Velayetin Değiştirilmesi Davası

Boşanma kararının verilmesi ve kesinleşmesinin ardından velayetin değiştirilmesi için, çocuğun ve velayet kendisine verilen tarafın durumunda esaslı değişiklikler olması gerekmektedir. İşbu esaslı değişikliklerin sürekli ve çocuğun gelişiminde etkili olması da aranmaktadır. Meydana gelecek değişiklik çocuğun durumunda olabileceği gibi velayet kendisine verilen tarafın durumunda da olabilir. Örneğin; velayet kendisine verilen tarafın ciddi sağlık problemlerinin ortaya çıkması ile çocuğun bakımına gereken özeni gösteremeyecek hale gelmesi hali, çocuğun şiddet görmesi, çocuğun çalıştırılması.

Boşanma sonrasında velayet kendisine verilen taraf, çocukların bakımı, eğitimi, öğretimi, korunması, temsili, çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri içerir.Velayet kendisine verilen tarafın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocuklara bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Velayet kendisine verilen tarafın tüm bu yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmesi gerekmektedir.

Velayet davası açan tarafın başlıca ispat etmesi gereken husus, velayet kendisinde olan tarafın velayete ilişkin yukarıda sayılan yükümlülükleri ve görevleri ihmal ettiği, küçüğün yararına aykırı davrandığıdır.Velayet davası açan ve velayetin kendisine verilmesini talep eden taraf, karşı tarafın çocuğun üstün yararına aykırı davrandığını ve velayete ilişkin yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediğini ispat etmesi gerekmektedir.

Velayetin değiştirilmesi davalarında tanık beyanları esaslı deliller arasında olup, velayet kendisine verilen tarafın velayete ilişkin yükümlülüklerini ihlal ettiği tanık delilleri başta olmak üzere her türlü yasal delil ile ispat edilebilecektir. Yine dava kapsamında çocuğun velayet kendisinde olan taraf yanında menfaatlerinin ihlal edildiği sosyal inceleme görevlileri tarafından düzenlenecek Sosyal İnceleme Raporları ile de ispat edilebilecektir. Velayet kendisinde olan tarafın velayete ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği ve küçüğün yararına aykırı davrandığı somut delillerle ispat edilemezse o halde velayet davasının reddine karar verilecektir.

Velayet davasında, velayet kendisinde olan tarafın velayet yükümlülüğüne aykırı davrandığının mahkeme nezdinde ispat edilmesi halinde velayetin değiştirilmesine karar verilecektir. Velayetin kendisine verilmesini talep eden taraf velayetle beraber uygun bir iştirak nafakasına hükmedilmesini de talep edebilir. Hükmedilecek nafaka miktarı tarafların sosyal ekonomik durumları ile çocuğun yaşı ve masrafları göz önüne alınarak belirlenir.

Yargıtay  Hukuk Genel Kurulu Esas : 2013/2-2085 ve Karar : 2014/30 sayılı 22.01.2014 tarihli kararında “ Uyuşmazlık, velayet kendisinde olan annenin velayet hakkını, velayetin kaldırılması veya değiştirilmesini gerektirecek derecede kötüye kullandığının kanıtlanıp kanıtlanmadığı, NOKTASINDA TOPLANMAKTADIR.

Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 339-347 nci maddeleri uyarınca velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunmasıyla temsil görevlerini kapsar.Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir.Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocuklara bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve EĞİTİMLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEKTİR. Bu bağlamda sağlayacağı eğitimle çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve YÜKÜMLÜLÜĞÜ BULUNMAKTADIR.

Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye DÖNÜK YARARLARIDIR. Buna göre, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence ALTINA ALMAKTIR.Velayet, kamu düzenine ilişkin olup, bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate ALINMASI ZORUNLUDUR.

Belirtilmelidir ki, velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz.YARGITAY Hukuk Genel Kurulu’nun 15.04.1992 gün ve 1992/2-140 E. 1992/248 K sayılı kararında da belirtildiği üzere, boşanmayla düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şart olup, ayrıca esaslı değişikliğin önemli ve sürekli olması DA GEREKMEKTEDİR.… Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz ÖNÜNDE TUTULMALIDIR.

Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumuyla ilgilenip ilgilenmediği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlar göz ÖNÜNDE TUTULMALIDIR.

Velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde ana babadan kaynaklanan özelliklerin de dikkate ALINMASI KAÇINILMAZDIR. Bu nedenle, mahkemece çocuğu başkasına bırakma, ihmal etme, kaçırma, iradi olarak terk etme, yönlendirme hususlarıyla tarafın velayet talebinin olup olmaması, şiddet uygulaması, sadakatsizliği, ekonomik durumu, mesleği, yaşadığı ortam, kötü davranışı, alkol bağımlılığı, sağlığı, dengesiz davranışları DİKKATE ALINMALIDIR.

Mahkemece, açıklanan özellikler yanında mümkün oldukça çocuğun alıştığı ortamın değiştirilmemesine, kardeşlerin ayrılmamasına özen gösterilmeli, velayetin verileceği taraf yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olup olmayacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delil olup olmadığı veya hemen meydana gelecek tehlikenin varlığının ispat edilip edilemediği ve maddi durumun iyiliğinin tek başına velayetin değiştirilmesini gerektirmeyeceği hususu da MUTLAKA DEĞERLENDİRİLMELİDİR.”

 

Lawyer Antalya

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

4 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

4 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

4 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

4 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

6 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

7 ay ago