum evinde doğmuş olmamalı. (İlgili kurum kayıtları kesindir)
- Kişinin dış görünüşü nüfusta kayıtlı yaşa uygun olmamalıdır.
- Kişinin dış görünüşü, beyan ettiği yaşa uygun olmalı
- Kişi yaşını büyütmek istiyorsa, beyan edilen yaşta bir kardeş mevcut bulunmamalıdır.
- Yaşını küçültmek için, nüfusa yazımdan önceki tarihte doğduğunu iddia etmemelidir.
- Kişi daha önce yaş düzeltme yapmış olmamalıdır.
Hastane – Doğumevinde Doğmuş Olmama Şartı: Yaş değiştirmek isteyen kişi herhangi bir hastane veya doğumevinde doğmuş olmamalıdır. Esasında bu şartı oluşturan kişinin doğumuna ilişkin hiçbir resmi evrak kaydının mevcut olmamasıdır. Şayet doğuma ilişkin resmi bir evrak veya buna ilişkin bir kayıt mevcut ise mahkeme elindeki verilere bağlı kalacak davanın reddine karar verecektir. Doğuma ilişkin kayıtlar hastane arşivlerinden veya nüfus müdürlüklerine yapılacak başvuru üzerine kontrol edilebilmektedir.
Dış Görünüş Şartı (Fiziksel Şart): Yaş değiştirmek isteyen kişi, beyan ettiği yaşa uygun bir fiziksel görüntüye sahip olmalıdır. Bahsedilen yaşa ait fiziksel görüntünün mevut olmadığının mahkemece değerlendirilmesi ve tespiti neticesinde beyan dikkate alınmayıp dava reddedilecektir. Ancak yargı uygulamasında beyan edilen yaşın 1-2 yaş farklı olması bu şartın gerçekleşmesi bakımından yeterli kabul edilebilmektedir.
Kardeşe İlişkin Şart: Kişinin beyan ettiği yaşta bir başka kardeşinin mevcut olması davanın reddedilmesini gerektiren hallerden biridir. Zira yargılamada annenin hamilelik süresi dikkate alındığında aynı dönemde iki kişinin doğumunun gerçekleşmesi mantık kurallarıyla ve hayatın olağan akışına uygun bulunmadığından davanın reddine karar verilmektedir. Uygulamada davacının kardeşi varsa davacı ile kardeşinin doğum tarihi arasında en az 180 günlük süreye uygun olmayan düzeltme talepleri mahkeme tarafından reddedilebilmektedir.. İkiz kardeşlerin dava açmaları halinde bu davaların birleştirilmesi söz konusu olacaktır.
Bahsedilen bu şartlar dışında uygulamada davacıya ait resmi kurumlarda bulunan kayıtlar, (Okula başlama kayıtları, askerli hizmetine dair kayıtlar.) yargılamanın sonuçlanmasında önemli fonksiyonlar icra edilebilmektedir. Zira kişinin okula başlama yaşı 7-8 ise pek sorun olmamakla ancak beyan edilen yaş 3-4 yaşlarına denkse “bir kimsenin 3 yaşında okula başlayamayacağından” yola çıkılmak suretiyle davanın reddedilmesi mümkün olabilecektir. Ayrıca belirtmek gerekir ki davacı resmi hastane doğum kayıtlarının esas alınması suretiyle yaşındaki yanlışlığın giderilmesini her zaman talep edebilme hakkına sahiptir.
Yargılamada Kemik Radyolojisi Teknolojisinin Uygulanması
Yaş düzeltme-değiştirme davaları sırasında ilgili mahkeme, davacının kemik yaşının tespitini isteyebilir. Adli Tıp Kurumu aracılığıyla kişinin kemik yaşının tespiti gerçekleştirilir ve kemik yaşına göre mahkeme talebe ilişkin bir karar verebilir. Gözden kaçırılmaması gereken hususlardan biri de kemik yaşına dair tespitin, kişinin en geç 25 yaşına ulaşmasına kadar gerçekleştirilebilmesidir. Zira bu yaştan sonra kemiklerin gelişim göstermemesi nedeniyle yaş tespiti imkanı oldukça azalmaktadır. Kemik yaşına ilişkin tespitin dava açmadan önce yaptırılması ve çıkacak sonuca göre dava açılmasında hukuki yarar bulunmaktadır.
YAŞ DÜZELTME – DEĞİŞTİRME DAVALARINDA YARGILAMA SÜRECİ
Yargılama aşağıda öngörülen sırayla ilerlemektedir.
- Davanın açılması
- Kişinin nüfus kayıtları getirtilmesi, kardeş ve anne-babaya ilişkin bilgilerin araştırılması süreci
- Davacının duruşmada hazır bulundurulması ve dış görünüşün incelenmesi
- Mahkemece görülecek lüzum üzerine “kemik radyoğrafisi” raporu istenmesi.
- Tanıkların beyanı ve dosyadaki mevcut delillerle birlikte yaş değişikliğine ilişkin kararın verilmesi.
- Gerekçeli kararın yazılması
- Mahkeme kararının kesinleşmesi
Yaş düzeltme davasını şayet kişi ergin ise kendisi, değil ise , velisi ya da vasisi açmalıdır. Bunun dışında cumhuriyet savcısının da dava açılması talebi üzerine yaşın düzeltilmesi sağlanabilir.
Dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de yargılamada tanık kullanılmasının ve doğum tarihinin kanıtlanmasında bu beyanların büyük önem taşıdığıdır.Duruşma sırasında dinlenilecek olan tanıkların net ve duraksamaya yer vermeyecek bir biçimde tanıklık etmeleri önemlidir. Doğum tarihi konusunda tarihi net bir biçimde beyan etmeleri gerekmektedir. Ayrıca yaş düzeltme-değişikliği davalarında davanın yetkili ve görevli mahkemede açılmasına dikkat edilmelidir. Yaş düzeltme davaları bakımından görevli ve yetkili mahkemenin tespiti meselesi Nüfus Hizmetleri Kanunun 36. Maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır:
Mahkeme kararı ile yapılan kayıt düzeltmelerinde aşağıdaki usûllere uyulur:
a) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru ile görülür ve karara bağlanır.
Bu davalar esas itibariyle kişinin yerleşim yeri Asliye Hukuk mahkemesinde açılacaktır. Bu davada davalı olarak davacının yerleşim yerinde bulunan nüfus müdürlüğü gösterilmelidir. Yetkisiz ve veya görevsiz bir mahkemede dava açılması halinde dava reddedilecek bu durum davacı için maddi külfet ve zaman kaybına yol açabilecektir. Zira yaş değiştirme davasında mahkeme yetki hususunu kendiliğinden dikkate almaktadır.
Davacı hakkında mevcut bir cezai kovuşturma varken yaş düzeltme davası açılması halinde bu dava görevsizlik yönünden reddedilmelidir. Çünkü sanık veya mağdur olan kişinin gerçek yaşlarının tespit edilmesi ceza yargılaması hukuku bakımından özel bir öneme sahiptir. Tespite ilişkin kararı (soruşturma aşaması dışında) kovuşturmayı yürüten ceza mahkemesi verecektir.
Açılacak yaş düzeltme davalarında avukatla temsil zorunluluğu bulunmasa da yargılamanın hızlı ve etkin bir şekilde devam etmesi, usule ilişkin işlemlerin doğru gerçekleştirilebilmesi için yaş düzeltme davasında bir avukat ile davayı yürütmek davacı kişi açısından doğru bir karar olacaktır. Ayrıca yaş düzeltilmesine ilişkin talepler esasen kişiye sıkı sıkıya bağlı hak kategorisinde yer almakta olup davaların avukat aracılığıyla görülmesi halinde avukat vekaletnamesinde mutlaka bu hususa ilişkin özel yetki bulunması gerekmektedir. Genel vekaletname ile dava açılması halinde mahkeme bu eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa süre verecektir.
Yargılama Süresi
Yaş düzeltme-değiştirme davalarında süreç bu şekilde ilerlemekte olup uygulamada mahkemelerin yoğunluğuna göre yargılama süresi 2-7 ay arasında değişebilmektedir. Mahkemece kemik radyolojisi kullanılmasıyla kemik yaşın tespitine ilişkin bir talep söz konusu olması halinde dosyanın Adli Tıp Kurumuna gitmesi, kurumca incelenmesi ve geri dönmesi süreçleriyle birlikte bahsedilen yargılama süresi daha da uzayabilir.
Sorry, the comment form is closed at this time.