Yargı Kararları

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkının İhlali İddiasıyla Yapılan Başvuru

Olaylar 

Başvurucular kamu görevlisi ve sendika üyesidir. Olayların meydana geldiği tarihlerde, terör örgütü mensuplarının aileleri tarafından teslim alınmayan cenazelerinin bulunduğu iddia edilen toplu mezarların usulüne uygun olarak açılması talebiyle Siirt Kasaplar Deresi mevkiinde eylemler yapılmaktadır. 28/3/2015 tarihinde anılan bölgede bu konuda basın açıklaması yapılmıştır. Başvurucular da sendika veya dernek yöneticisi ya da üyesi sıfatlarıyla basın açıklaması yapılan toplantıda olduklarını belirtmiştir. Güvenlik güçlerinin raporlarına göre söz konusu toplantıda bir süre sonra terör örgütü (PKK) lehine sloganlar atılmış, örgütün bayrakları ve flamaları taşınmış, örgütün üyelerinin resimlerinin yer aldığı pankartlar açılmış ve güvenlik güçlerine taşlı saldırıda bulunulmuştur. Bu olaylar nedeniyle yedi polis yaralanmıştır. Başvurucular hakkında söz konusu toplantıya katıldıkları gerekçesiyle devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmaktan uyarma cezası verilmiştir.

Uyarma cezalarının iptali talebiyle açılan dava sürecinde idare ve derece mahkemeleri kamu görevlisi olan başvurucuların terör örgütünün propagandasının yapıldığı ve şiddet olaylarının yaşandığı bir toplantıya katılmalarının devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışlarda bulunmak fiilini oluşturduğunu kabul etmiştir.

İddialar 

Kamu görevlisi olan başvurucular, katıldıkları bir toplantı nedeniyle uyarma cezası verilmesinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Toplantı barışçıl başlamış fakat sonrasında çeşitli provokasyonlarla şiddete başvurulan ve terör örgütünün propagandasının yapıldığı bir etkinliğe dönüşmüştür.

Toplum ve devlet hayatı için önemli kararlar alan ve kritik görevlerde bulunan kişiler resmî sıfatlarının gerektirdiği şekilde tarafsız kalmak ve Anayasa’ya sadakatin gerektirdiği güvene layık olmak bakımından çok daha titiz davranmak zorundadır. Terörizm söz konusu olduğunda en alt kademedeki devlet memurunun dahi işgal ettiği görevin ağırlığına ve Anayasa’ya sadakat ödevine uygun biçimde hareket etmesi beklenir. Somut olayda olduğu gibi kamu görevlisinin sendikal bağlarının varlığı da Anayasa’ya sadakat ödevlerini sona erdirmez.

Başvuruya konu barışçıl olmayan toplantının ve terör örgütünün propagandası niteliğindeki açıklamaların şiddete başvurulması konusunda insanları bilinçlendirmeye veya cesaretlendirmeye olanak sağladığı hususunda tereddüt bulunmamaktadır.

Anayasa Mahkemesine göre başvuruya konu toplantı bir bütün olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na, insan haklarına, Anayasa’nın temel ilkelerine ve bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temsil ettiği temel değerlere yönelik açık bir saldırı ve meydan okuma niteliğine bürünmüştür.

Kamu görevlisi olan başvurucu Mehmet Alanç’ın toplantı barışçıl olmaktan çıktıktan ve terör örgütü propagandasına dönüştükten sonra toplantıda kalmaya devam ederek statüsünden kaynaklanan ödev ve yükümlülüklerinin gerektirdiği özeni göstermediği kanaatine varılmıştır. Bu nedenle başvurucu Mehmet Alanç hakkında hükmedilen uyarma disiplin cezasının demokratik toplum gereklerine uygun olduğuna kanaat getirilmiştir.

Öğretmen olan diğer üç başvurucunun ise toplu mezarların usulüne uygun olarak açılması talepli toplantıdan terör örgütünün propagandası hâline dönüşmeden ve şiddet olayları yaşanmadan ayrıldıkları yetkili makamlarca tespit edilmiştir. Bu durumda yetkili otoritelerin kamu görevlisinin ödev ve yükümlülükleriyle bağdaşmadığını belirterek disiplin cezası vermelerine sebep olan husus, öğretmen olan üç başvurucu yönünden gerçekleşmemiştir.

Başvurucuların davasını reddeden Bölge İdare Mahkemesi bu konuda hiçbir gerekçe sunmadığı gibi söz konusu toplantıya katılımlarının öğretmenlik gibi bir kamu göreviyle başka ne şekilde bağdaşmadığına dair bir açıklama da yapmamıştır. Üç başvurucu hakkında uygulanan disiplin cezalarının zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı ve demokratik bir toplum düzeninde gerekli olduğu ilgili ve yeterli bir gerekçeyle ortaya konulamamıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının Mehmet Alanç yönünden ihlal edilmediğine, diğer üç başvurucu yönünden ihlal edildiğine karar vermiştir.

Barış kaya

Recent Posts

SÖZLEŞME TÜRLERİ

SÖZLEŞME TÜRLERİ Hukukumuzda sözleşme serbestisi ilkesi olduğu için tarafların kanunda tamamlanmamış bambaşka sözleşmeler yapma veya…

3 ay ago

Birden Fazla Ada ve Parsel Üzerinde Kurulu Bulunan Sitenin Ortak Gider Alacağının Tahsiline İlişkin Davalar

KAT MÜLKİYETİ DAVALARI 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK), Genel Hükümler, Kat Mülkiyetinin ve Kat…

3 ay ago

Nişanlanma

Nişanlanma, evliliğin kurulmasından önceki aşamayı oluşturur. Herhangi bir şekli şart gerekli değildir. Tarafların herhangi bir…

3 ay ago

Yalan Tanıklık Veya Gerçek Dışı Bilirkişilik Yapılması

Yargılamanın lehe yenilenmesi sebeplerinden birisi; yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek…

3 ay ago

Ansökan Om Uppehållstillstånd i Turkiet

Frågor att ta hänsyn till vid ansökan om uppehållstillstånd i Turkiet Inledning Under de senaste…

5 ay ago

Teslim Edilen Eserin Ayıplı Olması

Eserin ayıplı olması, eserin sözleşmeye göre sahip olması gereken niteliklere sahip olmaması halidir. Bu da,…

6 ay ago