Yargı Kararları

Tren Kazası Sonrası Kamu Görevlileri Hakkında Yürütülen Ceza Yargılamasının Etkisizliği Nedeniyle Yaşam Hakkının Usul Boyutunun İhlal Edilmesi

Olaylar 

Haydarpaşa (İstanbul)-Ankara seferini yapan yolcu treninin 2004 yılında Sakarya’nın Pamukova ilçesi yakınlarında raydan çıkması sonucu birçok kişi ölmüş, pek çok kişi de yaralanmıştır. Ölenler arasında başvurucunun o tarihteki eşi H.T. ile H.T.nin kardeşi A.T. ve A.T.nin çocukları N.T. ile M.T. de bulunmaktadır.

Olayla ilgili Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı (Cumhuriyet Başsavcılığı) tarafından soruşturma başlatılmış, olayın neden kaynaklandığına ve kusur durumuna ilişkin bilirkişi raporu alınmıştır. Cumhuriyet Başsavcılığı, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Genel Müdürlüğü yetkilileri hakkında yürüttüğü soruşturmada yetkisizlik kararı vermiş ve soruşturma evrakını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermiştir. Bu soruşturmanın sonucu tespit edilememiştir.

Öte yandan Cumhuriyet Başsavcılığı, makinistler (birinci ve ikinci makinist) ve tren şefi hakkında demir yolu üzerinde kazaya neden olma iddiasıyla Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açmıştır. Yargılama sonucunda makinistler hakkında mahkûmiyet, tren şefi hakkında ise beraat kararı verilmiştir.

Hükmün taraflarca temyizi üzerine Yargıtay, sanıklar hakkında verilen mahkûmiyet kararını bozmuştur. Bozma kararının ardından yapılan yargılamada ise davaların düşürülmesine karar verilmiştir. Bu kararın da temyizi üzerine hüküm bozulmuş, yapılan yargılamada birinci makinist hakkında hapis cezasına hükmedilmiş, ikinci makinistin cezası ertelenmiştir.

Taraflarca temyiz edilen karar Yargıtay tarafından bozulmuştur. Yargıtayın bozma ilamına uyan Ağır Ceza Mahkemesi, makinistlerin adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiş ve verilen adli para cezalarını taksite bölüp ertelemiştir. Kararın taraflarca temyizi sonrası Yargıtay, dava zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle sanıklar hakkındaki kamu davalarının düşmesine karar vermiştir.

İddialar

Başvurucu, bir yolcu treninin raydan çıkıp birçok kişinin ölümü ile pek çok kişinin yaralanmasına sebep olmasına istinaden bazı kamu görevlileri hakkında yürütülen ceza yargılamasının etkisizliği nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. 

Mahkemenin Değerlendirmesi 

Anayasa’nın 17. maddesinin kendisine yüklediği pozitif yükümlülüklerin usule ilişkin yönü uyarınca devlet, şüpheli her ölüm olayının tüm yönleriyle ortaya konulmasına, sorumlu kişilerin belirlenmesine ve gerektiğinde bu kişilerin cezalandırılmasına imkân tanıyan bağımsız bir soruşturma yürütmelidir.

Bununla birlikte etkili soruşturma yükümlülüğü bir sonuç yükümlülüğü değil uygun araçların kullanılması yükümlülüğüdür. Anayasa’nın 17. maddesi başvuruculara üçüncü kişileri bir suç nedeniyle yargılatma ya da cezalandırma hakkı vermediği gibi devlete tüm yargılamaları mahkûmiyetle sonuçlandırma ödevi de yüklemez. 

Başvuruya konu edilen yargılama sürecinde yapılan işlemler ve başvurucunun iddiaları birlikte değerlendirildiğinde başvuruda incelenmesi gereken mesele, yargılamanın makul bir sürat ve özenle yürütülüp yürütülmediğidir.

Burcu Demirkaya ve Yücel Demirkaya (B. No: 2015/1232, 30/10/2018) başvurusunda meydana gelen olayda ölen ve yaralananların fazlalığı nedeniyle ölenlerin yakınları ile yaralıların ifadelerinin tespitinin uzun zaman alması anlaşılabilir bir durum olduğu ancak yargılamadaki hiçbir unsurun yargılamanın sonuçlandırılamamasını haklı kılmadığı belirtilerek yargılamanın makul bir süratle yürütülmemesi nedeniyle yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verilmiştir. Sözü edilen kararın verildiği tarihten sonra da yargılama 10 ay 25 gün daha sürmüş ve nihayetinde sanıklar hakkındaki kamu davası zamanaşımına uğramıştır. Yargılamanın bütününde yapılan işlemler ve bozma kararlarının içerikleri dikkate alındığında davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesinin sebebi davanın sürüncemede bırakılmış olmasıdır. Bu bakımdan başvuruya konu yargılamanın makul bir özen ve süratle yürütüldüğü söylenemez.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle H.T. ile ilgili başvuruda yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar vermiştir.

Barış kaya

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

3 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

3 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

3 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

3 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

5 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

6 ay ago