Türkiye’de ikamet etmeyen vatandaşlarımız çeşitli nedenlerden kaynaklı olarak Türkiye ile bağlantıları devam etmektedir. Bu husus sıklıkla miras mallarının bölüşülmesi amacıyla miras ve mal paylaşım davaları, Türkiye’de bulunan taşınmaz mallar üzerinde yaşanan uyuşmazlıklar, kiraya verilen taşınmaz ile ilgili kira alacağı ve tahliye davaları, boşanma davaları ve boşanma kararının Türk mahkemelerince tanınmasına ilişkin tanıma davaları, müşterek çocuğun velayetinin temini için açılan velayet davaları ve benzerleri şeklinde kendini göstermektedir.
Türk vatandaşı olan şahıslar daha sonrasında Türk vatandaşlığından ayrılmış olsalar dahi Türkiye’de hukuki bir problem ile karşılaşabiliyorlar. Bu süreçte yurt dışında yaşayan kimsenin sürekli olarak Türkiye’ye gelmesi maddi ve manevi bir külfet oluşturmakla beraber, gelse dahi çözümün karmaşık hukuki süreçlerin işletilmesi sebebiyle çözüme ulaşılması her zaman mümkün olmuyor. Bu nedenle hak kayıplarının önlenebilmesi için bu kişilerin Türkiye’de bir avukat aracılığı ile iş ve işlemlerini yürütmesi önem arz etmektedir.
Tüm hukuk camiasında en önemli husus yaşanan somut olaya göre hukuki bir yol haritası çizmektir. Yaşanan olayın tespiti ve çözümü aşamasında öncelikli olarak bu sorunun hukuki çerçevede hangi yol ile en kısa zamanda çözüme kavuşturulabileceği belirlenmelidir. Çözüm bazen tahkim, arabuluculuk, kamu kurumları ile resmi yazışma, bazen de icra takibi veya dava açılması yolu ile olmaktadır. Bu çözümünden önce sorunun tespiti ile hukuki yol haritasının çizilmesi muhtemel çözüme en kısa ve en masrafsız yoldan ulaşmanızı sağlayabilecektir.
Yurtdışında ikamet eden vatandaşlarımızın; ailesinin, işlerinin, malvarlıklarının burada olması sebebi ile hukuki olarak bazı sorunlar ile karşılaşmaları mümkündür. Bu durumda karmaşık hukuki süreçler, yol haritasının belirlenememesi, dava açılmış olsa dahi usul kurallarının sıkı sıkıya işlemesi nedeniyle muhtemel hak kayıpları gibi çeşitli soru işaretleri gündeme gelmektedir. Bu noktada hukuki iş ve işlemleriniz için uzman bir avukat ile iletişime geçmeniz hak kayıplarının önlenmesi ve sürecin sağlıklı şekilde yürütülebilmesi için büyük önem arz etmektedir.
Türk hukukunda davanın ve işlemlerin tarafları bizzat bulunmak zorunda olmayıp, bir vekil aracığı ile kendisinin gelmesine gerek kalmaksızın işlerini yürütebilecektir. Avukat tutmak yerine bir yakınıma vekalet versem olur mu sorusunun cevabı ise dava ve yargılama süreçlerinde vekaleten temsil yetkisi sadece avukatlara verilmiş olduğundan bir yakınınıza verdiğiniz vekalet ile dava açmanız, davanızı yürütmeniz mümkün gözükmemektedir. Ayrıca hukuki süreçlerin yürütülebilmesi ve hak kayıplarının önlenebilmesi açısından bir avukat ile çalışmanız daha sağlıklı olacaktır.
Bu durumda yurt dışında yaşayan kişi Türkiye’ye gelmesine gerek kalmaksızın bulunduğu bölgedeki noter veya konsolosluk aracılığı ile bir avukata vekalet verebilmektedir. Noter kanalı ile vekaletname düzenlendikten sonra apostil şerhi işletilmesi gerekmektedir. https://www.eapostil.gov.tr/ adresinden online olarak apostil işlemlerini halledebilirsiniz. Türk konsolosluğuna giderek vekalet çıkarmanız halinde ise vekaletin aslını kargo yolu ile göndermenize gerek kalmaksızın yapılan entregrasyon ile vekaletin örneğinin Türkiye’deki bir noterden alınması mümkün olmaktadır.
SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…
KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…
Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…
Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…
Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…
Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…