Yargı Kararları

Yaralanma Olayıyla İlgili Olarak Etkili Soruşturma Yürütülmemesi Nedeniyle Kötü Muamele Yasağının Usul Boyutunun İhlal Edilmesi

laylar 

İddiaya göre başvurucular Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından Kızılay’da basın açıklaması yapıldığı olay tarihinde Kızılay’daki bir kafede oldukları esnada kafede bulunan diğer kişilerle birlikte kolluk görevlilerinin fiziki ve sözlü şiddetine maruz kalmıştır. 

Başvurucular kafede otururken kolluk görevlilerinin mekânın içine biber gazı sıktığını, kendilerini zorla bahçeye çıkardıklarını, burada bedenî kuvvet ve copla darbettiklerini iddia ederek Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) şikâyette bulunmuştur. Başvurucular hakkında düzenlenen adli raporlarda başvurucuların kolluk görevlilerince darbedildikleri iddiası olduğuna yer verilmiş ayrıca birinci başvurucuda hafif nitelikte bir yaralanma ile ikinci başvurucunun vücudunda hassasiyet tespit edildiği bildirilmiştir.

Başsavcılıkça başvurucuların yaralanmalarının niteliğini tespit etmek amacıyla Adli Tıp Kurumundan görüş sorulmuştur. Adli Tıp Kurumunun raporuna göre birinci başvurucunun yaralanması basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif niteliktedir. İkinci başvurucunun vücudunda herhangi bir lezyon saptanmamıştır.

Başsavcılık tarafından şüpheli “Ankara Emniyet Müdürlüğü” hakkında “güvenlik görevlilerinin zor kullanma yetkisine ilişkin sınırı aşmadıkları” gerekçesiyle kovuşturma yapılmamasına karar verilmiştir. Başvurucuların Başsavcılık kararına itirazları, Sulh Ceza Hâkimliği tarafından reddedilmiştir.

İddialar

Başvurucular, kolluk görevlilerince güç kullanımı neticesinde yaralanmalarına karşın şikâyetlerinin etkili olarak soruşturulmaması nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. 

Mahkemenin Değerlendirmesi 

Bir devlet görevlisi tarafından Anayasa’nın 17. maddesini ihlal eder biçimde bir muameleye tabi tutulduğuna ilişkin bir iddianın soruşturma makamına iletilmesi durumunda etkili soruşturma yükümlülüğünün başlaması için öncelikle gerekli olan husus, söz konusu iddianın savunulabilir olmasıdır. İddianın savunulabilir olması, açık ve olgulara ilişkin ayrıntı içermesinin yanında ancak makul kanıtlarla desteklenmesiyle mümkündür. Olaydan kısa bir süre sonra başvurucuların ayrıntılı açıklamalarına dayalı şikâyet dilekçeleri ile yaralanmalarına delil olarak gösterdikleri sağlık raporları birlikte değerlendirildiğinde kötü muamele iddialarının savunulabilir olduğu açıktır.

Nitekim Başsavcılıkça başvurucuların şikâyeti üzerine derhâl soruşturma başlatıldığı, başvurucuların şikâyet ve delillerinin tespiti amacıyla ifadelerinin alındığı gözlemlenmiştir. Buna karşın Başsavcılık maddi gerçeğin ortaya çıkarılması bakımından yeterince araştırma yapmamış, olay yerini gösteren kamera görüntülerinin veya tanıkların olup olmadığını soruşturmamıştır.

Ayrıca başvurucuların yaralanmasından sorumlu kişilerin kimliklerinin belirlenmesi bakımından hareketsiz kalan Başsavcılık, kolluk görevlilerin başvuruculara müdahale etme sebebi ve şeklini açığa kavuşturmamıştır. Her ne kadar Başsavcılık kararında başvurucuların “kamu düzenini bozan davranışları” nedeniyle kolluğun müdahale ettiği belirtilmiş ise de bu davranışlar açıklanmamıştır. Diğer taraftan başvuruculara yapılan müdahaleyle ilgili tutanak, görüntü veya başkaca delil de bulunmadığından başvurucuların kolluk müdahalesini gerektiren davranışları Başsavcılıkça somutlaştırılmamıştır.

Bu durumda başvuruculara hangi nedenle, ne şekilde ve ağırlıkta güç kullanılması gerektiği tartışılmadan başvurucuların yaralanmasının suç oluşturmadığı kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak soruşturmadaki eksikliler nedeniyle soruşturma makamlarınca ulaşılan sonucun nesnel bir değerlendirme ürünü olduğunu söylemek bu aşamada güçtür. Olayın aydınlatılması bakımından Başsavcılıkça gereken çabanın gösterilmediği değerlendirilmiştir.

Diğer taraftan soruşturmadaki eksiklikler nedeniyle başvurucuların şikâyetine konu ettiği olayın gerçekleşme koşulları konusunda yeterli veri bulunmadığı (özellikle sağlık raporlarının niteliği) nazara alındığında bu aşamada kötü muamele yasağının maddi boyutu itibarıyla bir inceleme yapılmasına imkân bulunmadığı değerlendirilmiştir.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiğine karar vermiştir.

Barış kaya

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

3 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

3 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

3 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

3 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

5 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

6 ay ago